03.12.2021
21:47
"Bir gün çıkar karşınıza.Bir gün,aniden,
tam umudunuzu kestiğiniz sırada."
-Gustave Flaubert
***
Babam çok titiz bir adamdır.Asla taviz vermez,çevresindekilerin de aksini yapmasına göz yummaz.Uyum sağlamaktan başka çarem olmadı hiç.Bu yüzden temiz olmak,çocukluğumdan işlemişti içime.Şimdi ise,elimdeki toz beziyle eski rafları silerken bir an bu tozlu rafların odamda olduğunu,babamın fark ettiğini hayal ediyordum.Çok olası;bağırır,kötü kötü bakardı.Normal halinden çok da fark edecek bir şey gibi durmuyor.Attım bu gereksiz hayali hemen kafamdan.Hoşuma gitmedi.
"Bu kısmı bitirmeme çok az kaldı."diye bağırdım içeriye doğru.Günlerden cuma,yine güneş var.Sinir oldum.Bunaldım.Fırlattım kenara toz bezini,elimdeki son kitapları da yerleştirip indim merdivenden.
"Bay Min?"
"Gel Jeongguk,eline sağlık,otur hadi yemek yiyelim.Öğle arasına çıkmaya da niyetin yok gibi zaten."
Yemek yemek istemiyordum.Ama ihtiyara itiraz etmeyip eski-küçük-ahşap masada,tam karşısına oturdum.
"Seninki uğradı geçen gün,kabul etmişsin doktora gitmeyi."
Zerre konuşasım yoktu."Öyle."
Küçük olanı kendi tabağına bırakıp benim önüme büyük et parçasını koydu.Başımı tabağımdan kaldırmamış olsam da kırışık yüzündeki minik tebessümüyle bana baktığını biliyordum."Çok iyi ettin."dedi."Karıncayı dahi incitmeyecek delikanlısın,mutluluk sana değil de kime hak olacak?"
Susmaya devam ettim.Hiçbir şey demek gelmedi içimden.Önüme sürekli bir şeyler bıraktı yemem için.Yine itiraz etmedim ihtiyara.Bu yüzden eve varmam gereken saatten çok daha geç vardım.Ev arkadaşımın aksine.
İçerisi yanık kokuyordu.Bunun neden olduğunu adım gibi biliyordum,sinirden gözüm seğirecekti neredeyse.Mutfağa koştum."Gerçekten,"tüm o karmaşanın ortasında dumandan dolayı nefes alamamış olmalı ki açık pencerenin dibinde duruyordu"sen tam bir gerzeksin,Namjoon."
Gözlerini devirdi.
"Sana kaç kez daha diyeceğim ben yokken ya hazır al ya da gelmemi bekle diye?"
"Çok acıkmıştım,suç mu?"
"Değil.Dolaptaki sandviçlerden yiyebilirdin.Hani sen evi küle çevirme diye her sabah hazırlıyorum ya!"
"Yedim zaten."
"Pes!Sonu olmayan açlığın yetmiyor bir de tavayı yakmışsın yine dingil."
"Yenisini alırız."
"Bok alırız."
"Odana git velet."
"Niye?"
"Sinirliyken çekilmiyorsun,hem de hiç."
"İyi.Sen kaybettin.Kendin toparla buraları."
"Bir dakika.Jeongguk!Birlikte toparlayalım öyle git.Hey?Siktir ya."
İyi oldu.Hem zaten iki gün sonra doktorla yeniden görüşeceğim ve ben hala sevdiğim şeyler üzerine düşünmedim.
Bu aralar farklı bir şey düşünüyordum.
Dar ve oldukça karanlık odamda,köşedeki masanın üstündeki deftere baktım.Çizim defterimdi.Son günlerin sayfaları hep aynı çizimle doluydu.Kendimi dizginlemek için uğraşıyordum birkaç gündür.Sinir oluyordum çünkü.Sürekli,aynı gözleri çiziyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
papatyalar || taekook
Fiksi PenggemarMorumsu bir gökyüzü;altında papatyalar,uçuşan kelebekler ve kuduzlar.