Ambergris Caye Adası

12 0 0
                                    

Yeni bir gün başlıyordu ama çok huzursuz uyanmıştı Xana bu defa rüyasında yılanın soğuk nefesini yüzünde hissetmiş söylediklerini zihnine kazımıştı ve yine o sakinleştirici kollar onu tutmuş huzura boyamıştı.. Garip bir şekilde uyandı sanki sarılıp uyumuştu farklı ve bir o kadar büyüleyici bir koku aldı yatağında ve pencere yine açıktı. Düşünecek zaman yoktu Melody'nin kuş cıvıltısını andıran sesi ile hızlıca valizini hazırladı ve kendini soğuk suyun altına bıraktı gevşek bir şekilde ördüğü saçlarına hafif makyajı ekledi helikopter birazdan orada olurdu ...
Melody heyacanını örtemediği sesi ile :
Biraz daha gelmesen ben gelip seni alacaktım , neredesin tanrı aşkına ?
—Mell ben kötü bir kabus gördüm uyanamadım hemen ama gecikmedim birlikte çok güzel zamanlarımız olacak bu bir kaç gün bu konuyu konuşmak istemiyorum o yüzden
— Bazen beni deli ediyorsun ballı çöreğim ne demek konuşmayalım helikopter gelene kadar anlat bakalım neler oluyor ?
-Mell ... ahhhh çok kötüydü hala ürperiyorum hatırladıkça , mavi bir yılanla konuştum kocamandı gözleriyle ateş saçıyordu. Sadece bir kaç cümle hatırlıyorum Lilith dedi seni bulacak.. O sırada yine o güçlü kollarda buldum kendimi işin ilginç tarafı uyandığımda yatağımda farklı bir koku vardı.
— Naa nasıl yanii ? Aay bu sekilde olmayacak senin için bir randevu almalıyız psikoloğundan yoksa yine anneni mi özledin ?
Sesi öyle hüzünlüydü ki bunları söylerken çoğu zaman bu karmaşanın içinden çıkmayı çok istiyordu ve tanımlayamadığı şeyleri kız kardeşi gibi sevdiği Mell 'ine anlatabilmeyi ne çok isterdi.
Xanaa ... Tatlım iyi misin ? Beni duyuyor musun ?
— İyiyim Mell iyiyim aa bak helikopter de geldi hadi gel biraz kafamı toplasam iyi olacak sanırım.
— Bak itiraz istemiyorum psikoloğuna gideceksin anlaştık mı ?
— Peki peki hadi gidelim.
Bir kaç saatlik yolculuğun ardından ada tüm güzelliği ile karşılarındaydı. Mavi ve yeşilin harika tonlarına sahip denize girmek için sabırsızlanıyordu ama yapılacak o kadar çok şey vardı ki emindi Melody çoktan liste yapmıştı bile odalarına yerleştiler. Henüz yatağına uzanmıştı ki hemen karşısındaki pencereye gözü takıldı. Ay gibi beyaz teni ışıldıyordu koyu renk saçları vardı ve küçücük bir kısmı bağlanmıştı sivri gelen yüzü ve çenesi kusursuz dudakları sanki kalemle çizilmiş gibi biçimli kaşları yine aynı kalemin sanat eseriydi. Birden heyecanlandığını hissetti. Kalkıp yanına gitmeli miydi içinden bir ses fısıldıyordu uzaktan gördüğü bu yabancıda tanıdığı bir şeyler olduğunu hissetti ve henüz yeni çıkardığı ve dolaba yerleştirdiği eşyaları arasından bel zincirli tam göbeğinin ortasında siyah onix olan parlak siyah bikinisini giydi. Saclarını yandan gevsek bir örgü ile tuttururken siyah onix bir toka iliştirmeyi unutması hızlıca mor havlusunu hazırladığı plaj çantasının içine koydu . Melody her an gelebilir diye hazırlamıştı tepesine iliştirdiği mor güneş gözlüğü ve mor halhalları ile kusursuzluğu tamamlanmıştı. Dudağına mora yakın renkte bir ruj sürüp hafifçe ısırdı nedense gerilmişti. Tekrar camdan baktı evet havuz kısmında adeta bir heykelmişçesine yatıyordu işte. Derince bir nefes aldı ve esmer çocuğun yanına doğru adım attı. Şans eseri hemen yanındaki şezlong boştu. Gözünün ucu ile baktı siyah güneş gözlükleri ile nefes kesici görünüyordu. Heyecandan avuçlarının terlediğini hissetti. Derince bir nefes daha alıp şezlonga havlusunu serdi. Tam uzanacaktı ki ayağının kaymasıyla birlikte esmer çocuğun üzerine doğru düşüverdi. Bi anda kolundan tutan çocuğun sıcaklığı rüyasındaki sıcaklık gibi hissettirmişti. Gözlüğünü çıkaran çocuk :
