Keyifli okumalar.^^
31.KAZA
🤍
Felaketler silsilesinin içindeydik adeta. Ne günah işledikte bunlar başımıza geldi diye soracakken işlediğimiz günahlar aklımıza gelince susuyorduk. Gerçekten sağlam kafayla düşünmek gerekiyordu, bu tarot işine başladığımız günden beri başımızın girmediği bela kalmamıştı.
Yaren'in baygın bedeni önümüzde yatıyordu hâlâ. Adamlar nabzına bakıyor biri telaşla telefon kulağında ambulansı arıyordu. Duru ve Ayşenur Yaren'in yanına çökmüş onu izliyorlardı.
"Yemin ederim yanlışlıkla oldu," dedi Altay şoke içinde bana bakarak. Kafamı salladım ve ona yanaşarak kolumla sardım. Nasıl olduğunu kendi bile anlamamışken ona yüklenmek olmazdı. Altay telaşla konuşmaya, kendini anlatmaya devam etti. "Öyle birden önüme çıkınca vurdum. Yemin ederim kasıtlı değildi."
"Boşaltın," dedi etrafı yeni gelen bir başka adam. Onun bize dışarıda konuşmaya yapan adam olduğunu görmüş kenara çekilmiştik ki yerde yatanın Yaren olduğunu görünce hemen yanına çöktü ve kafasını dizlerinin üzerine koyarak yanaklarına vurdu. "Ne oldu?" Diye sordu sinirle bize bakarak. Yanındakiler olayı kısaca anlatır anlatmaz adam ayaklandı ve Altay'ın üzerine doğru koşarak yakasına yapıştı. Ortalık bir anda hareketlendi, Alkan adamın ellerini Altay'ın yakasından çekip attı ve önünde durarak ona baktı.
"Hop yavaş gel!" Dedim ben de Altay'ın önüne geçerek. Adam şoka uğrasada sinirinden bir şey kaybetmeyerek bir adım geriledi. "Sen nasıl vurursun benim kızıma?!" Diye bağırdı. Sesi boş odada yankı yapıp tekrar tekrar duyuldu kulaklarımızda. Kısa bir sessizliğin ardından "Kızım mı?" Diye sordu Ayşenur ve Duru'ya baktı. Şu an yaşanan şey her neyse gittikçe garip bir hal almaya başlamışken bir takım sesler duyuldu ve hemen ardından gıcırtılar eşliğinde bir sedye girdi içeriye. Adam bizi rahat bırakarak gelen kişilere döndü ve Yaren'in sedyeye konulmasına yardım ederek odadan çıkardı. Geride kalanlarsa bizi çıkartarak telefon ve çantalarımızı teslim ettiler ve kapıyı kapatarak bizi resmen dışarıya attılar.
"Biz de gelebilir miyiz?" Diye bir sorunun sorulduğunu duydum az ötemde. Bu soruyu soran Duru'ydu ve birinin arabasına binmek için izin alıyordu. Koşarak yanına gittiğimde geç kalmıştım, babası olduğunu iddia ettiği kişinin arabasına binmiş hareket eden ambulansı takip etmeye başlamışlardı. Oflayarak bizimkilerin yanına döndüm. Altay şoke içindeydi, gözlerindeki korku bu zamana kadar hiç rastlamadığım cinsten bir korkuydu. Nefes alıp verdim ve Altay'a sarılarak onu sakinleştirmeye çalıştım. Saçını karıştırdım "Bilerek yapmadın tamam."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkta Her Yol Mübahtır
OverigTatot? Yok, torot? Bu da değil, toronto? Hiçbiri değil. Şimdi size soruyorum ismini bile bilmediğim bir şeyin başına geçmek sizce ne kadar akıllıca? Aşk akıl işi değildi ya zaten. Biz de delirip öyle yapıyorduk bir şeyler. Hem ne demişler aşkta ve...