Gecenin etkisiyle geç uyanmışlardı. Cumartesi gününe biraz geç başlamış olsalar da dolu dolu geçirmeyi ihmal etmemişlerdi yine de. Yoongi'nin bulduğu bu tatil köyü, sonbaharın tüm güzelliklerini önlerine seriyordu.
Bolca fotoğraf çektikleri harika manzaranın, temiz havanın dinlendirici, rahatlatıcı etkisini uzun süre yaşayacaklarını düşünmeleri gayet normaldi.
Pazar gününe ise daha erken uyanmışlar ve istemeyerek de olsa harika anılarla oradan ayrılıp yarım saat uzaklıktaki fabrika yol almışlardı.
Taehyung yolu izlerken babasını kaybettiği o günü hatırlamadan edememişti. Aslında Jimin'in daha önce anlattıklarından çıkarım yapan Yoongi anayoldan değil de orman yolundan gitmeyi teklif etmiş; Jungkook dışındakiler de hemen anlamıştı ama yine de ne Jimin ne de Taehyung o korkunç anılardan kaçamamıştı. Ayrı arabalarda gitme fikri bu aşamada çok faydalı olmuştu çünkü ikisi bir araya gelse ilk sessizlikte kendini belli edecek olan hüzün şimdi en azından sevgililerinin desteğiyle dağılıyordu.
İki lüks araba fabrikanın ana kapısından peş peşe girdiğinde onlar daha araçlarından dışarı adım atmadan bir kaç personel karşılamıştı onları. Yabancı olduğu belli olan adam yanındaki asistanıyla önce Yoongi ve Jungkook'un selamlarken, daha yaşlı olan tandık adam Taehyung'a oldukça samimi bir gülümsemeyle bakıyordu.
"Taehyung oğlum ne kadar büyümüşsün."
"Bay Song..." başka bir şey dememişti Taehyung ve babası yaşında adama sıkı sıkı sarılmıştı. Duygu dolu sarılmaları bittiğinde Jimin de nasibini almıştı bu sıcak karşılamadan.
Bay Song, fabrikanın en eski ve en yaşlı çalışanıydı. Bay Kim fabrikayı kurduğunda ustabaşı olarak başlamış ve o günden beri devam etmişti görevine. Yönetim birimiyle pek ilgisi olmadığı için Park ailesinin gözüne batmamayı başarmıştı bit şekilde.
Patronun masasından eksik etmediği fotoğrafları ve dilinden düşürmediği ismiyle tanımıştı Taehyung'u. Zaman zaman fabrikayı ziyaret ettiğinde ve bir kaç kez de çalışanların düğünü gibi organizasyonlarda babasının yanında gördüğü genç çocuğu en son cenazede görmüş olmak şimdi daha da çok üzüyordu hatıralarla dolu bu yaşlı zihni.
Bay Song duygusallığından kurtulur kurtulmaz bu kez iş ciddiyetiyle Jungkook ve Yoongi'yi selamlamış ve fabrikanın içine doğru yönlendirmişti tüm yeni patronları.
Fabrikanın modernizasyonundan sorumlu yabancı adam ve ekibi Taehyung'un merkezinde olduğu genç gruba bir saate yakın sunum yapmıştı önce, sonra da fabrika turuna başlamışlardı. Çoğunluk yeni olsa da tek eski tanıdık çalışan da vardı mesaiye devam eden. Taehyung onları selamlarken istemeden de olsa hüzün doluyordu. Öğle yemeğini çalışanlarla birlikte yemeyi yabancı adam teklif etmişti ve herkes memnuniyetle kabul etmişti. Yemek, Taehyung'un hüznü dağılacak kadar keyifli geçmişti: yabancı ekip sorumlusunun Koreceyle imtihanı, komik sakarlıklar, yanlış anlaşılmalar ve işçilerin görüşleriyle dolu bir sohbet sürmüştü.
Sonrasında Bay Song, yeni patronları yenilenen yönetim birimine yönlendirmişti kahve içmek ve günü sonlandırmak üzere.
Yemekhaneden idare bölümüne giden koridor tamamen eski fotoğraflarla donatılmıştı, hemen hepsinde Bay Kim, bazılarında da genç Taehyung'un da olduğu fotoğraflardı bunlar. Jungkook'un dikkatini Bogum yada babasının olmayışı çekmişti hiç bir fotoğrafta. Sessizce sormuştu merakını Bay Song'a.
"Bay Kim'den sonra kimseyle fotoğraf çekilmeye değer an yaşanmadı burada maalesef Bay Jeon."
Söyleyecek bir söz bulamamıştı buna Jungkook. İçindeki öfkeyi körüklememeye çalışıp, ne kadar doğru bir karar verdiğini düşünmüştü fabrikayı satın alarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ashes of Mine - Taekook
FanfictionYangınlarda kaybettiğini küllerde bulursun. Yeter ki vazgeçme! Başlangıç 10.11.2021 Bitiş 16.03.2023 - #1 uketae 12/02/22 - #1 soulmates 08/03/22 yeniden 30/11/22 & 13/03/23 - #1 bogum 13/03/22 yeniden 18/01/23 - #1 semekook 17/05/23 - #...