Öfkesine hakim olamıyordu. Zaman geçtikçe sanki içindeki ateş onu körüklüyor, nefes aldırmıyordu. Karanlığın en kötüsüydü ondaki kokusu hissedilse nefes keserdi. Kırmızı ojeli ellerini birleştirip düşünceye daldı. Yerin altında koca karanlık bir şato neredeyse ölüm lordu Hades'inkine eş değerdi. Odalardan birinde küçücük parlayan gözleriyle Impler - küçük doğaüstü yaramaz yaratıklar-pelerinin etrafında reverans yaptılar Phobetor'a Drudeler yine kazanların başındaydı. Küçük şişelerden bir şeyler damlatıyorlardı kara kazanlara. Phobetor( kabus tanrısı) güçlü sesi ile gürledi:
Beceriksizler bu işi size bırakmakla ne kadar büyük bir hata ettim Kraliçe bu işe çok sinirlenecek.
Nasıl olur da rüyasına tam olarak hükmedemezsiniz!
Drudelerden biri çirkin tiz sesiyle: Efendim biz de anlamıyoruz ne olduğunu sanki bir kalkan var ve bunu geçemiyoruz.
Tanos : Efendi Phobetor Kraliçe sizi huzuruna istiyor
ağır aksak yürüyüşüyle koridorun sonuna doğru ilerlemeye başladı. Çürümüş et kokusu her yana yayıldı. Kraliçenin sadık hizmetkarıydı Tanos . Yıllardır yanında , hizmetindeydi. Kraliçe onu bir bataklığın yanında küçücükken bulmuştu. Phobetor da ardından yürüyordu. Nasıl açıklayacak ne söyleyecekti. Odaya girdiler . Kırmızı ojeler yine parlıyordu. Tüyler ürperten bir sessizlikten sonra
Tiz ses sanki çığlığı andırarak : Karanlık Lord Hades aşkına sana güvenmiştim Phobetor , yaşlanıyorsun artık yüzüne gözüne bulaştırdın. Morpheus'un güçlü kolları üzerinden çekildiğinden beri o aptal Drudeler le çalışman koca bir hata. Hem aptal hem beceriksizler.
Phobetor: Yüce efendim, Kraliçem ne olur beni affedin. Lakin çözemediğimiz bir şey söz konusu o küçük kızı koruyan biri ya da birileri var kalkanı aşamıyoruz ve nasıl bir güç kullanıldığını henüz bilmiyoruz ama güçlü bir etkisi var ve bu sebebten sizi içeri gönderemiyorum.
- Aaahh Helena Helenaaaaa senden nefret ediyorum. Hep bir adım önde olmak zorunda mısın ? Nasıl düşünemedim bunu. Önce o kalkanı kırmak gerek.
Phobetor: Dahası da var yüce kraliçem, biri daha koruyup sakinleştiriyor küçük kızı.
— Kim o ? Onu bana hemen bulun
Phobetor: Emredersiniz kraliçem. En iyi cücelerimi bu iş için görevlendireceğim.
— Çıkın beni yalnız bırakın! Nerede hata yapıyordu, Helena artık kızını göremese de hala bir şekilde onu koruyup kolluyordu. Güçlendiğini hissettikçe sanki Helena yaptığı hamlelerle onun gücünü emiyordu. Daha ne kadar karanlığı alabilirdi yanına. Çaresi yoktu bambaşka yaratıklar göndermeliydi. Koca kara kitabı aldı. Bu yaratıklar öyle güçte olmalıydılar ki ne olursa olsun güçleri kırılmamalıydı. Yer altından çıktı. Arka tarafa doğru yürümeye başladı. Hiç kimsenin bilmediği çalılıkların dibine doğru yaklaştı, elinde tuttuğu tohumları toprağa saçtı ve bir takım sözler mırıldandı. İçini rahatlatmıştı. Zamanı geldiğinde her şey muhteşem olacaktı. Tiz bir kahkaha koyverdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GERÇEĞİN SESİ- Xana'nın dönüşümü
Aktuelle LiteraturTiz sesi yine yankılandı. Kırmızı ojeleri parlayan bu kadın kimdi kendisinden ne istiyordu? Ya o kadife ses "biz biriz" derken neyi kastediyor, ne anlatmaya çalışıyor? Xana'nın başı dertte acaba kiminle ?