8

404 35 19
                                    

Stiles nereye gittiğini tahmin edemeden kulağına kulaklıklarını takıp birkaç saat eve dönmemeyi amaçlamıştı. Fakat ayakları onu bir şekilde sahile götürmüş, bir kayaya oturtmuştu. Sessizce şarkıların sıralamasına ve elinde ki bira şişesinin beynini yakmasına izin veriyordu. Rüzgar usuldan usuldan saçlarını tarıyor, altında ki sert kaya sanki oturmaya davet ediyordu. Dalgaların bir sona ulaşmasının sesi ta beyninde yankılanıyordu genç adamın.

Saatlerce oturup düşündü. Hale'leri nasıl bırakacaktı. 17 sene dile kolay o kadar gün... Hiçbir zorunlulukları yokken kendisine bakmışlardı ve sağlıklıydı!

Hava yavaş yavaş kararırken sırtına bırakılan battaniyeyle şaşkınca kafasını kaldırdı. Derek bir şey demeden yanına oturduğunda Stiles gözlerini tekrar denize çevirdi. "Sabahtan beri seni arıyordum" dedi Derek battaniyenin diğer ucunu kendi omzuna atarken "Buraya geldiğini tahmin etmeliydim"

Stiles buna, sadece buruk bir gülümsemeyle karşılık verdi ve kafasını, abisinin boynuna bıraktı. Derek hep yanında olmuştu Stiles'ın. Laura'yla pek anlaşamadığı için hep en yakın arkadaşı o olmuştu. Her ne kadar durum küçük bir abi-kardeş ilişkisi olsada Stiles onu her gördüğünde kalbinin bir başka çarpmasına engel olamıyordu. Derek duştan her çıktığında onun vücudunu görmekte hoşuna gidiyordu. Yanındayken utanmadan soyunması, giyinmesi, belli bir yaşa kadar beraber banyo yapmak hep hoşuna gitmişti.

"Aloo! Telefonun nerde diyorum"

Stiles silkinerek cebindeki telefonu çıkardı ve Derek'e uzattı. Derek ise hızlı hareketlerle telefonu açıp Stiles'ın gözünün önüne tuttu. "Şuna bak, seni tam 27 kere aramışım. Annemde 19 kere aramış. Kadın nasıl meraklanmıştır"

Stiles küçük bir kahkaha attığında midesi bulandı ve kafasını yana çevirip midesindekileri boşalttı. Derek ona bulaşmak istemese de alnına gelen saçları geriye çekerek ağzını sildi ve kafasını kaldırdı. Stiles ise kendisini tutamayarak arkaya doğru düşüp cenin pozisyonuna geçti. Gözleri kapandığında tek hatırladığı şey Derek'in kahkahasıydı.
------

Uyandığında evde olmayı beklerken arabadaydı ve arka koltuklarda rahat bir şekilde uyumuştu. Doğrulup ucu bucağı görünmeyen yola baktı ve sürücü koltuğunda sigarasını içerken gözlerini yoldan ayırmayan Derek'i gördü.

"Derek" diye mırıldandı gözünü ovuştururken. "Nereye gidiyoruz?"

"Hiçbir yere"

Stiles kaşlarını çatarak ön koltukların arasından başını uzattı ve Derek'e bakmaya devam etti. Fakat yeşil gözlü adam sadece yola bakıyordu.

"Ne demek hiçbir yere Derek? Ben eve gitmek istiyorum"

"Sakin ol. Sadece geziyoruz işte"

Stiles gözlerini yanında ki cama çevirip dışarıyı izledi. Düzenli bir sırayla ilerleyen ağaçların mütevaziliği dikkatini çekse de bu karanlık orman kendini korkutuyordu.

"Derek ben korkuyorum eve gidebilir miyiz?"

"Saat tam 12 Stiles. Sadece yirmi dört saatlik bir tatildeyiz. Yarın akşam eve döneceğiz. Şimdi yolun sonunda ki kış evine gidiyoruz. Korkma ben buradayım yavrum"

Stiles bu sözlerle rahatlasa da camdan giren sert rüzgar ve Derek'in bu rahat havası kendini iyi hissetmesine yardımcı olmuyordu. Sakin olmaya çalışarak arkasına yaslandı ve ellerini şakaklarına yerleştirdi. "Ağrı kesici var mı?"

"Yanında ki çantada. Su da orada"

Stiles kafasını sallayarak büyük çantayı açtı ve içinden bir hapı alıp suyla beraber içti. "Annem nasıl izin verdi?"

"Annem dedi. Git canın kardeşine bir hava aldır bla bla bla"

Stiles onun bu haline gülümseyip koltukta bağdaş kurdu ve karanlık ormanı izlemeye devam etti. Şu an düz bir yolda ilerleseler de ağaçlar yola fazla yakındı ve Stiles kendini durduramadan camı açıp elini dışarı çıkardı.

"Sarkma!"

"Ben bebek değilim Derek. Ayrıca çok küçük bir cüssem de yok düşmem merak etme"

Derek omuz silkerek sigarasının son dumanını da havaya üfleyip izmariti camdan aşağı attı. "Seni doğa düşmanı pislik" diye mırıldanan kardeşini yok sayarak camı kapattı ve iki elini birden direksiyona koyup hızını arttırdı. Stiles'ta camı kapatıp sadece çalan sakin müziğe ve Derek'in ellerine odaklandı.

Onun kemikli ellerine ve uzun parmaklarına bile hastaydı. Düzgün burnu, yeşil gözleri, sakalları, vücudu...Bir insan olmak için fazla güzellerdi.

"Neden yarın dönüyoruz. Ya da neden akşam"

"İşim var"

"Ah, sen ve şu asla haberim olmayan işlerin. Uyuşturucu mu satıyorsun yoksa piç"

Derek gülümseyerek kafasını iki yana salladı ve hızını artırmaya devam etti. Boş yolda 120 sayısını gördüğünde Stiles onu uyardı fakat Derek'in umrunda değildi. Uykusu gelmişti ve direksiyon başında uyumak istemiyordu.

"Derek yavaş ol!"

"Stiles en fazla ne olabilir boş yol iş..."

Derek daha sözünü bitirmeden camına çarpan bir bedenle ani fren yapıp durdu. İçeri fırlayan şey boynuna değiyordu ve bu canlı her neyse kalbin akışını ve kanını, Derek boynunda hissediyordu.
------

Bir Varmış Bir YokmuşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin