Keyifli okumalar.^^
25.KÖPEK
💛
Tarih korkakları pek yazmazdı ama Alkan'ı bu korkaklığını yazmasa büyük bir ayıp edebilirdi."Hoşt!"
Koşa koşa yanımıza gelip arkama saklanırken Ayşenur kahkaha atmaya başladı. Alkan yutkunup korku içinde bize doğru gelen ufak köpeğe bakarken sanki karşısında ejderha varmış gibi hallere giriyordu. Öyle küçüktü ki köpek ısırsa canı acımazdı insanın ama Alkan'a sorsak karşısında canavar vardı. Ayşenur'a katılarak ben de kahkaha attığım sırada köpek havlamaya ve hızını arttırmaya başladı. Ayşenur'a hiç bakmadan yanından geçti ve doğrudan bize doğru koşmaya başladı. Duru hiç yerinden kıpırdamadı, Alkan ise arkamda saklanıyor korku dolu sesler çıkararak beni de korkutuyordu. Köpek son bir kez daha havladı ve aramızda birkaç adımlık mesafe kalmışken üzerime atladı. Ağzımdan çıkan çığlığı kelimelerle tarif bile edemezken çırpınmaya, köpeğin tiz sesine karşılık bağırarak küfürler yağdırmaya başlamıştım. Sanırım ısırsa insanın canı acırdı. Üzerimden zor da olsa onu atarak birkaç tekme savurdum. Ağzım burnum kıl içinde kalmıştı ama ben daha temizlenemeden köpek ikinci bir hamlede daha bulunarak bacaklarıma saldırmaya başladı.
"Hoşt! Hoşt!"
Koşmaya başladım. Bir yandan canımın derdindeyken diğer yandan gözlerimin önünde uçup giden karizmamın derdindeydim.
"Hoşt! Allah belanı, hoşt!"
Alkan bağırıyordu, ben bağırıyordum. Alkan küfür ediyor, ben ediyordum. Ve köpekte yalnızca bizi kovalıyordu. Kızların ardımızdan koşarak geldiğini gördüm. Gülüyor muydu Duru? Tökezledim ve cevabımı alarak adeta düz duvara tırmanıp ağacın dalına tutundum. "Hoşt!"
Alkan hemen yanıma çıktı ve ağaçtan kırdığı dalı sanki bir gülleymiş gibi köpeğe doğru fırlatarak yutkundu. Yüzü kıpkırmızı olmuş, saçları dağılarak birbirine karışmıştı. Nefes nefese bir kahkaha attım bu haline, Alkan da gülmüş sakince bana yanaşarak "Amına koyduğumun köpeği, rezil etti cümle aleme!" Diye tıslamıştı. Bunu duymamla yüzüm aniden düştü ve Duru'ya baktım, gülüyordu. Karmakarışık duygular hissetmeye başladım birden, vücudumu ele geçiren dondurucu soğukla birlikte olduğum yerde titredim. Gülüyordu ve bu güzel bir şeydi, bir de bana gülüyordu bu daha da güzel bir şeydi ama Alkan'ın dediği gibi gerçekten rezil olmuştuk. Hatta hâlâ da olmaya da devam ediyorduk. Neydi bu maymun gibi ağaçlara tırmanmalar?
"Korku sen nasıl bir şeysin?!" Diye söylendi Ayşenur "Düz duvara tırmandılar resmen!"
Kahkaha atıyorlardı ve nihayet onun sesini de duyabilmiştim. Yavaştı, büyüleyici. Belki de hayatımda duyduğum en hoş melodiydilerden biriydi. Birden duygulanmak gibi bir aptallığa kapıldım, lisede kalbini kıran kızdan sonra bir daha asla aşık olmayacağım diyen aptal Yağız bu halimi görseydi diyeceği tek cümlenin "Vay anasını be!" olacağından emindim. Köpeğin sanki annesine küfür etmişiz gibi sergilediği havlayışları anlık sürüklendiğim buhrandan beni çekip almış, ağzıma giren kılı farketmeme neden olmuştu. Yüzümü ekşiterek birkaç hamle yaptıktan sonra görgüsüz bir biçimde olduğum yerin birkaç metre ilerisine tükürdüm. Şok içinde elimi ağzıma götürdüm fakat Duru'nun göz göze geldiğim bakışı her şey için çok geç olduğunu söylüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkta Her Yol Mübahtır
RandomTatot? Yok, torot? Bu da değil, toronto? Hiçbiri değil. Şimdi size soruyorum ismini bile bilmediğim bir şeyin başına geçmek sizce ne kadar akıllıca? Aşk akıl işi değildi ya zaten. Biz de delirip öyle yapıyorduk bir şeyler. Hem ne demişler aşkta ve...