Keyifli okumalar dilerim.^^
3:YANMALAR VE YAKMALAR
🌻
Numaralar binbir ölüp dirilmeyle verilip alınmış rehbere hayalim olan isimle kaydetme şerefine nihayet ulaşabilmiştim. Bu öyle bir şerefti ki size anlatamazdım. "AY TENLİ KADINIM" kelimelerini kaç yıldan beri hayallediğimi bir ben, bir de Allah bilirdi.
Yağmurdan tıpkı belalardan kaçarmış gibi kaçıp otobüse sığındığımızda saat öğleden sonra beşi geçiyordu. Hava yağmurunda etkisiyle hafif kararmış, nemli bir hava bırakıp etrafa kokusunu yaymıştı. Biz altı kişi arkalı önlü koltuklara oturmuş sessiz bir yolculuk yaparak evimize kadar varabilmiştik. Daha doğrusu Duru ve yandaşları evlerine varabilmişti, bizim daha bir o kadar daha yolumuz vardı. Otobüs durdu, Duru ayaklandığı sırada hadsiz telefonum büyük bir gürültüyle çalmaya başladı. Bu ani ses yüklemesiyle bir hayli korkmuş, olduğum yerde irkilmiştim. Kimdi bu şimdi?
Gözlerimi ekrana diktim. Tanımadığım bir numaranın arıyor oluşuna şaşırmamış zira bu numaralar son zamanlarda oldukça fazla arıyordu. Kimi zaman Alev isimli kadın arıyordu, kimi zamansa bana otelde yer ayırtıyorlardı. Numaram kötü ellere düşmüştü belli ki. Aramayı süşünmeden kapatarak ayağa kalktım. Bir adım atmıştım ki telefon yeniden çalmaya başladı. Tekrar kapattım, fazladan aramakta haneye tecavüze girmeliydi. Bir adım daha attım. Ve işte yine çalıyordu.
La havle vela kuvvete!..
Sinirle kulağıma götürdüğüm telefon ben daha ne olduğunu bile anlamadan otobüsün tutunma kemerlerine takıldı ve cehennemin dibine doğru yol alarak gözden kayboldu. İlahi bir mesaj gibi uzaklaştı sanki benden, bende ortada telefonla mı konuşsam, Duru'ya mı yetişsem yoksa öldürdüğüm telefonu mu arasam diye kalakaldım. Alkan araya girip telefonun düştüğü koltuk arasına elini daldırdı. Karıştırdı, karıştırdı, kim bilir neler neler buldu da söylemedi. Bu sırada Duru, Necmi ağabeyin yanına kadar yanaşmıştı.
"Amına koyduğumun telefonuna bak ya!" Diye bağırdı Alkan var gücüyle. Küfür et desek etmeyecek olan çocuğun bugün küfür edesi gelmişti. Telefon olsam düştüğüme düşeceğime pişman olurdum.
Sessizlik kapladı birden ortalığı, ölüm sessizliği. Bakışma vardı birilerinin arasında, en kısasından.
Duru'yla göz göze geliş, en büyüleyicisinden, en bayılmalısından.
Ve kapanış, en kaliteli kapanış.
Duru atabileceği en öldürücü bakışlardan birini atarak doğrudan Alkan'a çevirdi bakışlarını. Yalancı bir gülüşle Alkan'a yanaştım ve ensesine bir tane şaplak atarak kanal yedi oyuncularından aldığım oyunculuk eğitimimi konuşturdum. "Ayıp terbiyesiz. Hiç yakışıyor mu senin gibi temiz bir çocuğa?" Dedim. Bu kelimeler sahiden benim ağzımdan mı çıkmıştı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkta Her Yol Mübahtır
RandomTatot? Yok, torot? Bu da değil, toronto? Hiçbiri değil. Şimdi size soruyorum ismini bile bilmediğim bir şeyin başına geçmek sizce ne kadar akıllıca? Aşk akıl işi değildi ya zaten. Biz de delirip öyle yapıyorduk bir şeyler. Hem ne demişler aşkta ve...