İlk bölümler çok acemiliğime gelmiş, kusura bakmayın geri dönüp düzenliyorum. (08/05/22)
Taehyung ve Jimin pijamalarını giyip salondaki iki koltuğa karşılıklı uzanmışlardı.
Taehyung'un evi küçüktü ama tek yaşayan biri için de gayet uygundu. Bir tane yatak odası vardı, normalde yastıklarla doldurduğu geniş yatağında annesi yatıyordu kontrol için geldiği zamanlarda. Taehyung zor da olsa bi kaç gün içinde alışıyordu koltukta yatmaya.
Jimin de sorun yapmıyordu. Bu evi en az Taehyung kadar seviyordu çünkü, zaten sırf kendi evlerine yakın diye onu bu evi tutması konusunda ikna eden de kendisiydi.
İkisi de en sevdiklerini kaybetmişlerdi o felakat gününde. Taehyung'un babası Jimin'in kardeşini korumak için feda etmişti kendini. Oracıkta gözlerinin önünde can çekişmiş, saatlerce kurtarılmayı beklemişlerdi.
Bay Kim hastaneye gidemeden yolda, minik Park ise günler sonda hastanede vefat etmişti. Bayan Kim hatıralarla dolu büyük lüks evlerinde daha fazla kalamamış. Aylarca Busan'daki çocukluğunun geçtiği baba evinde kalmıştı. Taehyung o sene istediği üniversite ve bölümü kazanıp kaydını yaptırmış olsa da ilk sene okulu dondurmuştu.O sene Seul'deki evi satmışlardı. Babasının deprem günü satışını gerçekleştirdiği büyük çiftlik arazisinin parası ise ortada yoktu. Uzun süre uğraşsalar da bulamamışlardı paranın izini ve sorgulamayı bırakmışlardı artık. Fabrika vardı bi tane de, Taehyunh işlerden anlamıyordu satmayı düşündüğü sırada Bogum'un ailesi ortaklık teklif etmişti Taehyung da kabul etmişti.
Evin parası ve ortaklıktan gelen paranın bir kısmı ile annesinin şimdi yaşadığı Seul dışındaki eski çiftlik evinin bakımını yaptırmış, kendi oturduğu evi almış ve annesinin ısrarı üzerine kalan parayı da kendi geleceği için bankaya yatırmıştı. Fabrikadan gelen para aslında rahatça yaşamasına yetiyordu ama yine de kafede çalışmayı seviyordu. Hem bankadaki parayla Fransa'ya gitme hayali vardı Taehyung'un, kimseye söylemese de orada master yapmak istiyordu. Ayrıca çalışmak iyi geliyordu.
"Gereksiz şeyleri düşünmüyorum böylelikle..."diyordu Jimin'e, yoğunluktan dolayı görüşemediklerinden şikayet ettiği her seferinde.
Jimin ise ailesiyle yaşıyordu, maddi durumları iyiydi. Jimin'in bu sene mezun olması gerekiyordu ama bir dönem uzatmıştı. Kimse sorun etmiyordu. Kardeşinin ölümüyle tüm aile yıkılmıştı ama anne ve babası Jimin için çabuk toparlamışlardı. Anne babaydılar sonuçta...
Yaşadıkları ortak acı ve kayıplar zaten yakın olan iki aileyi iyice yakınlaştırmıştı. Bayan Kim Seul dışında yaşamaya karar verdiğinde Taehyung'un üniversite için Seul'de kalacak olmasına Park ailesine yakın bir yerlerde kalması şartıyla, içi rahat izin verebilmişti.
Jimin sık sık dostunun evinde kalıyor, Bayan Park en az haftada bir kez Taehyung'u mutlaka akşam yemeğinde yada kahvaltıda görmeyi şart koşuyordu her seferinde. Bay Park da depremde zarar gören işlerini düzene sokmayı başarabilmişti 2 sene önce ve o günden beri de desteğini Taehyung'dan hiç çekmemişti. Çalıştığı ünlü kafeye başvururken, ondan habersiz ona 'referans' olmuştu. Yaşadığı bu evi başta kiraladığında satın alması için teşvik eden ve işlemleri gerçekleştiren de yine kendisiydi.
Şimdi farklı anne babadan doğan bu iki kardeş, birbirlerinin zihinlerini okuyorlardı.
Jimin "önce sen başla" dedi, Taehyung "hayır sen başla, dayanamıyorsun çok belli."
"Yaa çok mu belli ediyorum."
"Biraz..." Taehyunhg gözlerini büyüterek söylediği kelimeyi de büyütmüştü komik bir şekilde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ashes of Mine - Taekook
FanfictionYangınlarda kaybettiğini küllerde bulursun. Yeter ki vazgeçme! Başlangıç 10.11.2021 Bitiş 16.03.2023 - #1 uketae 12/02/22 - #1 soulmates 08/03/22 yeniden 30/11/22 & 13/03/23 - #1 bogum 13/03/22 yeniden 18/01/23 - #1 semekook 17/05/23 - #...