Önceki bölümleri okuduğunuzdan emin olun.
⚠️Şiddet, Küfür ve Cinsel saldırı içermektedir.⚠️
Bogum'un hareketleri yavaş ve dengeden yoksundu. Taehyung gördüğü görüntünün şaşkınlığını üzerinden atamadan o, bedenini yasladığı duvardan ayırmış ve ev sahibinin onu içeri buyur etmesini beklemeden kontrolsüz adımlarla kendini evin içine atmıştı.
Taehyung bir eli hala kapıdayken Bogum'un hareketlerini takip ediyordu.
"İyi misin sen?" Sesi çok lüks bir iyimserlik barındırıyordu Taehyung'un.
"Gayet iyiyim sevgilim..." Bogum abartılı hareketlerle bedenini koltuğa attığında ev sahibi onun sarhoş olduğuna emin olmuştu "... sen nasılsın?"
"Sarhoşsun sen." Soru sormuyordu Taehyung ama yine de onaylanmaya ihtiyacı vardı.
'Evet sarhoşum ama...' diye başlayan belki bir özür içeren ama en çok da bu halde sevgilisinin yanına gelmesini haklı gösterebilecek akılcıl bir açıklama bekliyordu Taehyung. Karşısındakine kızmak istemiyordu. Kimseye kızmak, kimseyle kavga etmek istemiyordu aslında.
Tek istediği onu anlamaktı şu anda.Bogum sanki Taehyung'un evine gelen o değilmiş gibi davranıyordu, hatta o yokmuş gibi. Koltuktaki renkli yastıkları inceliyor, duvardaki tabloları seyrediyordu ilk kez girdiği ortamı keşfe çıkmış çocuk gibi. Ama bir çocuk masumiyetinden fersah fersah uzaktı.
Taehyung, tık sesi gelen kettle ile ancak kapıdan uzaklaşmayı akıl edebilmişti.
"Kendime kahve yapacaktım sen de içersin sanırım."
Bogum yüzünü buruşturmuştu duyduğu şeyle; kahve içme fikri değil sevgilisinin söyleyiş tarzıydı içindeki şeytanları besleyen. Öyle ki mutfağa doğru adımlayan sevgilisinin abartılı bir taklidi yapmaktan geri durmamıştı. "... sin di içirsin sinirim. Hıhh."
Taehyung elinde iki fincanla geldiğinde Bogum istemeye istemeye doğrulmuştu yayıldığı koltukta. Taehyung ise onun yanına aynı koltuğa değil, onu görebileceği şekilde yandaki berjere oturmuştu.
"Neden bu kadar içtin Bogum?"
Ortam o kadar saçma ve gergindi ki Taehyung için, ne sorması ne demesi gerektiğini bilmiyordu. Partiden sonra ikisi de birbirlerini aramamışlardı ama hasta yada onun gibi bir şey olan Taehyung'du. Sevgili sıfatını taşıyan adam neden aramadın diye sorsa açıklardı yada ben arayamadım çünkü diye açıklasa bir şekilde anlardı ama şimdi gereksiz ve lakayt bir dialogsuzluk hakimdi ortama.
Bogum cevap vermemişti, yazlık ceketinin cebinden metalik bir şişe çıkarıp az önce ilk yudumunu aldığı fincana eklemişti. Alkol -büyük ihtimalle viski- olduğu çok belliydi.
Taehyung şaşkınlıkla onu izlerken, fincanın dudaklarına ulaşmasına izin vermemişti.
"Napıyorsun sen Bogum? Ben ayılman için yaptım kahveyi senin yaptığına bak!"
Fincan sarsıntının etkisiyle içindekilerin birazını yere birazını da Taehyung'un eline dökmüştü doğal olarak. Fincanı elinden almak zor olmamıştı Bogum'un ama Taehyung'un bileğini kavrayan parmakları daha inatçıydı.
"Bogum bırak!" Kafasını iki yana sallayıp kayık bakışlarla bakmıştı Taehyung'un gözlerine ve kendine doğru çekmeye devam etmişti."Bogum elim yandı, soğuk su tutmam lazım..."
Bogum öfleyerek bırakmıştı karşısındakinin bileklerini. Taehyung hızla ondan uzaklaşıp mutfak lavabosunda elini soğuk suya tutarken önemli bir şeyi olmadığının farkındaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ashes of Mine - Taekook
FanfictionYangınlarda kaybettiğini küllerde bulursun. Yeter ki vazgeçme! Başlangıç 10.11.2021 Bitiş 16.03.2023 - #1 uketae 12/02/22 - #1 soulmates 08/03/22 yeniden 30/11/22 & 13/03/23 - #1 bogum 13/03/22 yeniden 18/01/23 - #1 semekook 17/05/23 - #...