Çalan telefonumun sesi beni rahatsız ediyordu.
Bakamayacaktım telefona.Kim arıyorsa aramaya devam etsin.Arar,arar kapatır.Israrla aramaya devam ediyordu her kimse.Kafamı yastıktan kaldırmadan telefona uzandım.Gökçe arıyordu yine.Acık ve kapalı arasında olan gözlerimle telefonu açıp,kulağıma dayadım.
"Efendim?"dedim kısık bir sesle.
"Vay be Kaya Beyoğlu ha?"dedi Gökçe bağırarak.
"Ne olmuş adama?"dedim anlamazlıktan gelerek.
"Kızım röportaj vermiş ya adam."dedi kulağımı patlatacak bir sesle.
"Ne yapayım?"dedim gözlerimi tamamen kapatarak.
"Ya beni deli etme Çağla.Adamın yanında sen varsın?Sevgilim diyor adam."dedi açıklayıcı bir ifadeyle.
"Evet."dedim hâlâ umursamazlıktan gelerek.
"Bana hemen konum at."dedi ve telefonu yüzüme kapattı.
Hemen konum atmadan yataktan kalktım.
Bir kendime geleyim yahu.
Yüzümü sersem bir şekilde yıkayıp dolabın önüne gittim.Dolaptan siyah tayt ve bol haki yeşili sweatshirt çıkardım.Bir çırpıda üstümü giydim.Gözlerim yerde olan pofuduk terliklere kaydı.
"Ay çok güzeller."dedim gülerek.
Onları da ayağıma geçirdim.Hava fazla soğuk değildi ama tabi İstanbul'u ayağının altına alan bir evde oturunca insan üşüyor.Kapıyı yavaşça kapatıp merdivene doğru yöneldim.Salona indiğimde yine kimseyi görmemiştim.Bende mutfaktan gelen mis kokuları takip ederek mutfağa ulaşmıştım.
"A günaydın kızım."dedi Nurgül abla güler bir yüzle.
"Günaydın abla.Yardım edebileceğim birşey var mı?"dedim mutlulukla.
"Yok sağol kızım.Sen bahçeye geç.Ben kahvaltı hazır olduğunda çağırırım sizi."dedi elindeki yumurtayı tavaya akıtarak.
Güler yüzle yanından ayrılırken salona girdim.Bahçede ilk gördüğüm kişi Kaya olmuştu.Bahçeye girdiğimde esen bir hava vardı.Güneşsiz.Sanki bugün hiç güneş doğmamıştı.Sol kolunu koltuğun üstüne atmış,telefonla oynuyordu.Haki yeşili bir gömlek giymiş,kollarını hafif katlamıştı.Siyah pantolonla da bunu uyumlamıştı.
"Günaydın."dedi bana bakmadan.
"Günaydın."dedim koltuğa oturarak.Ardından "Gökçe konum istiyor.Röportajı falan görmüş."diye ekledim.
"Tamam konumu at.Gökçe sizin okulda zaten.O olmaz.Neyse sen bir yalan uydurursun."dedi rahat bir tonlamayla.
"Allah Allah ben neden yalan söylüyorum?"dedim terslikle.
Yalanlardan sıkılmıştım.
"Senin arkadaşın çünkü."dedi haklı olarak.
"Halam görürse eğer?"dedim tereddütlü bir yüz ifadesiyle.
"Ara halanı.Yarın tanışmaya geleceğimizi belirt."dedi mimiksizce.
Sweatshirtimin ön cebinde bulunan telefonumu çıkardım.Halamın numarasını çevirip telefonu kulağıma dayadım.
Halam telefon elinde bekliyormuş gibi hemen açtı.
"Kızım sen nerelerdesin?"dedi halam telaşla.
"Hala ben evleniyorum."dedim aniden.
Halam ölmesin.Ölemez.
"Kızım sen beni öldürecek misin?Ne demek evleniyorum ha?"diye esip gürledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BORCUN BEDELİ
Teen FictionHayatına çok ani bir şekilde giren o adam onun hayatını değiştirecekti.Ya onu her şeyi yapacaktı ya da onu herkes yapacaktı.Fakat ikiside birbirlerinin hayatının dönüm noktasında bulunacaklarından habersizdi.Nefret aşka dönüşebilirdi.Peki ya aşk nef...