Keyifli okumalar.^^
2.HER ŞEYİN BAŞLADIĞI YER
🦋
Bir çuval inciri suya döktünüz mü hiç? Böyle sulu sulu, taze taze olanları.
Toplama ihtimaliniz bile yok bakın. İncirler suya indiği an su onu alıp çok uzaklara götürür ve ta cehennemin dibinde karaya vurdurur. Buradaki incir benim bir yıl boyunca özenle koruduğum anonimlikti. Suya incirleri döken Alkan, su ise takip isteğiydi. Buradaki cehennemin dibide gecenin üçü oluyordu. Gecenin üçünde, hatta saat yavaş yavaş dörde kayarken, tüm hayatımında kaydığına şahit olmuştum. Ciddi anlamda bir çuval incirin berbat edildiği o anı bizzat yaşıyordum. Hayatımda böyle mükemmel bir sıçış anı daha görmemiştim.
"Abi.." dedi Alkan şaşkınca. Eminim yaptığının böyle bir sonucu doğuracağını aklından bile geçirmemişti. Geceydi sonuçta ve Duru'nun yarın erken saatlerde dersi vardı. Uyuyordu muhtemelen en azından o isteği atıp kaçarken böyle düşünmüştü. Yanağımdaki eli yavaş yavaş çekilmeye başladığında, yüzümü yüzüne çevirdim ve oldukça yakınında bir süre bekledim. Sessizce izledim korku dolu gözlerini. Beni düşürdüğü durumun içinde nasıl topaç gibi çıkmaza döndüğümü kendi de farketmiş olacaktı ki endişeliydi. Ama bu endişe beni düşündüğünden değil kendini düşündüğündendi. Çünkü birazdan eşek sudan gelinceye kadar dayak yiyecekti. Şiddetin arkadaş yönlüsü olanı hariç tüm hepsine karşı biriydim ama az sonra karşı değilmişim gibi görünebileceğimden söylemek istemiştim.
Asla böyle hayal etmemiştim.
Eğer bir şey yapılacaksa kendim yapmalı ve en iyisi de gecenin bu vakti alakasız bir şekilde yapmamalıydım. Bu olmamalıydı, Alkan bunu yapmamalıydı. Resmen özenle koruduğum anonimliğim benden çalınmıştı, bu öyle acı bir şeydi ki bir yandan içim heyecanla dolarken diğer yandan hüzünle çevriliydim.
"Alkan kalk oğlum.." dedi Altay sakin sesiyle uyarı da bulunarak. Kolları bana uzanırken Alkan bir çırpıda kalkmış yeniden odaya çekilmiş kapıdan bakıyordu. Ben ise adeta yerime mıhlanmıştım, şimdi ne halt yiyecektim? Nasıl düzeltecektim bu durumu? Yarın nasıl bakacaktım okulda yüzüne. Bir yıldır özenle koruduğum anonimlik hiç hazır olmadığım bir anda bozulmuştu, ben de mi bozulacaktım? Kafam çoktan bozulmuştu ya, kendimi perdesiz bir ev gibi hissediyordum artık. Üstelik geceydi ve ışıklar yanıyordu.
"Sakin ol canım!" Dedi Altay az önceki yaptığı yine işe yarar sanarak. Yumuşak ses demir gibi olan bana bu sefer etki etmemiş içimdeki kalbe gram işlememişti. Derin derin nefesler alıp veriyordum. Ben sakin olmam siz delirin diye bağırsam muhtemelen komşular evi bu sefer pompalı tüfekle basardı. Kafamı yere eğdim, sessizce mırıldandım "Sen bittin!" Dedim ve yayından çıkan ok gibi ayağa fırladım. Bu öyle bir fırlamaydı ki kurt bakışlı Altay bile farkına varamamış, varsa bile çok geç kalmıştı. "Aç ulan kapıyı!" Diye bağırdım, zaten emaneten duran kapıyı tekmeleyerek. Tekmelerime dayanamayan kapı birkaç titremeden sonra açıldı ve duvara vurarak yeniden üzerime gelmeye başladı. Bir kere daha vurarak onu kendimden uzaklaştırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkta Her Yol Mübahtır
RandomTatot? Yok, torot? Bu da değil, toronto? Hiçbiri değil. Şimdi size soruyorum ismini bile bilmediğim bir şeyin başına geçmek sizce ne kadar akıllıca? Aşk akıl işi değildi ya zaten. Biz de delirip öyle yapıyorduk bir şeyler. Hem ne demişler aşkta ve...