7

514 41 20
                                    

Doruk eline aldığı gitarda kendince ritimler tutarken aklına gelen bir kaç cümleyi dudaklarından serbest bırakıp güzel sesi ile söylemeye çalıştı.

"bazen bana gelir gider seni dert etmeler"

Gitarı ile tuttuğu ritimle de uymuştu sanki. Bu durum hoşuna gittiğinde hızla defter alıp not almıştı defterine. Başlık olarak da 'seni dert etmeler' yazmıştı.

Bu cümleler zihninin neresinden gelmişti bilmiyordu ama aklına ilk gelen şey tabi ki de güzeller güzeli Asiye'si olmuştu. Ever onu tandığından beri hep böyleydi aklı. Sürekli onu düşünüyor onun hayatı onun derdi tasası olmuştu. Gerçekten bir insan bir insana şarkı yazdırabilirmiş.

O an Asiye ile konuşurken kurduğu bir cümle aklına geldi. Ne demişti, 'başka bir evrende en güzel halimle hayata karışacağım' sevmişti bu cümleyi. Eline tekrar kağıdı aldı.

"başka bir evrende, en güzel halinle sen hayata karış...

Devamını getirememişti. Ne olsun nasıl olsun derken epey düşündü genç adam ama bulamadı.
Şimdilik bu iki cümle de hoşuna gitmişti. Elbet devamı gelirdi.

Şarkı defterini kapatıp yerine koyarken bilgisayarını açıp başladığı tezine devam etmek istedi.

Bir kaç saatlik uğraşlar sonrasında yine bir iki sayfa yazabilmişti. Gerçekten aldığı en güzel karardı Asiye'yi tez konusu yapmak. Onun sayesinde epey ilham geliyordu.
Hep istediği ama başaramadığı şeyi şarkı sözü bile yazmıştı.

Asiye'nin yüzü yine gözlerinin önüne geldiğinde gülümsemeden edemedi. Doruk, Asiye'ye karşı bir şeylerin oluştuğunu farkındaydı ama çekiniyordu. Babasına Harika ile nişanlacağını söyledi. Ona başkasını sevdiğini söylese ne tepki verirdi. Hele ki Asiye dese. Onu hor görürdü, ona kötü davranır kendince onu yakıştırmazdı ailesine. Halbuki oğlu en çok onu kalbine yakıştırmışken. Ona zulüm olan bu hayatı bir de bunları yaşatarak üzemezdi.
Tek tesellisi bu duyguların gelip geçici olmasıydı.

Bilgisayarına damlayan kanı gördüğünde bir anda daldığı düşüncelerden sıyrıldı. Bir damla daha damlayınca kanın burnundan aktığını fark etti. Hızla yerinden kalkıp banyoya girdi. Kanayan burnunu durdurup ayna da kendine baktı genç adam. En son iki yıl önce bunu yaşadı. Aklında oluşan dejavuları düşünmemeye çalıştı Doruk. Olmazdı değil mi olamazdı tekrar o günleri yaşamak istemiyordu genç adam.

Kafasındaki düşünceleri silerek kanaması duran burnunu son kes temizleyip odasına döndü. Yarın boş günüydü. Acaba Asiye ile yine okula mı gitse diye düşünmeden edemdi. Telefonunu eline alarak Asiye'ye mesaj çekti.

"uyudun mu"

"hayır"

Çok geçmeden gelen cevap ile sırıttı Doruk.

"yarın okula beraber gidelim mi"

"yine mi geleceksin okula. Alıştım artık diyorum gelmene gerek yok"

"belki senin için değil oradaki kızları tavlamak için geliyorumdur, neden üstüne alınıyorsun ki"

Doruk neden böyle bir mesaj attığını anlamamıştı. Gerçekten yeniden ergen olmuş gibi hissetti bir an.

"peki tamam"

Asiye ise nedenini bilmediği bir şekilde canı sıkılmıştı bu duruma. Doruktan böyle bir şey beklemiyordu. Bu zamana kadar takıldıkları sürede hiç böyle şeyler söylememişti. Şimdi böyle imada bulunması genç kızın kalbini sızlatmıştı sanki. Öylesine bir anda söylemişti belki ama genç kızın içinde yeşeren filizlerin üzerine atılan bir topraktı sanki.

Başka Bir EvrendeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin