Muhafızlar ne yapacaklarını bilemez bir şekilde Selçuğa bakıyordu.
" Selçuk bırak onu." içine derin bir nefes sığdırdı Selçuk.
Selçuk, İbrahim'i ileri itti. İbrahim yere düştü.
"Bir daha kendinden emin konuşma." gergin bir şekilde başını büktü Selçuk.
Elinde parçayı rastgele yere fırlattı. Bakışlarını Mine'ye çevirdi. Korkmuş bir şekilde Selçuğa bakıyordu.
"Artık bunları konuşmak istemiyorum. Zaten size bildiğim her şeyi anlattım. Sadece büyücü kalmıştı. Bizim bir an önce plan yapmamız lazım." tekli koltuğa otururdu yeniden Selçuk.
Mehmet anlamaz gözlerle Selçuğa bakıyordu. Selçuğun yanındaki tekli koltuğa oturdu. Yüzünü Selçuğa döndü bir cevap bekliyordu.
"Büyücü kim? Yani sizi bu zaman gönderen büyücü mü? Ne alaka ki o?" meraklı bir ifadeyle konuşuyordu Mehmet.
Selçuk muhafızlardan gözünü ayırmıyordu. Hepsi nefretle bakıyordu ona. 8 tane muhafız vardı. Selçuk elini yüzüne koydu, dirseğini de koltuğun köşesine. Gülümseyerek bakıyordu İbrâhim'e. İşbirliği yapmışlardı fakat İbrahim'i öldürmek geçiyordu aklından.
"Neden sayınız bu kadar az diğerleri nerde? Kendinize çok mu güvendiniz? Bu kadar az geldiginize göre öyle olmadı." alaylı bir tavırla konuşuyordu Selçuk.
Bir bacağını diğerinin üzerine attı. Sırtını geriye doğru yasladı. Bu onlar çok germişti Selcuğu. Sadece uyumak istiyordu. Bir de Mine'yi. Uyumak haram olmuştu, Mine ise hayal. Onunla nasıl eskisi gibi oluruz diye düşünüyordu. Yeniçeriler umrunda bile değildi.
"Selçuk bizi oyalama artık. Anlat şu büyücü olayını da artık." dedi, Mehmet sinirle.
"Off Mehmet off! Bunlar boş konular. Ben plan diyorum sen büyücü diyorusun. Ama bir konu da haklı olabilirsin. Size yeniçerilerden çok büyücüyü anlatmalıydım. Çünkü o benden bile güçlü diyeyim. Seni o buldu. 2 yıl önce geldi bu zamana bizim bulamayacağızı anlayınca bu işe el atmak istedi. Seni sakladım bunca zaman ama onun gözünden saklayamadım. Fiziken güçlü değil ama büyücülük konusunda çok ve çok güçlü." Selçuk kendi kendine konuşuyor gibiydi.
"Nasıl yani? Güç olarak nasıl?" sordu Mehmet.
"Her insan suretine bürünebiliyor. Bana farklı sana farklı bir görünebilir. Bana erkek görünüyorsa sana kadın olarak görünebilir. Hatta yanıltabilir birden seni. Bir bakıyorsun var bir bakıyorsun yok olmuş. Nerde ne yapıyor bilmiyorsun. Bizimle asla yaptığı şeyleri paylaşmıyor." dedi Selçuk.
Mehmet yerdeki halıya bakmaya başla. Büyücü işi daha kötüydü. Yeniçerilerden sonra bir de büyücü çıkmıştı. Bunlarla nasıl baş edecekti, düşünüyordu ama aklına bir fikir gelmiyordu. Kendini çaresiz gibi hissediyordu
Selçuk karşısında oturan sevgilisine dikmişti gözlerini. Tek derdi Mineydi. Bu savaş içinde onu nasıl koruyacaktı. Mineyle gözleri kesiştiginde umutla bakıyordu. Biliyordu ki Mine ondan bu kadar çok şey öğrense bile vazgeçemezdi.
"Yani simdi demek istiyorsun ki. Bu büyücü her yer olabilir. Herkesin suretine bürünebilir. O zaman önce büyücüyü bulmamız gerekiyor. En güçlü o. Beni de tanıyor olabilir." kendi kendine düşünüyordu Mehmet. Kafasında o kadar çok soru vardı ki, ne yapacağını bilmiyordu.
Herkes sessizdi kimse bir şey demiyordu. Mehmet oturduğu yerden kalktı. Odanın içinden bir o tarafa bir bu tarafa gidiyordu. Düşünceleri birbirine karışmıştı. Bir plan yapmalı önce büyücüyü yok etmeliydi. Ama aklına hiçbir şey gelmiyordu.
