.9.

391 28 2
                                    

İlk bölümler çok acemiliğime gelmiş, kusura bakmayın geri dönüp düzenliyorum. (08/05/22)

Yoongi ve Jungkook  evin bahçesine bakan geniş balkonda oturuyorlardı saat gece yarısını geçerken çoktan.

Bayan Jeon eşini kaybettiğinden beri uyku ilaçlarıyla uyuyabiliyordu. Sophia da az önce yüzünde bir maskeyle yanlarından ayrılıp odasına gitmişti.

Yoongi'nin küçük olanın odasındaki dolaptan aldığı 6lı biranın birer tanesini bitirmişler ve ikisi de ikinciyi açıyordu şimdi. Gecenin sessizliğini ilk bozan Yoongi olmuştu:

"Konuşamadık. Noldu bugün?"

Jungkook birasının nerdeyse tamamını tek dikişte içecekken hyung unun sorusu ile indirmişti dudaklarını ıslak bırakarak. Ne cevap vereceğini bilmeyerek bakıyordu yüzüne büyüğünün.

'Sahi ne oldu bugün? Ne duydum ben?'

"Neden böylesin?"

"Bahsettiğin kafeye uğradık bugün..." hızlı içtiği birayı yutması zor olmuştu.

"Sophia'nın getirdiği kahveden anladım zaten. Onu gördün mü?"

"Oradaymış ama görmedim. Siparişi verirken çalışanları konuşurken duydum. Moladaymış."
Sesinden çok daha fazlasını anlatmak istediğini anlıyordu büyük olan.

"Eee??"

"Eesi...
Yanında sevgilisi varmış....
Artık kendilerine bir yer tutsalar iyi olurmuş...
Ama adam zenginmiş...
Hem ikisi de tek yaşıyormuş...
Falan filan imalar imalar..."

Her cümlesinin sonunda vurguyu daha da arttırmış ve en sonunda elindeki teneke kuyuyu avcunun içinde yamultmuştu.

Yoongi dikkatle onu izlerken bir yandan da yamulan kutudan eline dökülen birayı silmesi için peçete uzatmıştı soğukkanlılıkla.

"Ne bekliyordum ki hyung. Kaç sene oldu.
Bogum o fotoyu paylaştığından beri. Hala sevgililer işte."

"Bence bi bokluk var bu işte."

"Bana umut verip durma, gözümün önünde sevgilisiyle beraber işte!"

"Kook bak oğlum ben Tae'yi tanımıyorum ama gördüğüm kadarıyla hiç de öyle bir kaç yıllık bir ilişkiye benzemiyor onlarınki. Ben hislerime güvenirim, ne zaman yanılttım bizi sen söyle. Sana attığı mesaj, anlattığın lise yıllarınız..."

"Beni bekleyecek değildi ya hyung... çok zaman kaybettim! Geç kaldım ben."

Küçük olan tüm dünya üzerine yıkılmış gibi düşürmüştü omuzlarını, kamburu da çıkmıştı kafasını ellerinin arasına aldığında.

"Biraz sabırlı ol. Sen yokken burda neler olmuş öğrenmemiz lazım."

Jungkook çaresizce bakıyordu büyüğünün gözlerine... yıllarca dinlemişti onu hiç bıkmadan. Hatta Taehyung'a olan özleminin arkadaşlıktan değil aşktan olduğunu anlamasına yardım etmişti. Taehyung'un Bogum ile sevgli olduğunu öğrendiğinde yine Yoongi teselli etmişti onu. Sarhoş olup başka bedenlerde avuttuğunda kendini ve her seferinde bedeni değilse bile duyguları başarısız olduğunda hatta pişman olduğunda yine yeniden birlikte sarhoş olmuşlardı.

Şimdi yavru köpek gibi büyüttüğü gözlerle bakarken, duyduğu cümlelere ihtiyacı olsa da inanamayacak kadar umutsuzdu Jungkook.

"Ben yatıyorum hyung iyi geceler..." pes etmiştik vardı sesinde.

Yoongi Jungkook'un uyumayacağınu biliyordu.

"Ben de yatarım birazdan, yarından itibaren bir hafta boyunca unutma her güne bir toplantı planladık. Planda aksama olmasın birbirine giriyor her şey sonra."

Ashes of Mine - TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin