*3 Hafta Sonra*
/Belalım-Sezen Aksu/
Torpido gözünde kilitli bıraktığı özel yapım tabancayı almak için eğildi. Mesut yıllardır boş durmuyor, her fırsatta karşısına çıkmayı başarıyordu. İçerde kaldığı ve Efe Tekin'in oyuncağı olduğu son üç yılda itibarını genellikle kaybetmişti. Konyalı'nın her seferinde başına iş açması yüzünden Şesu hatta Şahin bile garip hacker için operasyon yapmıştı. Günlük hayatta epeyce salak görünen oğlanın PC açınca içinden çıkan deha Kartal'ı her zaman şaşırtıyordu. Ve şimdi yine Mesut tarafından götürülen çocuğu almak için yoldaydı.
Kartal Çaka anahtarı cebinden çıkarıp torpidonun kapağını açtı. Tabancası olduğu gibi duruyordu. Ucu gümüş, el tutma yeri beyaz renkliydi ve kartal sembolüyle donanmıştı. Kime ait olduğunu resmen belli ediyordu metal ölüm makinesi. Ancak gözüne çarpan şeyi oraya koymadığına emindi. Siyah dikdörtgen bir zarf. Üstünde beyaz bir kartal çizimi. Kağıdı eline aldığında yutkundu. Elleri karıncalanmaya başladı tahmin ettiği kara haberin ağırlığıyla. Saç rengi, kanaryalar, kuşlar... Yok Artık!
"Hay sen gene beee!"
Dikkatle kapağı yırtıp zarfı açtığında karşısına çıkan bir fotoğraf oldu. Şesu, Ruşen Aga, Neriman Halası, Kartal ve Efe Tekin. Hepsi yan yana oturmuş çekirdek yiyor ve gülüyordu. Arkasından çıkan bir fotoğraf daha vardı. Evlerinin bahçesinde bulunan havuzun ortasında kanatlarını açmış bir kartal heykeli... Daha doğrusu kafası ve kanatları kırılmış sanat eseri. Ellerinin titrediğini görünce derin bir nefes aldı. Fotoğrafların arkasına yazı yazılmamış sadece siyah kalemle çarpı atılmıştı. Bir sabah uyandıklarında heykeli kırık görmüş ve yenisini yaptırmışlardı. Ancak bunu sadece çocukların oynarken herhangi bir şeyle çarpıp kırdığını, korkudan söylemeye çekindiğini düşünmüştü herkes. Bu sekiz ay önceydi. Diğer fotoğraf ise en az dört beş yıllıktı. Efe Tekin ve hain planlarını görmeden ona güvenmek gibi bir hata yaptığı, kalbinin ortasında duran sevgi denen laneti karadan yürüttüğü dönemler.
"Kes len sesini! Atma işte hızlı hızlı!"
Yok yahu.... Korkudandı bunlar. Ailesini gizlice çekme cesareti gösteren, ölümle tehdit eden yeni bir İrfan vakasının dehşeti. Çekirdek yiyen adamın güzel sıfatını görünce sızlayan burnu, dolan gözleri ve at gibi koşan kalbi değil... Kesinlikle korkudandı. Bu yüzden titriyordu elleri, bundan daralmıştı nefesi. Zarfın içinde başka bir şey var mı diye baktığında bir fotoğraf daha çıktı. Duvara yaslanmış bir Efe Tekin, onun önünde duran nerdeyse öpmek üzere dibine kadar sokulmuş bir Kartal Çaka. İkisi de gözlerinden fışkıran mutluluk ve dalgacı bakışlarla parlıyordu. Otuz iki diş sırıtan, liseli aşıklar gibi mutlu erkekler. Çok alakasız bir yerde, zamanda ve bedende doğmuş insanlar. Fotoğraf bu kez boş değildi. Şeffaf koli bandıyla yapıştırılmış "1 Kuruş" ve kısa bir not. Düzgün bir el yazısıyla silinmeyen LCD kalemiyle yazılmış kısa şiir.
{"Yıkıldı yolunu bekleyen şehir.
Artık gelsen de bir, gelmesen de bir." }[*Demiş şair. Fakat ben hem şehrini hem de seni yıkacağım Kartal Çaka! Fotoğraftakinin mezarına karanfil atmaya gideceksin. Haydi selametle!]
"İyi değil... Bu hiç iyi bir şey değil...
Bak her zaman gel, ama şimdi olmaz ulan!" Mesut meselesini halledemezse olayın bir şekilde Nezih denen sözde saygın iş insanına yansıması işten bile değildi. Eğer Konyalıyı ellerine bırakıp bugünlük zarfın peşine düşerse? Bu kez de Mesut tek gelmesini istediği için çocuğun başına mutlaka bir iş gelirdi. *Komser*. Telefonda 'the number you have called...' sesi gelmeyince sakince bekledi. Nefret ediyordu! Ama bugünlük sadece oğlanı kurtarmak için yardımını isteyecekti. Zarfı arabaya habersiz koymayı başaran kişi şuan bile onu izliyor olabilirdi. Hayatını riske atmadan yaşadığı tek bir gün olmamıştı ama aptalca bir oyuna düşüp ölmeye niyeti yoktu. Hele de böyle iki arada bir derede kalmak mı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
{CopyCat}
FanfictionGece yarısı gelen bir posta artık yollarını ayıran Polis ve Mafyayı bir araya getirir. Çıngıraklı Mahallesini sarsan cinayetler Romanların birçoğunu tek gecede zanlı yapmıştı. İnsanların masumiyeti asıl katil İrfan'ın yakalanmasından sonra kanıtlan...