Bölüm 25

14.4K 1.1K 292
                                    

"Samimi değiliz ama yorum yapma hakkım var mı?" diye sordu Özgür. Ben heyecanla planlarımı anlatırken araya girmişti.
Alp kafasını salladı.

"Bu kadar ciddi bir mevzuyu böyle çocukça bir plana çevirmek mantıklı gelmedi şahsen bana." dedi.

Napim.

Bahar hızla atıldı. "Değil mi? Düzgünce konuşmak varken."
Bahar benim aksime daha mantıklı olsada, çoğu zaman kendi planlarıma onu da dahil etmekte zorlanmazdım.

İkisine göz devirdim. "Bunun neresi eğlenceli? İçinizde ki çocuk ölmüş sizin." 

Özgür gözlüğünü düzeltip, masaya dirseklerini koyarak biraz eğildi. "Eğlenceli olması gereken bir şey olduğunu düşünmüyorum. "

Özgür'e sempatim vardı. Sonuçta Arda'nın çocukluk arkadaşıymış. Ama şuan ona sinirlenmeden edemedim.

"Alp sen ne diyorsun?" diyerek ona döndüm. Sonuçta onun kararıydı o ne derse o.

Sırıttı. "Operasyon: babaya bayıldım. Çokta baba istiyor değilim en azından eğlenceli olur." dedi.

Özgür'e gör bak bakışları attım. Arda'ya dönerek, "Sen ne düşünüyorsun bu konuda?" diye sordum.

Önündeki telefona bir şeyler yazarak uzattı.
"Yani bana da pek mantıklı gelmedi. Böyle çetrefilli işler pek bana göre değil çünkü. Ama senin nasıl geldiğin asla önemli olmadı, asıl önemli olan gelmiş olmandı. Nasıl istiyorsan öyle yapalım." Sesli bir şekilde okudum yazdıklarını.

Kolumu omzuna atarak, yanağından öptüm. "Çok tatlısın." dedim. Utançla kafasını eğdi. Yanakları bile kızarmıştı. Böyle olunca daha tatlı oluyordu. Daha fazla utandırmak istemeyerek kolumu çektim.

Bahar ve Özgür arasında çevirdim kafamı. "Üçe karşı iki kişisiniz."

Sonra benim çılgınca fikirlerim havada uçuşmuştu.

Öncelikle adrese giderek adamın neci ve kim olduğunu öğrenmekte karar kılmıştık. Kılmıştım ya da. Her neyse.

Sonuçta internetten araştırmak gibi bir ihtimal yoktu. Dolmuşa binmiş verilen adrese doğru gidiyorduk. Saçma bir beşli grup olsakta, iyi olmuştu bence.

Özgür, tam şu oturaklı iyi aile çocuklarındandı. Olgun biriydi. Bu plan mevzusunda, benim çılgınlıklarıma karşı, öyle düzgün ve tane tane, üstelik mantıklı konuşmuştuki neredeyse beni de ikna edecekti. Neredeyse.

Dolmuştan inmiş yürüyerek eve doğru gidiyorduk. Tanıdık bir mahalledeydik ama buna kafa yormak istemedim. Koskoca mahallede onun evine gidecek değildik ya.

Alp durmuştu. Gitmiştik. Koskoca dünyada o binanın önündeydik. Hızla yanına yaklaştım. "Bana beş numara olmadığını söyle." dedim.

Bahar da şaşkın duruyordu. Benimle bir kaç kez o da gelmişti.

"Evet beş niye ki?" diyen Alp'le, yerimde donakaldım. Gerçekten dünya küçükmüş. Baya hemde.

"Tanıyor musunuz?" diye sordu Özgür. Yüzlerimizi dikkatle incelerken.

"Halamın evi." dedim iç çekerek.

Eniştem mi Alp'in babasıydı. Kendisi sessiz sakin bir adamdı. Halamın karşısında başka şansı yoktu belki de adamın. Ve kuzenlerim kardeşi oluyordu bu durumda. Küçüğü neyse de, bizimle yaşıt Gizem tam bir baş belasıydı.

Şaşkınlıklarını dile getirselerde duyamıyordum. Dalmıştım.

"Ne düşünüyorsun?" diye sordu Alp.

Operasyon: AbilerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin