6:Kokoşlar çetesi

28 26 6
                                    

   Keyifli okumalar.^^

6.KOKOŞLAR ÇETESİ

KOKOŞLAR ÇETESİ

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🦋

Yanımda iki kadınla birlikte yürüyordum.

Pardon iki erkekle birlikte yürüyordum. Biri kokoş Alkan diğeri sinirli Altay'dan başkası değildi.

"Peruğun kaymış..." diyecektim ki Altay yumruğunu sıkıp kıyafetime yapıştı ve beni kendine doğru çekti. Sıktığı dişlerinin arasından, sinir fışkıran gözleriyle yüzüme bakıyordu. "Tek kelime daha edersen hayatını kaydırırım!" Dedi. Zaten hayatım kayıktı daha kayık halini düşünemiyordum. Gözlerimi kocaman açtım ve nefesimi tutarak kendimi zor da olsa ondan kurtardım. Sinirli hallerine denk gelen kişilere sabır diliyordum aksi taktirde Allah'tan mekanını cennet eylemesini dileyebilirdim. Sinir hastası olacaktı. Belki de olmuştu haberimiz yoktu, ihtiyarlığında kaşlarını çatmaktan alnında boş yer kalmayacaktı. Niyeydi bu sinir, sanki babasına anasını küfür etmiştim!

Sessizce yoluma devam etme kararı aldım ama dikkatim yanlarından geçtiğimiz insanlara çevriliydi. Hepsi, istisnasız hepsinin yüzü bize dönüyor ve garip bakışlarıyla bizi süzüyorlardı. Tabii Alkan travesti rolü yapmayı ihmal etmeyerek her zamanki gibi durumun tadını çıkarmayı başarıyordu. Yanından geçtiği bir dedeye selam verdi, elini ayağını tutmaya çalışsam da başaramadım ve dede hayatının şokuna uğramış bir halde olduğu yerde donakaldı. İnsanın hiç utanması olmaz mıydı? Konu Alkan ise olmazdı. "Selam şekerim!" Dedi tam önünde yürüyen iki kıza doğru, kızlar onu dikkate almadan yürüyüp geçtilerse de arkamıza geçtiklerinde afilli bir kahkaha patlattılar. Neyse ki insanlar şaka kaldırabiliyordu.  Korkuyordum biri dönüp yumruğu yapıştıracak diye, sonra topluca dayak yemek zorunda kalacaktık. Bir adım atar atmaz ayol kelimesini kullanıp kendi kendine kahkaha atıyordu. Allah beyin verirken o büyük ihtimalle saklanmıştı. Koluna girdim ve hızlı adımlarla evimize ulaşmak için yola koyuldum. Aksi taktirde pek sağlıklı şeyler olacağa benzemiyordu.

Çok geçmeden kendimizi evimize attığımızda Altay ayakkabılarını fırlattı ve koltuğa oturup kolunu kaldırdı. Nasıl olurda yaklaşık yarım saat boyunca siniri biraz bile azalmazdı. Koltuğa oturur oturmaz elbisesi sıkmış olacak ki huysuzlanarak ayağa kalktı. Altına giymiş olduğu pantolonun üzerinden elbisenin eteklerini kaldırıp bel hizasına getirdi ve yeniden oturdu. Artık rahattı sanırım, en azından deli danalar gibi tepişmiyordu.

"Ben yapmam rol mol! Bu salak elbiseyi giydiğim yetmezmiş gibi bir de kız gibi konuşmaya uğraşamam!" Diye çemkirdi. Siniri belli ki hâlâ geçmemişti. Nefesimi usul usul verirken konuşmasının bitmesini bekliyordum. Sabırlıydım, normalde şikayetçileri sevmezdim ama Altay şu an işime yarayacağından iki dakika lafını çekebilirdim. Sonrası zaten çorap söküğü gibi gelecekti. Onu kullanıyordum yani, bu arkadaşlık kurallarına her ne kadar uymasa da yapıyordum.

Aşkta Her Yol MübahtırHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin