1

684 49 83
                                    

15.10.2021

22:51

"Sevgisizlik bir tür zehirdir."

-Doğan Cüceloğlu

***

17 dakika.

Her bir köşesine dikkatle baktığım odada 17.dakikamdı.İlk dakikadan bu yana olmayan beklentimi çoktan yitirdiğimden bir an önce kendimi dışarı atmak istiyordum."Dişlerimin temiz olmasını severim."diye devam ettim.Bana pek bir övülmüş olan doktor 5.dakikadan itibaren sorular sormaya başlamıştı.Nelerden hoşlanırsın Jeongguk sorusuna cevap vermeye çalışıyordum.Uzun süreli olarak ona bakamadığımdan doktor,göz göze geldiğimizde gülümsedi.Ben de ona ne var gülümseyecek diye sormak istedim.

"Bir de papatyaları severim."

"Neden?"

"Nedeni olması gerektiğini düşünmüyorum."

Peki diyerek yazmaya devam etti doktor,yine yüzünde anlam veremediğim gülümsemesi vardı.Çok sinir ediyordu bu beni."Bu şu anki konumuzdan bağımsız ancak yolda bir yaşlının düştüğünü görsen ne yaparsın Jeongguk?"

"Yürürken adımlarımı izlerim.Bir yaşlının düşüşünü görmem imkansız."

"Diyelim ki gördün.Yardım eder miydin?"

"Hayır."Gözlerimin içine bakıyor,bir şeyleri sorguluyordu.

"Neden?"

"Ben düşseydim o bana yardım eder miydi?"

Sustu.Önündeki deftere bir şeyler daha yazdı.Merhaba deyişine karşılık verdiğim andan beri yazıyordu.Bu da sinir etti beni.

Neredeyse iki dakika boyunca yazdı defterine doktor.İlk görüşmemizin sona erdiğini anlamıştım,odayı süzdüm bir kez daha.Dekorasyonu sinir etti beni.Bacağımı sallamaya başladım.Kalktı sandalyesinden doktor,ben de ayaklandım.Dakikalardır bunu bekliyordum.

"Jeongguk 15 gün sonra yine görüşelim."

15 gün çok kısa bir aralık."Niye?"

"Bana kalsa haftada bir görüşmeliyiz ancak içimden bir ses bunun senin için çok daha zor olacağını söylüyor.Bu yüzden iki haftada bir."

Gözlerimi devirmemek için alt dudağımı ısırdım.Nefret ediyordum bu boktan.Ancak hayal kırıklığı olmaktan daha da nefret ediyordum.Uzattığı elini sıkıp başımı salladım usulca.Bunu yapmaktan başka çarem yokmuş gibi geldi.Öyleydi de.Sinir oldum.

"Jeongguk."diye seslendi tam kapının kulpunu tuttuğumda.Yarım bir şekilde döndüm ona.Ne var ya ne var diye bağırıverecektim.

"Sevdiğin şeyler üzerine biraz  düşünmeni istiyorum.Yalnızca 4 madde saydın.Bir sonraki görüşmemizde kesinlikle bir kez daha soracağım bunu sana,haberin olsun."

Gülümsedi yine doktor,bir şey demedim ben de.Öyle bir müddet üstüne başına baktım,döndüm önüme.O esnada,günüm sanki hiç boktan geçmemiş gibi daha da boktan bir şey oldu.Benden önce birisi kapıyı açtı ve alnımın ortasına yedim bir darbeyi.Çok canım yandı.

Neye uğradığımı şaşırdım ilk saniyeler.Elimle alnımı tutuyordum,iki büklüm olmuş.Birisinin,muhtelemen kapıyı açan dingildi,kollarımı tuttuğunu hissettim.Manyak doktor var olan tüm sabrımı tüketmişti zaten.Burnumdan soluyordum,çok sinirliydim.Doğruldum hemen.Kapıyı açan,dingil dediğim herife baktım.Boğazımdan tırmanan tüm o hakaretleri,kavgaya yol açacak ahlaksız sözleri yuttum.

"Kusura bakmayın."deyiverdi.Ses tonu yumuşak ya da kibar değildi.Hafif bir içtenlik sezdim ama daha çok öylesine söylemiş gibiydi.Kızasım geldi biraz ama kızamadım.Baktım üç saniye yüzüne,göz kapaklarını farklı gördüm dehşete düşürdü bu beni,daha da dayanamadım.Ardındaki boşluktan çıktım hemen,dışarı attım kendimi.

Asansörü de es geçip merdivenlerden indim hızlı hızlı.Kaçıyor gibi hissettim.Ne yapıyorum dedim kendime,yavaşladım.

Hava kararmıştı ve yağmur yağıyordu.İçerideyken hiç fark etmemiştim.Dışarı çıktığımda yaptığım ilk şey derin bir nefes almak oldu.Yağmur damlalarını yüzümde hissettim.Ürperdim.Yanaklarımın ısındığını o an anladım.

***

papatyalar || taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin