01.05.2022
00:01
"İnsan zamanı durdurmak istediği yere aittir."
-Amélie
***
Göz kapaklarımın isteksizce aralandığı bu sabahın gecesinde,bir melek tarafından uyutulup akıl almaz bir rüya gördüm.Kar tanesiydim,onun baktığı yerlere bakıp onun gördüklerini görüyordum ve o durmadan ninni söylüyordu.Akıl almaz bir rüya gördüm işte,en güzel saç tellerine tutunmuştum.Yazıklar olsun,uyanıverdim.
Keyfim kaçacak gibi oldu,yakaladım hemen.Bir adam var;yorgunluğumun farkına varmış ve kalbimi asla kırmadan,asla beni incitmeden,diğerlerinin aksine bildiğim şeyleri bana tekrar hatırlatmadan yardım etti bana.Geçen birkaç ayın ardından,hala Taehyung tarafından daha önce hiç olmadığım şekilde yaşatılıyorum.Nasıl kaçabilir keyfim?Mutfaktayım,saati kontrol dahi etmedim uyandım öylece,dün yediğim sandviçlerin Jeongguk versiyonunu yapmaya çalışıyorum,olur da başarırsam Taehyung'uma da ikram edeceğim.Oldu mu karar veremeden yedim hepsini, bir dahaki sefere artık.
"Yeni mi kalktın sen?"Çok şaşkın bir ses tonu vardı dingilin.Omuz silktim yalnızca ve o sorgularcasına bakmaya devam etti.Yemek yediğimi mi,uyumuş olmamı mı yoksa daha öncesine tezatlık gösteren ruh halimi mi sorguluyordu bilmiyorum.İkinci gün de şaşkındı oldukça ancak sonrasında bunu bıraktı.
Eski,iyi zamanlarda olduğu gibi dingille birlikte kahvaltı yapmaya başladık,hatta denk geliyorsak akşamı da birlikte geçirir olduk.Farkına vardım ki,tüm bu keyiflerin önünde duran engel benmişim meğersem.İyi olduğum sürece Namjoon da iyiydi.Kötü olduğum sürece ise onu bu evde yalnızlığa ve kasvete mahkum ediyordum.Elimde değildi elbette tüm bunlar,sinir oldum.Birkaç yıldır böyle olduğumu hesaba katınca her şey daha da kötüleşti,pes Jeongguk dedim içimden yazıklar olsun.
Telafi etmek istercesine Namjoon'la daha fazla vakit geçirmeye başladım evde.Özellikle geçen iki hafta,cidden ev arkadaşlarıydık.En ufak bir fırsatta odama kaçmak yerine oturup onunla sohbet ediyordum.Tuttuğu futbol takımının kaybettiği maçları küfürler eşliğinde anlatışından,iş yerinde içtiği yeni kahve makinesinin yaptığı,dünyanın en iyi kahvesi olduğunu iddia ettiği kahvenin tadına kadar konuşur olmuştu benimle.Öte yandan ben de kısa dahi olsa bir şeyler anlatıyordum ona.
Zihnim ve bedenimdeki ufacık düzelmelerin sebep olduğu koca iyileşmelerdi tüm bunlar.Göründüğü üzere Taehyung hikayemin bir başka bölümünü başlatmıştı,yeniden.
Uyku nedir bilmeyen ben,sırf güzel sesini duyayım diye uyku saatimi iple çeker olmuştum.Çünkü hoşuma gidiyordu işte,kimse beni incitmeyecekmiş.Kimse beni onun yanından alamayacakmış.Güneş Taehyung'u görmem için doğuyor,kimseler de kimmiş ki zaten!İma edişi yine de ısıtıyor içimi.
Artık sokak lambasının dibinde buluşup,denk düşen adımlarımızla yitirdiğimiz tüm yollarda güzelliğini belirtiriyordum.Benim bu adamdan kaçacak ne yerim ne halim,ne de hevesim var.Bu yüzden koşuyorum artık ona doğru,dur durak neymiş bilmeden.Sesin ne güzel Taehyung diyorum,kıkırdayıp inkar etmeye çalışıyor ama izin vermiyorum.Saçlarının kirpiklerine değmek üzere oluşunu ne kadar çok sevdiğimi anlatıyorum ve ilk defa karşımda yanakları kızarıyor.Biraz daha üstüne gidecekken açık sözlü Jeongguk'u çok fena çekici bulduğunu söylüyor ve alıyorum ağzımın payını,yalnızca yanaklarımı görmesin diye uğraşıyorum.Tatlı bir uğraş ama bu,her akşam boy gösteriyor.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
papatyalar || taekook
FanfictionMorumsu bir gökyüzü;altında papatyalar,uçuşan kelebekler ve kuduzlar.