Keyifli okumalar, sizleri özledim.🖤Yayım tarihi: 03.12.2021
🔮

Biri bana sevdiğin kadın için falcılık işlerine gireceksin dese asla inanmaz üzerine karnım ağrıyana kadar gülerdim. Nasıl olabilir ki diye düşünürdüm, nasıl olurda bir erkek, falcılık işlerine karışır? Daha iyi bir sorum var, ben nasıl karışabilirdim. İnsan bazen hiç tahmin etmediği şeyleri yapabilirmiş gerçekten. Karşısında onun kalbini daha hızlı attıran biri varsa insan pis işlere de, falcılığa da karışırmış. İnsanın asla 'asla' dememesi gerektiğini öğrenirmiş,
İnsanın başına aşktan ya da meraktan her şey gelebilirmiş.
Kendime has görünüşüm ve olmazsa olmaz parlak pelerinimle masanın ardında, başıma geleceklerden habersiz oturuyordum. Buraya neden geldiğimi biliyordum, en az adım kadar iyi hem de. Hedefine kilitlenmiş bir yarışmacı kadar hırslıydık hepimiz. Yanımda ölüme bile giderim dediğim iki suç ortağım vardı: biri çok sevgili Alkan diğeri çok sevgisiz Altay'dı. Asıl mesele burada oluşumuz değil, buralara kadar nasıl geldiğimizdi.
"Görüyorum!" Diye bağırdım içli içli tüm herkesi korkutarak, ani çıkışım karşımdakileri ürkütünce yükselişim büyük bir zevkle yere çakıldı. Aslında amacım korkutmak değildi. Yanındaki iki kızı korkutmak sorun değildi de ortadaki güzelliği korkutmak tam bir aptallıktı. Dilime söverek boğazımı temizledim ve kendime gelebilmek için olduğum yerde silkelendim. Asla bir şeyin kararını bulamazdım zaten, ya bir tık fazla ya da bir tık az yapardım her şeyi. Ayarsızdım ve bundan memnun olduğum tek yer karşımdaki kadına verdiğim aşktı.
Kendime çeki düzen vererek sesimi alçalttım, önümdeki kürenin etrafında kaygısızca ellerimi dolaştırdım. Oysaki kaygılı olmam gerekirdi çünkü karşımda bu işlerin neredeyse kitabını yazabilecek kadar bilgiye sahip biri vardı. Ben ise karşısına geçmiş aklımda olan sıfır bilgiyle onu etkilemeye çalışacaktım. Ne boş bir çabaydı...
Gözlerim istemsizce kısıldı, bu korkudan mı yoksa role giriyor oluşumdan mı anlam veremedim. Derin bir nefes alıp verdim bir kere daha ve bir kere daha, bu kadın karşımda olduğu sürece sıklıkla nefes alıp verme gereği duyuyordum. Beyaz tenine zıt yeşil gözleri bana fazlasıyla tehtidkâr bakıyordu.
Önümdeki küreye baktım ifadesiz bir biçimde, ne çok benziyordu bana. o da aynı şeyi düşünüyor olacak ki kürelikten çıkmış adeta bir buhar topuna dönüşmüştü. Bu da onun nefes alıp verme şekliydi sanırım. Hararet yapmıştı sanki, yanan mor ışıklar, beraberinde buhar görünümünde dumanları etrafa saçıyordu. İçimi çekerek kafamı geriye attım, ya o benimle kafa bulacaktı ya da ben onunla sonumuz Allah'a emanetti.
Buharlı muharlı şeyler...
Çaktırmayın ama sağlam çarpılacaktım.
Her şeye rağmen mor kürede ellerimi dolandırmaya devam ettim. İşin kuyruğuna kadar gelmişken sırf buhardan korktum diye yarıda bırakamazdım. Bu Yağız kurallarına uymazdı, bu yüzden devam etmeye kararlıydım Kendimi toparlamaya çalışıyordum. Dışarıdan yüzüm işi bilen birinin yüzü gibi görünse de açık konuşmak gerekirse bir halt bildiğim yoktu. Neyse ki karşımda oturan, şiir yazma kabiliyetim olsa güzelliğine milyon tane şiir yazabileceğim kadına olan aşkım benim bilgisizliğimden daha fazlaydı. Kafamdakilerle dövüşürken karşımdaki kadın sıkıntılı bir nefes verdi ve yanındaki iki kız arkadaşına baktı. Gerçekten sıkılmışa benziyordu bu ruh hali ister istemez beni de etkilemişti. Maksat eğlenmekti, onu da eğlendirmek ve mutlu etmek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkta Her Yol Mübahtır
RandomTatot? Yok, torot? Bu da değil, toronto? Hiçbiri değil. Şimdi size soruyorum ismini bile bilmediğim bir şeyin başına geçmek sizce ne kadar akıllıca? Aşk akıl işi değildi ya zaten. Biz de delirip öyle yapıyorduk bir şeyler. Hem ne demişler aşkta ve...