taşınmasının ilk günüydü. george'un bir hafta içinde tüm bunları halletmesi gerekiyordu ve dream onun için zor işlerin çoğunu halletmişti bile. bunu george için yapmak istiyordu, erkek arkadaşının hayatındaki bir sonraki en büyük adım olmak istiyordu.
mobilyaların bir çoğu george'a ait değildi, bu yüzden onlar kalabilirdi, dream daha çok küçük ve kişisel eşyaların taşınmasına yardımcı oldu. kıyafetlerini, kitaplarını, battaniye ve yastıklarını "%1000 gerekli" olarak nitelendiriyordu.
-
"bugünlük iyi iş çıkardığımızı düşünüyorum, sadece biraz daha kaldı ve sonra çöpleri atıp etrafı temizleyebiliriz, ve böylece tamamiyle taşınmış olursun" dedi dream yorgun bir şekilde kanepeye kendini bırakırken.
george kıkırdadı ve dream'i usulca öptü, "teşekkür ederim" dedi nazikçe, dream onu kucağına çekti. george onun üzerinde dinlenirken düşüncesizce sarışının saçlarıyla oynadı.
george bunu seviyordu, bir zamanlar clay ile aynı evde kalmanın nasıl bir his olabileceğini düşünmüştü, şimdi deneyimleyebiliyordu ve buna bayılmıştı. bu onun istediğinin çok daha fazlasıydı. bir zamanlar bay dream'le çıkmak onun için ulaşılmaz bir hayaldi.
o tarih dersinde rahatsızca kıpırdanır, öğretmeninin adını kafasında sahte bir şekilde inlerdi. fakat şimdi onun evinde yaşıyordu, yanağına ve çenesine yumuşak öpücükler konduruyordu. bu sahtesinden çok daha iyiydi. herkesin tahmin edebileceğinden çok daha iyi.
george muhtemelen yaz tatili bittikten sonra dream eve gelene kadar online derslere girer veya uyur olurdu. onu kapıda öper, sonrasında birlikte yemek yerlerdi. her çiftin yaptığı sıradan şeyler, her gün defalarca yaptıkları seksler dahil.
-
george karnı üzerine uzanmış telefonuna bakıyordu, dream'in kapşonlusu kalçasını ve çıplak bacaklarının bir kısmını örtüyordu. üzerinde beyaz dantelli iç çamaşırı vardı. onun favorisiydi, dream'in de.
dream elini george'un sırtında gezdirdi, yanına oturdu. george doğruldu, kucağına geçerken dream onu usulca öptü.
"mmh babacığım" george kıkırdadı, dream erkek arkadaşının boynunu daha sert öptü. sadece iki çift kelimenin onu nasıl etkilediğini biliyordu. george kollarını dream'in boynuna doladı.
"tekrar söyle-" diye rica etti dream kibarca. george, dream'in yanağını öptü. "babacığım~ babacığım, bir öpücük daha alabilir miyim? lütfen babacık" yine bu kelimeyi kullandı. dream çocuğu sertçe kucağına bastırdı, dudaklarını şehvetle öptü.
george kıkırdayarak öpücükten ayrıldı. "çok tatlısın kedicik" dedi dream nazikçe.
"biz...kedi almalıyız" dream şakayla karışık bir öneride bulundu. "ve tüm dikkatini benden çekeceksin? senin tek kedin benim" dedi george kıskanç ama aynı zamanda ciddi olmayan bir ses tonla. "tamam, tamam," dream george'un şakağına bir öpücük kondurdu ve kıkırdadı.
"beni senden kimse alamaz, merak etme" diye fısıldadı george'un boynuna geçmesi uzun sürecek izler bırakırken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
teach me | dreamnotfound
Fanficgeorge bunun yanlış olduğunu biliyordu. tarih öğretmeni bacaklarını iki yana genişçe açmış sırasında otururken onu yardıma muhtaç bir şekilde izlemenin kötü olduğunu. [+18] dsmp #1 mcyt #1 dnf #5 dreamnotfound #2