/ ilk itiraf \

232 25 1
                                    

Giydiğim jile elbisenin etek kısımlarını düzeltip oturdum. Ali'yse yanıma oturdu. Aramızdaki boşluğu kapatıp başımı omzuna dayamak istiyordum ama tanıştığımızdan beri hep mesafeli davranıyordu. Ona rastgele dokunduğumda, koluna girdiğimde sanki fazla ileri gitmişiz gibi benden kaçmaya çalışıyordu. Benden kaçmasın diye aramızdaki boşluğa göz yumdum. Elimdeki kahve bardağını tuttum onun elinden ziyade.

Önümüzden bizim bölümün üst devrelerinden birkaç kişi geçtiğinde gözlerinin bende olduğunun farkındaydım. Bir tanesiyle denk geldiğimizi hatırlıyordum, o da hatırlıyor olmalı ki kötü düşünceler beslediğini sakınmayan gözlerle bakıyordu.

Ali'yle aramızdaki boşluğu kapattım. Onların önümüzden geçmesini bekledim susarak. Adının Cüneyt olduğunu hatırladığım kişi dönüp birkaç kere daha baktı.

Ali yanımda olmasa hiçbiri umrumda olmazdı. Kafamı çevirir işime bakardım ama Ali varken hiçbir şey yapmamış olmama rağmen kendimi acınası hissettim. Sanki o kötü düşünceler bana aitti ve Ali hepsinden haberdardı.

Ayağa kalktı Ali. Üzerindeki uzun trençkotu çıkardı. Kolumdan tutup beni de ayağa kaldırdı. Bir bebeği sarar gibi giydirdi, kapüşonunu da başıma örttü. Ellerini çekmedi bir süre başımdaki kapüşondan, iplerine asılı kaldı öylece.

"Seni saklamak istiyorum. Görmesinler, sevmesinler... Bencillik ediyorum, evet. Ama bu beyaz tenini, bu kumral saçlarını, bu kahve gözlerini bir ben göreyim." Ellerimi tuttu. "Elini ben tutayım. Bencilim değil mi?"

Nefesimi tuttum. Ciğerlerimin atmosferden alacağı bir yudum nefes yerine onun sevgisine aç olduğunu anladım. Sevilmeye dair aldığım ilk sözlerdi bunlar. Parmak uçlarımda yükselip yüzümü onun yüzüne yaklaştırdım. Titreyen nefesini dudağımda hissedebiliyordum. Geri çekildi. Elimi bırakmadı, geriye bir adım atmadı ama beni reddettiğini gösterecek kadar başını geri çekti.

Gözlerim dolunca hızla ellerinden kurtuldum. Birkaç adım geriledim ve arkama döndüm. Ağlarken birinin beni görmesinden nefret ederdim. Ağlamaktan nefret ederdim.

Kolumu tuttu. Gözlerimdeki yaşlar şiddetlenip ardı kesilmeyen pınar gibi akmaya başladı. Böyle olurdu bana ağlarken, birisi teselli etmek istediğinde. İnsan yaslanacak bir omuz, tutacak bir el diye ağlıyormuş; onu anladım. Boştaki elimle sildim yüzümü. İşe yaramadı, akmaya devam ediyordu. Neden onca sözden sonra geri çeviriyordu ki beni?

"Özür dilerim Vera," dedi. "Bunu insanların gözü önünde yapmak istemedim. Sadece buydu sebebi."

Yüzümü döndüm. "Doğruyu söyle."

"Sana yalan söylemem." Gözleri doğruyu söylediğini belli ediyordu. Milyon yıllık güveni bir çift göze sığdırıp bakıyordu sanki.

"Neden bu kadar kuralcısın? Her an üzerine atlamak istiyormuşum gibi hissettiriyorsun."

Ellerini yüzüme koydu. Yüzüm avuçlarının arasında küçücük kalıyordu. Bu ânı kilitlemek istedim. Ona birkaç haftada bu kadar alışmamı garipsemedim. Varlığıyla beraber tüm yokluğunu unuttum. Geçmiş ondan öncesini barındırmayan bir çöp kutusu gibi geldi. Ya da çöp kutusuna çeviren bendim.

"Sanki bugüne kadar yazdıklarımda sen vardın, her satırdaydın. Onca duygunun arkası boş sanırdım ama hepsi sanaymış, sana biriktirmişim. İncitmek istemiyorum seni bu yüzden. Yıpratmak, soldurmak istemiyorum. Eski zamanların aşkına özeniyorum belki, belki hiç gelmemiş olanlarına."

Kelimeleri kullanmayı biliyordu, onları kabul ettirmeyi ve hatta tutsak etmeyi de. Baş kaldırmadım. Nasıl direneyim, ilk defa sevildim. Sevdim... Kollarımı beline doladım. Buna karşı çıkmadı. Kollarını boynuma doladı.

Ali'yle hikayemiz böyle başladı. Ve başlarken belliydi sürekli çatlaklar alacağı. Daha sıkı sarıldım buna rağmen. Onun beni, kendimi attığım kuyudan çıkarmaya çalışacağını bilerek ve içimden zerre zerre bunu arzulayarak sarıldım. Hiç bırakmasın istedim. O bencil olduğunu düşünüyordu ama onu kendime ilaç belleyen bendim. Asıl bencil bendim.

-

(nurullah genç)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(nurullah genç)

VERAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin