"Ben sadece birine gerçekten güvenmek istiyorum."
Koltukta gittikçe küçülmüş, ellerini kafasının kenarlarına bastırmış ve neredeyse ağlayacak olan kumral saçlı adama şefkatle bakmıştı Kaylee. Daha sonra ayağa kalktı ve özenle çantasına koymuş olduğu parçasını alıp onun yanına koltuğa oturdu.
Bir şey demeden elindeki çantanın fermuarını açarken odada sadece bu sesler yankılanıyordu. Belki bu onun dikkatini çekmesine yardımcı olurdu. İçindeki siyah renkli kemanı özenle çıkartıp her zamanki yerine yerleştirdi ve odada hissetmekte olduğu duyguyu notalara işledi.
Üzgün ama mutlu olduğunun da farkında olan notalar birer birer odanın duvarlarına çarparken Clint kendini anın büyüsüne kaptırmış bir şekilde buldu. Gözleri duygu yoğunluğundan kapanmış bedeni hafif ileri geri harekete geçmişti.
Sanki rüzgarda salınan, dökülmeye hazır ağaç gibiydi ve dökülen her bir damla evini terk eden sararmış yapraklardı.
Sonra aklına gelen şeyle gözlerini sonsuzluktan açıp karşısında tüm duygusunu, dikkatini oraya vererek çalan kadına dikti. O kadar güzel görünüyordu ki, sanki sanatın bir parçasıymış gibiydi. Gözlerini üzerinden çekse notaların sesini duyamayacak, kendini rahatlatamayacakmış hissini kovamıyordu.
"Çok güzelsin.."
Bu mırıldanmanın notalar arasında kaybolup gittiğini sanırken güzel dudaklarda alan tebessüm kendini ifade edebilmişliğin değil, duyduğu masum itirafın memnuniyetiydi. Bir süre daha çaldıktan sonra gözlerini aralayıp kendisine bakmakta olan kişiye baktı, dudaklarında yer alan gülümseme hala daha silinmemişti.
Clint gözleri gece gözlerde kitliyken elindeki siyah renge sahip kemana dikkatli bir şekilde bakmaya başlamıştı, yoksa gecede kaybolacağının farkındaydı. Sonuçta siyah, maviyi her zaman yutardı; kısaca siyah kendi yutma gücünün farkında olmadan bütün renkleri kendine çeker ve yutardı.
Bir kelebek gibi umutsuzca güzel kanatlarını yanan ateşe yönlendiriyor, yanacağını bile bile yoluna devam ediyordu.
Mavi gözler kemanın köşesine güzel bir el yazısıyla yazılmış yazıya odaklandı, oldukça belirgindi ve okuyabildiği kadarıyla bir isim yazılıydı. 'Francis'. Kaşları anlamsızca çatılırken gözleri yine eski konumuna dönmüş soru sormak için hazırlanıyordu.
"Francis?"
"Kemanımın ismi."
"Neden kemanına Francis ismini verdin ki?"
Karşısında soru sormasından bıkmış bir ifade yerine bütün soruları cevaplamaktan keyif alan bir ifade bulmak artık onu şaşırtmıyordu ama yine de anlamlandıramıyordu. Ya daha önce kimse bu soruları merak etmemişti, ya da oldukça sabırlı bir insandı Kaylee.
"Çünkü Barton, duygularımı özgürce ifade etmeme izin veren tek kişi o ve ben bundan asla şikayetçi değilim, aksine buna izin verdiği için ona minnettarım."
Gözleri yaşlarla dolarken artık bu kadar güçlü davranamayacağını fark etti, verdiği her cevap anlamsız gelen hayatına karşı bir cevap oluyor. Onun gibi hayaline tutunmak, onun peşinden koşup giderken savrulmayı umursamamak istiyordu.
Sadece onu yönlendirecek bir rüzgar istiyordu ve karşısında duran güzellik, onu sadece yüz olarak değil kalben; ruhen, verdiği cevaplarla ve tebessümüyle kendine bağlamış, rüzgarı oluvermişti.
Ağlamaya başladığının farkında olmadan kabalık yaptığını düşünse de karşısındaki bedene sıkıca sarılmıştı. Kolları altındaki zarif bedeni sıkıca kavramışken kendini daha iyi hissetti.
"Lütfen beni şimdi burada saniyelerce, yıllarca; milyonlarca ve sonsuz kere tut. Çünkü ben çaresizce mavi gözlerime bakarken nota yazman için sana yalvarıyor olacağım."
"Bunu yapmana gerek yok, çünkü seni notalarımın sonsuzluğunda sonsuz kere hapsedebilirim, bu kadar fedakar olabilir misin ki? Özgür hissetmeyeceğin hiçbir şey yapmak zorunda değilsin."
Clint kendisine sarılan kollar arasından sıyrılırken akan gözyaşlarını silmiş ve burnunu çekmişti. Ne ara bu kadar duygusal yönden dolmuştu ya da boşluğa düşmüştü bilmiyordu ama bildiği tek şey hayalini gerçekleştirirken, karşısındaki kadının saf notalarına ve duygularına karışacak olmanın onu çok mutlu edecek olmasıydı.
"Bırak da Francis olayım, bırak da hayallerimin peşinden yorulmadan; dinlenmeden ve kararlı bir şekilde koşarken, dalından kopup rüzgar tarafından istikametinde ilerletilen bir yaprak gibi olayım."
♫
🎻.
yeni bir başlangıcın sonu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
francis violin and violinist 'clint barton
Kısa Hikaye❛Neden kemanına 'Francis' ismini verdin ki?❜ ❝Çünkü Barton, duygularımı özgürce ifade etmeme izin veren tek kişi o ve ben bundan asla şikayetçi değilim, aksine buna izin verdiği için ona minnettarım.❞ *'Francis' isminin anlamı özgür demektir.* 29.10...