Ararat / 7

582 61 21
                                    

Beyaz odalar, beyaz duvarlar, beyaz formalar... Ölümün siyah yüzünü saklamak için boyanmış suratlar. İroni midir yoksa ying yang gösterisi mi bilinmez ama bu renkler Beşiktaş Kara Kartal için güzeldi sadece. Boynundaki dövme, havuzundaki heykel, telefonundaki duvar kağıdı en temelde kimlik kartı Çaka ailesinin hayattaki yerini ve kültürel mirasını gösteriyordu. Fakat saçlarının rengiyle aynı haberi alan Şahin şimdi içerde yatarken elindeki ize bakarak sessiz gözyaşı döken abisini görse her şeyi değiştirirdi belki de. Çünkü uzun zamandır kimse ona insan muamelesi yapıp gözlerine bakmamıştı. Haliyle esmer adam kahverengi irislerdeki çaresizliğini ispat edememişti.

Vücudundaki adrenalinin yerini alan korku Kartal'in yüzünden okunuyordu. Ancak evin lideri olarak ameliyathanin önünde ağlamaklı bekleyen halası, babası ve kardeşi varken en güçlü görünmesi gereken oydu. Ya da kendini yıllardır buna inandırmıştı çökmemek adına. Düğünün ortasında rezillik çıkarınca Nezih'in radarına takılan ve kendine ihanet eden gizemli kardeşinin bugün bütün küslük ve nefrete rağmen yaşamasını istiyordu. 97'den beri öldüğünü sandığı Ferhan'ın acısı bitmeden bir kardeşini daha toprağa koymaya hazır değildi. Bu şerefsizler de hep kavga edip küsünce ölülerdi zaten nedense. Arkalarında berbat bir vicdan azabı, hasret ve yıkım bırakarak gider kalan sağları düşünmezlerdi. Ulan Şahin!

Neriman halası, babası, Leyla, Şehsuvar ve Ruşen sağa sola gidip gelmekten başka bir şey yapmıyordu. Hepsi de yüzlerindeki endişeyi ağlayarak değil kendilerini sıkarak yok etmeye çalışıyorlardı. Kartal gördüğü manzaranın sıkıştırdığı yüreğine söz geçiremeyip dışarı yöneldi. Alelacele hastaneye geldiğinden beri Efe sürekli ona bakıyordu. Kafasıyla işaret edip çağırdığı polisin ailenin yüreğine ilk kez su serptiğini görmüştü. Hayretini başka güne saklama kararı aldı çünkü belki de bu gecenin sabahında cenaze taşıyacaktı.

Hastanenin bahçesinde kendi başına dolanıp sigara içen Mustafa İrfan'ı görüp adamın yanına gitti. Kendinden biraz uzun olması az sinirini bozsa da sözde korumasıydı. Gerçi adamı yanında gezdirmekten çok eve kilitlemiş sayılırdı. Mustafa endişeli yüzünü saklama gereği duymadan ağzındaki sigarayı çıkarıp cep hizasına indirdi. Soğuk havadan değil Kartal'i görmekten titremişti hafifçe. Yutkunup gelecek tepkiyi beklemeye başladı. Sözde evi korumakla görevliydi ama göz göre göre birinin göğsünden vurulmasını izlemekten başka bir şey yapamamıştı.

"Kartal Bey... Ben..." Kartal elini kaldırıp Mustafa'nın sözünü kesti. Ciğerleri yanarken adamın sigara içmesi dokunmuştu. Havada dağılmaya devam eden dumana bakıp adamın indirdiği elini tuttu. Hâlâ yanan sigarayı sıkıp ikisinin de elinin yanmasını sağladığında kimsenin yüzünde mimik oynamamıştı. Cızırtı sesi ortamı sardığında Efe'nin tüyleri diken diken olmuştu. Mustafa ve Kartal'in gereksiz yakınlığıyla rahatsız olsa da şu anda laf edecek konumda değildi.

"Si***rim Bey'ini de Kartal'ını da lan !! Ne demeye diktik biz seni milletin başına?? Evdekiler ölürken çekirdek yiyesin diye mi?? Şimdi de gelmiş burda keyif sigarası yakmış geziyor." Kartal çene kasları kasılan esmer adama öfkeyle saydırıp hızla itti. Mustafa İrfan kalıbına rağmen Kartal'ı daha fazla kızdırmamak adına gerilediğinde suratına gelen yumruğa da sesini çıkarmadı. Adam haklıydı. Evdeki insanları korumak, etrafı gözlemek için işe alınmıştı askeri ve kişisel tecrübelerine güvenilerek. Ancak göreve gelmesinin üstünden en fazla iki yıl geçmişti ki Şahin gözlerinin önünde vurulmuştu.

"Kartal Bey... Özür dilerim ben... Herşey birdenbire oldu. Yetişemedim."

Kartal sağlam yapılı adamı bugün kolayca itip kakmış olmasına da uyuz olmuştu. Kendince sinirini çıkarması için izin veriyo gibiydi. Sanki Kartal güçsüz biriymiş gibi... Daha sert itip adamın yine birkaç adım gerilemesini sağladı. Yanan elinin acısını sonunda kumaşa sürtünme sebebiyle derinden yaşadı.

{CopyCat} Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin