Keyifli okumalar.^^
11.YANLIŞ EŞLEŞME
🦋
Gözlerimin dalışına aşk demeseydim şayet, ona donuşuma kara sevda diyebilirdim.
Önümden tıpkı hayatım gibi geçtiler ve ben geçtikleri yere öylece bakakaldım. Kafamı dahi kaldıramadım, nefesimi tuttum da manyak kalbim daha fazla delirmesin diye ama işe yaramadı Necmi ağabey ismini söyledikten sonra daha bir delirdi, utanmasa dolmuştan çıkıp kendini deli gibi yağmaya başlayan yağmurun altına atıp tepinecekti.
"Nasılsınız Duru kızım?" Diye sordu kibar bir sesle. Kafamı gri kılıflı, toz kokan koltuklara sokmamak için zor dururken bana bakan Alkan ile göz göze geldim. Şoför koltuğunun hemen arkasında sağ tarafında oturduğundan kafamın en ufak bir hareketi onları görebilmem için yetiyordu. Baktım, yanakları şişmiş kendini kahkaha atmamak için zor tutuyordu. Hoş ben de kendimi dolmuştan aşağı atmamak için zor tutuyordum. Neyseki tutuyordum, tutmasam mazallah yağmura karışırdım.
"İyiyiz Necmi amca teşekkürler. Sen nasılsın? Ne var ne yok?" Diye karşılık verdi Duru. Adeta kalbimin çıkıp kaçmak üzere olduğunu farkettim ve elimle tutabilecekmişim gibi bir manevra yaptım. Göğsüme giden elimle Necmi ağabey farketmiş olacak ki tek eliyle bana dokunup "İyi misin yeğenim?" Diye sordu. Şoka uğramış kocaman açmıştım gözlerimi. Necmi ağabey sırası mıydı iyiliğin sağlığın? "E-evet!" Dedim kekeleyerek. Alkan kendini tutamayıp ağzıyla bir pırt sesi çıkardığında tüm bakışlar ona döndü. Nereye doğru bayılsam karar bile verememiştim ama bayılacaktım. Ya heyecandan ya da sinirden ya da Duru'nun sesinin güzelliğinden.
"Pardon!" Dedi Alkan borazan benzeri sesini herkese duyurarak "Ağzımdan bazen garip sesler çıkıyorda." Dudaklarımı birbirine bastırıp yüzümü koltuğun arkasına gömdüm. Gerçekten bu kadar ayrıntıya gerek var mıydı?
Vardı.
Aksi taktirde osurmakla suçlanabilirdi.
Kendi dediğime gülmemek için kafamı camdan tarafa çevirmek gibi bir salaklık yaptım. Ciddi bir salaklıktı çünkü Duru cam kenarına oturmuştu. Az da olsa onu görebiliyorken şaşkın köpekler gibi tüm yüzümü ona döndüm ve suratına hortlak görmüşüm gibi baktım. Oysa onun hortlak hali bile güzeldi! Neler diyordum ben? Kızı bir hortlak yapmadığım kalmıştı onu da sonunda yapmıştım. Donup kalmıştı bakışlarım, kafasını kaldırdığında ise hayattan kısa süreliğine kopmuştum. Bana bakmıyordu belki ama bana doğru döndüğü yön en az bakmış kadar heyecanlanmama sebep olmuştu.
Hep böyle oluyordum zaten. Ağzında a sesi bile çıksa ölüden halliceye dönüyordum ve bu halimi asla kontrol edemiyordum. Belki dizginlenemez aşkımın bile yularını tutardım ama bu haddi hesabı olmayan heyecanıma henüz bir çözüm bulamamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkta Her Yol Mübahtır
RandomTatot? Yok, torot? Bu da değil, toronto? Hiçbiri değil. Şimdi size soruyorum ismini bile bilmediğim bir şeyin başına geçmek sizce ne kadar akıllıca? Aşk akıl işi değildi ya zaten. Biz de delirip öyle yapıyorduk bir şeyler. Hem ne demişler aşkta ve...