Saat altıda yataktan resmen sürünerek kalktım. En son abiyi falan boşver diyerek tekrar yatacaktım. Ama bir işe başladıysam yarım bırakamaztım. Aslında bırakırdım, hiç bir zaman, iradesi sağlam biri olamamıştım. Bugün plan yapar yarın vazgeçerdim. Bu başkaydı ama.
Erkenden uyanmanın rahatlığıyla ağır ağır üzerimi giyindim. Altıma gri bir eşofman ve üzerime de siyah salaş bir tişört giydim. Saçları mı at kuyruğu yaptığımda işte hazırdım. Sonuçta çocuk bakıcısı olarak gidiyordum süslenmeye gerek yoktu.
Mutfağa giderek kendime basit bir kahvaltı hazırlamaya başladım. Kendi kendime şarkı mırıldanarak mutfak masasını hazırlıyordum.
Ayak sesleri duymamla kafamı arkaya doğru çevirdim, babamla göz göze gelmiştik. Gözlerini çekerek mutfaktan çıkmak için hareketlendi. O da bu saatlerde işe gidiyordu.
"Günaydın. Kahvaltı hazırlamıştım, birlikte yapalım mı?""Günaydın. Çıkmam lazım benim." Dedi kapıya doğru hareketlenerek.
"Baba, daha ne kadar böyle devam edecek." Arkasından kapıya doğru yürüdüm." Daha ne kadar birbirimizi görmezden geleceğiz?"
Ben her zaman babasının prensesi olan bir kızdım. Bu hareketleri beni o kadar incitiyordu ki.Önüne geçtiğimde bakışları beni buldu. Hüzünle bakıyordu."Seni görmezden gelmiyorum."
"Geliyorsun. Annem öldükten sonra bir kere bile gelip nasılsın demedin. Benim annem öldü ya. Sana en ihtiyacım olan anda yanımda yoktun." Dedim yüksek çıkan sesimle.
"Sonra konuşalım." Dedi kapıya doğru giderek.
"Şimdi konuşulacak." Önünü kesip gitmesine engel oldum." Biyolojik olarak kızın olmadığım için, artık beni yok mu sayacaksın? Artık kızın değil miyim baba?" Sesim titriyordu. Gözlerim dolmuştu.
"Hayır. Sen hâlâ benim kızımsın. Hiçbir şey bunu değiştirmez. Elimde büyüdün nasıl böyle olduğunu söylersin." Onun da sesi titriyordu.
"Öyle hissettiriyorsun ama." Dedim kafamı önüme eğerek.
Derin bir nefes aldı. Kolumdan hafif bir şekilde tutarak salondaki koltuklara karşılıklı oturmamızı sağladı.
"Sen hâlâ benim kızımsın, bu hiçbir zaman değişmeyecek. Sadece Feride'nin yaptığının ağırlığı omuzlarımda koca bir yük oluyor. O zamanlar çok üstüne gittim. Benim de suçum var. Cahildim. Annem dedi ben yaptım. Bunun affı yok, ne benim yaptıklarımın ne de Feride'nin. Küçücük bir bebeği ailesinden ayırdık biz. Feride bunu nasıl yapabildi aklım almıyor. Utançtan yüzüne bile bakamıyorum. Özür dilerim kızım. Annen adına da kendi adıma da çok özür dilerim. "
Utançla kafasını önüne eğmişti.
Babamı böyle görmek benim için dünyanın en kötü şeyi olabilirdi. O yıkılmazdı ama yıkılmış duruyordu. Babama yaklaşarak kollarımı boynuna sardım. Sarılışıma hemen karşılık verdi. Gözlerim dolu doluydu. Onun da boynumdaki başının sarsıldığını hissettim."Seni suçlamıyorum. Sen mükemmel bir babasın." Sesim titriyordu.
Başta belki suçlamıştım ama tam şuan her şey için affetmiştim onu. Ben her zaman en çok babama kırılır, en çabuk da onu affederdim.Kendi dünyasında o da kahrolmuştu. Anneme herkesten fazla güvenirdi, ona aşıktı, hem onun ölümüyle hemde gerçeklerle baş etmek onun içinde zordu.
Benden yavaşça ayrıldı, yüzünü göstermek istemeyerek kafası önünde yanımdan ayrıldı. Arkasından iç çekerek baktım. Babamdı o benim. Hiçbir şey bu gerçeği değiştiremez.
Mutfağa geçtiğimde, saatin yine baya geçtiğini gördüm. Bugün de mi geçikecektim. Yada kahvaltı yapmayacaktım. Babam mutfağa girdi, gülümseyerek baktı bana.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Operasyon: Abiler
Teen FictionAbi operasyonunu resmi bir şekilde başlatıyorum. Artık onların gerçek ailem olduğunu biliyordum. Önce gizlice içlerine girecek, onları tanımaya çalışacaktım. Eğer gerçekten onları kendime yakın hissedersem de gerçekleri söylecektim.