Öneri : Julia Michaels-Heaven
Yorgundu yine gözlerinin içi kızarmış ve bir o kadar da uykusuz... Britomartis - tatlı bakire- dedi nefesini karanlığa verirken ... O kız da anlamlandıramadığı bir şey vardı. Farklı bir tat, farklı bir koku , farklı hislerdi tüm bedenini ele geçiren ve ilk defa boyutları aşmış dokunmuştu narin çiçeğin yüzüne dokunur gibi... Ne zaman uyanacaktı gerçeğe ?? O kadar farklıydı ki tıpkı kendisine hissettirdikleri gibi hem bir o kadar herşeye meydan okurcasına güçlü hem de narin bir çiçek kadar rüzgarda savrulabilen... Benim britomartisim dedi fısıltıyla sonra kendisi de ağzından çıkana şaşırmışçasına sustu.. Hem dokunmak için yanıp tutuşuyor hem de bunun için onu gerçekten görmesi gerektiğine inandığından beklemenin arafını yaşıyordu kendi içinde... Kanatlarının ağırlığını hissetti ve süzüldü karanlıkta nereye gittiğini bilmeden... Bazen tüm bu kaos bitse de çekilse herşey istiyordu belki de ondan önce yüzleşmesi gerekenlerle yüzleşip öyle çıkmalıydı bu kaosun içinden. Hem o aşık olamazdı yüzyıllardır sadece tutkusu ve isteği için yaşamamış mıydı?? Babası Aisa'nın sesi zihninin soğuk odalarında ruhuna üflendi . Bir gün kendini tamamlayacaksın oğlum doğru an geldiğinde içindeki buruk özlem de annen Alix 'e ulaştığında geçip gidecek. Parmaklarını saçlarının arasından hırsla geçirdi. Bu kadar basit miydi neden bunca sorumluluk kendisindeydi. Zihni bu kadar dağınıkken bir de bu... bu adını bile bilmediği kızın yanında buluyordu kendini tuhaf bir şekilde yenilendiğini, gücünün arttığını, kanatlarının daha bir parlaklaştığını , onun nefesinde çözülen zihnindeki tüm bu karmaşanın biraz da olsa kendisine nefes aldırdığını hissediyordu her zerresinde. Yine aklına gelmişti altın sarısı saçları ve annesinden bir parça bulduğu kokusu , sahi neydi o hem sanki egzotik bir meyve hem de denizin huzuru gibi kokuyordu. Derin bir nefes aldı kaledeki odasında yatağa uzandı. İhtiyacı olan tek şey bedeninin uyuşmasıydı. Yine sertleşen erkekliği her şeyin önüne geçmişti. Amaya diye seslendi bu kız işini iyi bilirdi . Onu sakinleştirecek tek şey onun derinlerinde kaybolmaktı.
-Benim gece yağmurum nerdesin ? diye gürledi.
- Prensimmm sizin için ne yapabilirim ? diye eğilerek geldi.
-Sıcak bir duş ve senden seni istiyorum deyip yatağından hızla doğruldu saliseler içinde kızın belinden kavrayıp kendine çekti. Uzun siyah saçlarını topladı ve derin nefesler içinde :
-Eğil sana ihtiyacım var ! dedi.
Siyah deri pantolonunu indirmeye bile ihtiyac duymadı. Amaya'nın narin elleri arasındaydı şimdi. Bu kız dokunmadan bile onu çıldırtıyordu. Çilek tadında dudaklarının arasına aldı prensinin erkekliğini. Delirmiş gibiydi daha da hırslandı böyle anlarda içinden başka biri çıkıyordu sanki. Siyahın en koyusu saçlarına zıt mini beyaz elbiseyi çıkarmaya bile gerek duymadı parmaklarını kalçalarında narince gezdirdi ve kalk diye emretti. Tahtı andıran siyah berjere oturdu.
-Ne yapman gerektiğini biliyorsun gece yağmuru
dedi kesik nefesiyle tek istediği onun içine hapsolup uyuyabilmekti biraz da olsa.. Günlerce süren bu yorgunluk ancak öyle gelip geçerdi. Henüz elindeki tek yol buydu. Kız sessizce itaat etti elbisesini çıkarırken... Yavaşça gelip kucağına oturdu göğüs uçlarının pembeliğini seviyordu bu güzel kızın. Parmaklarının ucuyla dokundu kızın göğüslerine sanki ısırırcasına aldı ağzına .
Hadi dedi fısıltıyla . Sertleşen erkekliğini tuttu narin parmaklarıyla kız ve yavaşça aldı onu o küçük dar sonsuzluğa . Bir bütündü artık prensi ile sanki bir lütuftu kendisine bahşedilen ondan bir parça taşımak için neler vermezdi ama asla izin vermiyordu sevgili prensi buna. Boğuk kesik sesler sesszliği yırttı. Kalk dedi tekrar kıza çekilebilirsin diye de ekledi sanki zorla konuşur gibi. Kız yavaşça kalkıp çıktı. Gözlerinin önüne gelen saçlarını eliyle çekti. Terlemişti, kanatlarının yumuşayıp kayboluşunu hissetti sıcak suyun dinginliğine bıraktı tüm vücudunu ve beline doladığı siyah havluyla yatağa uzandı. Öylece Morpheus- uyku tanrısı- nın kollarına bıraktı kendisini...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GERÇEĞİN SESİ- Xana'nın dönüşümü
General FictionTiz sesi yine yankılandı. Kırmızı ojeleri parlayan bu kadın kimdi kendisinden ne istiyordu? Ya o kadife ses "biz biriz" derken neyi kastediyor, ne anlatmaya çalışıyor? Xana'nın başı dertte acaba kiminle ?