"Bize yardım edeceksin Selçuk. Büyücüyü bize sen getireceksin. Önce büyücüyü halletmemiz gerekiyor." Selçuğa çevirdi bakışlarını Mehmet.
"Büyücüyü bulmam imkansız. O istediği zaman bizim yanımıza geliyor. Onla bir iletişimimiz yok. Büyücü işi zor Mehmet." Selçuk'ta ayağa kalktı, Mehmet'in yanına doğru ilerledi. Mehmet'in omzuna elini koydu.
"Bizimlesin diye sanıyordurdum. Bize büyücü lazım." başını iki yana salladı Mehmet.
"Senin için canımı ortaya koyuyorum Mehmet. Ben sizi tercih ederek hayatımda büyük bir değişiklik yaptım. Büyücü zor iş diyorum. Onu bulmak o kadar kolay değil. Bir anda başka biri olarak karşımıza çıkabilir. Ben bile tanımayabilirim." Mehmet'in gözlerinin içine bakarak konuşuyordu Selçuk.
"Çok fazla konuştuk şimdi plan yapmamız gerekiyor. Güç önemli bir şey olabilir. Ama bence önemli olan akıldır. Eğer planlarımız dahilinde ilerlesek bu savaşı bir kayıp vermeden biz kazanırız. Ve şimdi gidiyoruz. Yarın için daha iyi şeyler düşünmemiz gerekiyor." Mehmet arkasını dönüp odadan çıktı. Selçuk öylece arkasından bakakalmıştı.
Muhafızlar hemen Mehmet'in peşine takıldılar. İbrahim son bir kez Selçuğa bakıp odadan çıktı. Selçuk arkasında kalan Mine'ye yandan bir bakış attı. Yerinden kalmamıştı.
"Buraya geldim diye seni affettigimi sanma sakın. Ben hala sana inanmıyorum Selçuk. Eğer bu savaş sonunda eğer yaşıyor olursak ve yeğenime bir şey olmamış olursa. O zaman belki bizim için bir şans olabilir. Ama şimdi böyle bir şey olmasının ihtimali bile yok." Mine oturduğu yerden kalktı. Çantasını aldı odadan çıkacakken Selçuğun yanına ilerledi.
"Eğer bir yanlış yaparsa seni sevdiğim için sana bir şey yapmayacağımı sanma. Seni kendi ellerimle öldürürüm." nefret dolu gözlerle bakıyordu Mine, Selçuğa.
"Sana söz veriyorum Mehmet'i ve seni kendin canım pahasına koruyacağım. Benim ölmem umrumda bile olmaz. Ama sana bir şey olursa.....
Mine elini Selçuğun dudaklarına koydu.
"Bana bir söz vermeni istiyorum."
Selçuk gözlerini yumarak onayladı Mine'yi.
"Eğer bana bir şey olursa bile Mehmet'i yaşatmak için savasacaksin. Eğer beni gerçekten bana söz verirsin."
Selçuk acı dolu gözlerle bakıyordu Mine'ye. Mine elini hızlıca çekti Selçuğun dudaklarından.
"Söz ver Selçuk."
"Söz vermiyorum Mine. Sana bir şey olmayacak. Çünkü senden önce beni öldürmeleri gerekiyor. Bu yüzden sana bir şey olmadan önce beni geçmeleri gerekiyor."
"İşte bu dediğin şey Mehmet üzerinde olmalı. Onu öldürmeleri için önce seni geçmeleri gereksin. Benim için değil, Mehmet için. Onu canımdan bile çok sevdiğimi biliyorsun. Ben eğer onu kaybedersem zaten ölürüm. Bana söz ver Selçuk." yalvaran gözlerle bakıyordu artık Mine.
Selçuk, Mine'nin beline elini koyup kendine çekti. Nefesleri artık birbirlerine değiyordu.
"Sana söz veriyorum Mine. Sana dediğin her şey için söz veriyorum. Ama sana yemin ediyorum sana bir şey olmaması için savaşacağım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp Şehzade
FantasyGeçmişe giden Efsun, Fatih Sultan Mehmet'en hamile kalır. Geleceğe geldiğinde bunu anlar ama artık cok geçtir. Geçmişten gelen yenler doğacak olan şehzadeyi öldürmek isterler. Tabi o kadar kolay olmayacaktır. Şehzadenin koruyan bir yüzük, şehzadeyi...