-İyi misiniz ? diye soruverdi çarçabuk.
-Aaa afedersiniz ayağım aaa ayağım takıldı ben..
Çoktan buz mavisi gözlere dalmıştı bile ama hemen kendini topladı.
-Bileğinize bakmalıyız o halde dedi. Ama sanki sesi çok uzaklardan geliyordu. Tanıdığını düşündüğü kokusunu çoktan içine çekmeye başlamıştı bile. Kucağına aldı ve Xana'yı bir çırpıda şezlonga narince bıraktı. Bileğini narince tutup : biraz buz getirsem iyi olacak lütfen üzerine basmayın dedi ve hızla kendi odasına yöneldi. O da ne ! Odası Xana'nın odasının hemen yanındaydı. Kendine kızdı Xana sanki sesi çoktan dağların ardına çekilmişti. Kendini topladı nefes aldı çantasına uzanıp mor şişeyi biraz bileklerine döktü. Şişenin sakinleştirici şeklini ve hafif vanilyalı aroması en sevdiği parfümlerinden biriydi. Uzandı yeniden o sırada esmer çocuk yanına geldi.
— Şey afedersiniz tamamen benim hatam ve sizi de uğraştırdım.
— Hiç sorun değil . Daha kötüsü olmadan sizi tutabildiğim için sevindim .
Buz kalıbını ayağının üzerine koyup gezdirirken : André ben bu arada dedi. Xana ise sesindeki sakinleştirici tınıya kapılmıştı ama hemen toparlanıp  : Ben de Xana deyiverdi.
—Memnun oldum leydim derken dudaklarına naif bir gülümseme yayılmıştı.
—Ben de öyle diye geveledi Xana. Tekrar bu nazik yardımınız için teşekkür ederim.
-Böyle güzel bir leydiye yardımcı olmak benim için onurdur.
— Siz.. siz beni utandırmak mı istiyorsunuz derken yanakları kızarmıştı bile Xana 'nın gülümseyişi yüzüne yayılırken...
— Sizi burada ilk defa görüyorum sanırım tatile geldiniz.
— Evet arkadaşımla üniversite dersleri başlamadan biraz nefes almak istedik. Siz buralı mısınız ?
O an ne diyeceğini bilemedi André , biraz düşündü ve minik beyaz bir yalan söylemeye karar verdi. Hizmetkarlarından birine haber vermeliydi. Bu kusursuz bir tanışma ve yakınlaşma olmalıydı çünkü.
— Aslında şey benim de arkadaşım burda ve biz de tatile geldik her sene bir kaç kez uğrarız.
— Hımmm ne hoş. Tekrar çok teşekkür ederim. Gerçekten siz olmasanız belki de ayağım daha kötü olurdu.
— Bir daha teşekkür edersen seni havuza atarım küçük hanım ayrıca André  yeterli.
O sırada otelin müdürü havuz başında belirdi. Bay Hector'dan kesin talimat almıştı kızı için her şey kusursuz olmalıydı. Son zamanlarda yaşadıklarını bir nebze de olsa unutturmalıydı bu tatil. Neredeyse yerlere
— Leydim bir emriniz var mı ? Bay Hector  başka bir emriniz var mı diye sormamı özellikle rica etti.
— Haa sen de şu babasının küçük fanusa hapsettiği kızlardansın her şey önüne gelen derken yüzünde munzur bir gülümseme vardı André'nin.
— Aa hayır hayır Bay Malcolm teşekkürler. Adam sessizce uzaklaşırken telaşı arttı Xana'nın hayatta em son istediği şey yanlış tanınmaktı. Bu yabancıya ne kadarını anlatmalıydı bilemedi ama içinden bir ses güven diyordu. Sesi ile irkildi kahkaha atarken ne de yakışıklıydı gamzeleri belirirken.
—Aslında hayır yaa yanii ben dünyayı kafasına takmayan babasının emrinde yaşayan biri değilim bilmiyorum fırsatımız olursa yaa yani bazen kelimeler yetersizdir belki de yaşayıp görmeliyiz .
Utanınca daha sevimli oluyor bu kız diye düşündü gülümsemesi yüzüne yayılırken tam o sırada Melody'nin çığlığı duyuldu. İkili panikle odaya doğru yöneldi. Ve karanlıkta parlayan iki çift kırmızı göz sinirden delirmiş durumdaydı.

GERÇEĞİN SESİ- Xana'nın dönüşümüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin