Müzik önerisi : Gareth Coker : Zeus and Hera
Gareth Coker : Britomartis
Pamuktan yumuşak bulutumsu yatağından huzursuzca uyandı Hera ... Kocası Zeus'u uyandırmak istemedi ama vakit gelmişti bu bebek çok farklı olacaktı hissediyordu çünkü ölümlüler gibi kendi canından vererek doğurmak istemişti. Eli karnında yavaş adımlarla ilerliyordu koridoru . Çok zorlu bir yol olduğunu anladı yüzyıllardır koruyuculuğunu üstlenip kutsal saydığı milyonlarca anneyi düşündü. Sancı şiddettini artırırken masaya uzandı ve Ambrossia'dan kana kana içti. Tanrılar aşkına artık dayanamıyorum deyip bir çığlık koyverdi. Sesini ilk duyan Hermes olmuştu. Lucina, Lucina (doğum tanrıçası) diye inledi tanrıça hemen haber ver diyebildi Hermes'e. Lucina yola çıktığında Zeus da çoktan uyanmıştı. Karısını yanında göremeyince şimşek hızında ilerledi. Koridorun sonuna geldiğinde sürahinin devrildiğini ve karısının yerde olduğunu gördü. Kendisi ve Xana için büyük fedakarlık yapmıştı kraliçe böyle bir doğumu seçerek gücünden güç eklediğinden ona bir kez daha aşık olmuştu. Hemen yanına oturdu ve güzel karısının başını dizlerine koydu sakinleştirici bir atmosfer oluşturdu hemen etrafında , ılık esen rüzgar tenine değerken kraliçe gözlerine baktı kocasının. O sırada Aella diye fısıldadı Zeus. Lucina yanındaki altı minik Harpy ile yetişti bu yüce ana şahitliğe. Elini önce alnına koydu kraliçenin sonra da karnına bir kaç söz mırıldanırken güzeller güzeli tanrıça çığlık çığlığa doğuverdi. Yorgunluktan bitkin düşen kraliçeye Harpyler yardım edip bol bol ambrossia içirdiler. Kraliçe güzel tanrıçaya baktı. Zeus parmağını kaldırdı ortada beliren yatağa kraliçeyi taşıdı Harpyler onu mis kokulu sularla yıkayıp yatırdılar. Babası kucağına aldığında gülümsemişti güzel tanrıça ambrossiadan bir damla verdi bebek tanrıçaya. Hera gözlerini aralarken Philomela dedi. Kocasına olan aşkından dolayı bu adı düşünmüştü. Bu demek oluyordu ki bebek tanrıça hem sevgi ve aşktan beslenecek hem de babasından aldığı güçlerden biri de fırtınalara hükmetmek olacaktı. Zeus parmaklarını bebeğin yüzüne sürerken fısıltıyla: Ona yakın olacağından gözlerin kirpiklerin ve saçların mor olsun diye emretti ve morun en güzel tonu gelip bebeğin yüzüne kondu. Hera'ya doğru adım attı Zeus.
— Onu koruyuculuğunu üstlendiğin annelik iç güdünle besle benim güzel kraliçem.
—Yüce kocam Zeus sana borçluyum ve ne istersen yapmaya hazırım kızımız için .
— Saçlarına Narkissos taktığım Sirius yıldızım kızımız ve sen dinlenirken benim biraz işlerime odaklanmam gerek .
— Bizi merak buyurmayın sevgili kocam
Hera minik tanrıçaya gülümserken gökyüzünde bir şimşek çaktı.Bir buluttan yeryüzüne minik mor damlalar damladı ama bunu yalnızca ölümsüzler gördü. Ölümlüler dünyasına yansıyansa şiddetli bir fırtına ile birlikte çıkan kasırga ve onun kendine has kokusu oldu. Ölümlüler dünyasına göre bir günde 17 yıl aldı tanrıça. Güzelliği ve kokusu baş döndürücüydü. Bu da ambrossia ve Hera'dan beslenmenin ödülüydü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GERÇEĞİN SESİ- Xana'nın dönüşümü
General FictionTiz sesi yine yankılandı. Kırmızı ojeleri parlayan bu kadın kimdi kendisinden ne istiyordu? Ya o kadife ses "biz biriz" derken neyi kastediyor, ne anlatmaya çalışıyor? Xana'nın başı dertte acaba kiminle ?