30.01.2022
23:35
"Zaman iyileştirmez.
İyileştiren şey,zamanla ne yaptığımızdır."
-Edith Eva Eger
***
İnci küpeli adamın doğduğu gecenin ilerleyen saatlerinde,Namjoon iyice kendini toparlamıştı.Pek bir gerici olsa da kusmak iyi gelmişti herife.Duş almış,taksiye boşalttığı midesini doldurmuştu.Ben de,tekrar kusarsa onu uyurken boğacağıma dair tembihlemiştim.Sarhoşluğu yoktu ama durgundu hala.Kurcalamaya çalışacağımı bildiğinden iyi olduğuna yeminler ederek -yalnızca bedenen iyi gerisi palavra- kovmuştu beni.Bu gecelik yırttı.İçmesi için tembihlediğim bitki çayını da bırakıp odama gittim ben de.
Kendi zihnimde artık çok daha fazla vakit geçiriyordum.Eskiden düşmanım olan bu parçalı bulutlu zihin,son haftalarda morumsu bir gökyüzü.Tavanımda,beyaz olan her bir zerrede papatyalar belirecek,bozuk bir plağa sıkışmışız gibi durmaksızın tekrar sarılacaktı Taehyung bana.Zihnimin en güzel oyunları boy gösterecekti o tavanda işte.
Ancak Namjoon'un telefonu çaldı.Belli ki arayan da Taehyung'tu.Aklıma Namjoon'un yanına gitmek geliyor ama bitkin haliyle bile imalarda bulunacağını biliyorum.Bu yüzden olduğum yerde,nefeslerimi dahi tutarak dinlemeye çalışıyorum.Çorap söküğü gibi,hayatımda daha önce yapmadığım şeyleri yapmaya bir çift farklı göz ile başlayıp yine o gözlerin uğruna o şeyleri yapmaya devam ediyorum.
Çok sinir oldum.Lanet olsun odamın duvarlarına ve kızaran yanaklarıma!Hem,hem beni de arayabilirdi ki?Sonuçta rehberinde Küçük bir Bey var.Aşk olsun Taehyung.Biraz öfke,biraz hüzünle söylenen bu kalıp adınla aynı cümleye düşünce hiç de amacına uygun değilmiş.Ufacık gücenmişliğim yok oldu bile.Aşk olsun Taehyung...olsun,lütfen.
Pek bir düşünceli,aklının çalışma şekli bile güzel bu adamın.Defalarca kez iyi olup olmadığını sormuş olmalı ki Namjoon bıkkınlıkla iyi olduğunu bağırıyordu artık.Jeongguk da iyi dedi bağırtılarının arasından.Beni sormuş,beni de merak etmiş.Öyle memnuniyet dolu,kıpır kıpır bir histi ki bu kalbimdeki,parmaklarımı sesli gülmemek için yukarı kıvrılmış dudaklarıma bastırdım.Bu gecenin uykusu da kaçtı.
Bu hisle de baş edemeyeceğimi,tüm kalelerimde çoktan beyaz bayrakların dalgalandığını biliyorum.Hala gülümsüyorum ve uykumun benden kaçtığı dakikalarda tavanımda sarılıyoruz sayısızca.Güneş doğar birazdan,belki de batar,inan hesap edecek yetiye sahip değilim Taehyung çünkü gözümün önünde biz varız.Sen ve ben değil,biz.
Tanrı'nın en güzel kalemiyle çizdiği çenenin varlığı sol omzumda ve son nefesime kadar varlığını hissetmek istiyorum.Sonra kollarım kıvrımlı belini buluyor,kelebekler çok hareketli,canımı yakıyorlar ama çok hoş.Ne eksik ne fazla,içim eriyor boynuma çarpan nefesini tekrar düşlediğimde ama çoktan diyorum,zaten iş işten geçti bile elimden ne gelir?Tüm bunlar zihnimin ikimize ait kıldığım köşelerinde asla unutulmayacak.Çünkü kimse beni böyle sarmamış daha önce,içim gitmemiş sıcak bir samimiyete.İlk defa sarılmış kollarım birisine.En önemlisi ikimiz varız bu düşlerin her birinde.En başından beri uykum hiç kaçmamış Taehyung,ben feragat etmişim.
Sabah olduğunda Namjoon yoktu evde.Benden önce çıkmış olması pek rutin olmadığından çok sinir etti bu durum beni.Konuşmak istememesinden yaptı biliyorum.Ancak biz hiç onun geçmişi hakkında konuşmadık.Hayallerini,hayata bakış açısını ve işleri analiz etme şeklini biliyorum.Onu tanıyorum ancak öncesini bilmiyorum.Bilmek istediğimin farkına varıp kaçması da iyice sinir ediyordu beni.Anlatmak istememesini anlıyordum,sinirimi bozan bu değil.Kaçacak kadar neyi var?Var bir şeyler.İşte bu delirtti beni.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
papatyalar || taekook
FanfictionMorumsu bir gökyüzü;altında papatyalar,uçuşan kelebekler ve kuduzlar.