0.2

6.3K 207 386
                                    

[smut]

"george, seninle son sınavın hakkında konuşmak istiyordum." george derin bir nefes verdi, demek ki sınıftaki çocuğa karşı yanlış bir şey yapmamıştı. bu onu rahatlattı.

"oh- geçemedim mi?" diye devam etti. hala endişeliydi, kalbi hızla göğsüne çarpıyordu. dream kendi sırasına oturdu, bacakları her zamanki gibi birbirinden ayrıldı. usulca başını iki yana salladı, "hayır hayır, öyle değil." george öğretmeninin bacaklarına bakmamaya çalıştı.

dream karşısında dikilen oğlanı yakınına çekti, ona projesiyle ilgili ayrıntıların ne olması gerektiğini fısıldamak yerine alçak bir sesle "peki..ne zamandır benden hoşlanıyorsun, bay davidson?" dedi. sesi her zamanki gibi ateşliydi.

george yakınlıktan dolayı tahrik olmamaya çalıştı fakat dokunulmaya o kadar muhtaçtı ve öğretmeni tarafından becerilmeyi o kadar çok istiyordu ki. dream çok yakındı, kendine saklayamayacak kadar yakın. pahalı kokuyordu, pahalı görünüyordu, dokunulmazdı. george'un olamayacak kadar zevkliydi.

"ben- ben um..." diye kekeledi george, bunu beklemiyordu. buna hazır hissetmiyordu da.

"seni becermemi mi istiyorsun? bu mu?" dream utanmasızca söyledi. o uzundu, gerçekten uzundu. george bundan hoşlanıyordu. söylemesine gerek yoktu ama bu adamın küçük bir sike sahip olma ihtimali yoktu. george umutsuzca onun aletini istiyordu.

"aklından çıkmıyor muyum, george? beni muhtemelen o kadar çok istiyorsun ki hakkımda düşündükçe kendine dokunuyorsun, ha?" dream nefesini verdi, sesi o kadar sakin geliyordu ki bu george'u ürküttü.

"bay dream ben-"

"bana clay de" diye rica etti. ve george ona itaat etti. her zaman yapacağı gibi.

"c-clay...ne diyeceğimi bilmiyorum..."

dream hızlıca gömleğinin düğmelerinden bazılarını çözdü, oturduğu sırada kendisini geriye yaslarken george'u çekerek kucağına oturttu.

"bana borçlusun, george. dediğimi yapacak mısın?" clay devam etti, esmer artık kucağında oturuyordu.

george onaylarcasına başını salladı, "ne olursa"

george çok hevesliydi, bunun istediği yere gitmesini umuyordu. umduğu gibi bitmesini.

"ne olursa, huh?" dream sırıttı. "akıllı bir çocuk olduğunu biliyorum, george, bana güveniyor musun?"

"e-evet.. sana güveniyorum" george saf değildi, ne tür insanlara güveneceğini ve kimden uzak durması gerektiğini biliyordu.

"iyi çocuk," dream onu övdü, george bu kadar çabuk sertleşebileceğini hiç düşünmezdi. utanarak ağzını kapattı. gözleri parlak, derin bir kahverengine boğulmuş ve sevgi doluydu.

"oh, buna bayılıyorsun, değil mi george?" dream, kucağındaki esmeri kızdırmak için elini fermuarının üzerinde gezdirdiğinde george kısık bir inilti çıkardı.

"clay..." george nefesini titrkçe dışarıya verdi.

"şu anda seni masamda becermeyi ne kadar istediğimi bildiğini sanmıyorum, benim için boşalır mıydın bay davidson?" dedi george'u masasına dayayarak. george tekrar başını salladı. "ne istersen..." diye mırıldandı.

"seni becermemi ister misin, davidson?"

"b-becer beni.. çok kötü mh- becer" george sızlandı, sözleri cinsel açlık doluydu.

dream kasıklarını george'un kalçalarına bastırdı, ikisi de sertti. dream, oğlanı masasının üzerine eğdi. arkasından pantolonunun fermuarını açtı ve onları çıkardı.

"seni becereceğim bebeğim ama benim için iyi olmalısın, anladın mı?" george, ani temas ve sözler yüzünden gerilmişti. her şey çok hızlı ve bunaltıcıydı.

dream kendi fermuarını açtı. kendi masasında utanmasızca domalmış genç çocuğu hazırlamaya vakti yoktu, ikisi de bunun george'u üzeceğini biliyordu. ve george'un tahmin ettiği gibi, dream gerçekten çok büyüktü.

"alabileceğini düşünüyor musun?" dream, penisini esmer oğlanın deliğine sokmadan önce sordu.

"lütfen. ben...ben alabilirim."

"mmm iyi çocuk" sarışın alttan bir inilti kazandı. ve onu sertçe becerirken usulca inledi, george fazlasıyla dardı. "sikime gelirken çok güzel görünürdün, sadece..biliyorum" dream kirli sözler mırıldandı, sesi tahrik edici ve son derece sakindi.

dream, hızlı ve istikrarlı bir tempoda esmerin içine çıkıp giriyordu. resmen george'un beynini beceriyordu. george çığlıklarla inliyor ve yüzünü buruşturuyordu. zevkten sızlanıyordu, çok iyi hissettiriyordu. hayal edebileceğinden çok daha fazla.

"sen çok uslu bir çocuksun, her zaman beni dinliyorsun, diğer öğretmenlerinin seni böyle görmesine izin verir miydin?" george başını iki yana salladı "s-sadece sen" dream inledi ve kendisini biraz daha sert itti, "iyi, aferin. seni sadece benim böyle görmeme izin ver"

"c-clay- ben birazdan- ngh s-siktir" içindeki hisse karşı sızlandı. çok fena boşalmak istedi, dream onu çok iyi hissettiriyordu.

"seni iyi hissettiriyor muyum bay davidson? sesimi duyduğunda küçük, güzel sikin seğiriyor mu?"
george sadece onayladı, sözleri küçük düşürücüydü ama george'u tahrik etmişti, sesi onu bağımlı yapıyordu.

"benim için boşal" dedi alçak bir sesle, george'un kendi üzerine boşalmasına izin vererek.

"aferin, benim için kendini mahvettin, ne hoş" dream durmadı, george'un tekrar gelmesini istedi, onu siktir et çünkü esmer becerilmeyi çok istiyordu. george'un bunu istediğini, nasıl hareket ettiğinden, dizlerinin nasıl büküldüğünden ve kalçalarını nasıl hafifçe hareket ettirdiğinden biliyordu.

"bekle clay- ah! mm lü-lütfen-lütfen clay-" diye inledi george, çok yakındı, kendini utandırmak istemedi. dream george'un sırtı gerilirken onun tekrar boşalmasını izledi.

ikisi toparlandıktan ve üstlerini düzelttikten sonra dream sırıtarak esmerin arkasından ona doğru eğildi ve kulağına fısıldadı.

"ikinci bir turu alabilir misin?" george kocaman açılmış gözlerle ona baktı. henüz az önce öğretmeni tarafından becerilmişti, gerçekten öğretmeninin sikini tekrar içine alacak mıydı?

"alabilirim, clay." diye yanıtladı george. dream onu arabasına taşıdı, george koltuğunda az sonra düzülecek olmayı düşünerek heyecanla kıvrandı. dürüst olmak gerekirse, dream'in sikini emmeyi istemişti.

dream çocuğu içeriye taşıdı. tutkuyla öpüştüler. seks dolu bir açlıktı. george'u sinirlendiren şey ise dream'in henüz hiç boşalmamış oluşuydu.

teach me | dreamnotfoundHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin