Bölüm 14

408 33 29
                                    

Hürkan

Gözlerimi açtığımda ilk doğrulmaya çalışmıştım ama Ömer'in yanımda olduğunu fark edince yavaşça eski pozisyonuma döndüm. Masa saatinden saatin 10.00 olduğunu gördüğümde hızlıca kalkıp bilerek Ömer'in karnının altına doğru oturdum. Üstüne binen ağırlıktan ve sallantıdan yavaşça gözlerini açarken ona şeytani bir gülümsemeyle bakıyordum. Noluyor ya diyerek gözlerini ovuştururken üstünde beni gördü. Şaşkınlıkla "Ovovovov napıyorsun?" dediğinde omuz silktim, sadece üstüne oturdum dediğimde beni belimden tutup biraz daha kendisine çekti. "Biraz yanlış yere oturmuşsun" deyip gülümserken odanın kapısının açık olduğunu fark etti. "Lan Toprak görür-" diye bağırırken elimle ağzını kapadım. "Tamam sus kapayacağım" diyerek üstünden kalktım. Beni durdurup gerek yok dedi. Ayağa kalkıp gerinirken "Bu günlük bu kadar yaramazlık yeter" derken korunmasız olan boynunu sertçe öpüp kaçarcasına odadan çıktım. Mutfağa yönelirken tek duyduğum söylenmesiydi. Gülerek mutfağa girdiğimde balkonda oturan Toprak'ın sırtını gördüm,kulağında kulaklık vardı yani bizi duymamıştı. Yanına gidip kapıdan elimi gözünün önünde salladım. Gülerek elimi iterken günaydın dedi. Bende tebessümle karşılık verdim, "Abim uyanmadı mı?" derken Ömer mutfağa girdi. "Pff gruba baktınız mı?" ensesini kaşırken. Hayır diyerek telefonu elime aldığımda Emre'nin buluşma ayarladığını gördüm. "Gideriz di mi?" dediğimde başlarını salladılar..

Kaan

Mert ve Emre'yle buluşacağımız mekana yürürken Emre yine vlogu için bir şeyler kaydediyordu. Biraz uzaklaşıp örtü serip oturacağımız yeşil alanı ve diğer oturan insanları gösterirken Mert koluma dokundu. "Aramız eskisi gibi olur mu bilmem ama arkadaşım olan Kaan'ı çok özledim," deyip duraksadı. "Sanırım seni affetmeye çalışıyorum" dönüp gözlerine baktım. "Benim için bunun önemini bilemezsin,eskisi gibi olmayı çok isterim umarım olabiliriz yeniden özür dilerim" dediğimde gözleriyle onayladı. Emre de diğer insanlardan daha uzakta bir oturma yeri bulmuşken bize seslendi. Onun yanına giderken içimde anlamsız bi saf mutluluk vardı. Örtüyü serip çömeldik. Ne yiyelim diye konuşurken Hürkan ve diğerleri geldi. Selam verip otururlarken Mert ne yemek istediklerini sordu,biracık konuşmadan sonra yemek s.den hamburger söyledik. Emre gene kamerayı yüzümüze sokarken sohbet edip gülüşüyorduk. Yemeklerimiz gelince ücreti ödeyip yemeğe başladık. Toprak'ın telefonu çalınca sohbet durdu. Siz devam edin deyip telefonu açınca kısık sesle video konusu konuşmaya devam ettik. "Evet... Evet.... Geçmemiş miydim?.... Ee şimdi ne yapmam lazım?....... Tamam...... Peki anladım teşekkürler" deyip kapadı. Ömer ona sorgular bakışlar atarken bir dersinden aslında geçmediğini öğrendiğini söyledi. Ömer salak diye söylenirken pipetiyle içeceğinden Toprak'ın üstüne atıyordu. "Ne yani anlamadım şimdi geri mi gideceksin?" dediğinde Hürkan'a döndük. "Ehh malesef" derken kafasını kaşıyordu. "Ne zaman?" dediğinde büyük ihtimalle birkaç güne gitmeliyim dediğinde gruba sessizlik çöktü. Hepimiz muhtemelen artık her yere bu kadroyla her yere gideriz falan diye düşünüyorduk. Ben bile üzülmüştüm çünkü varlığına alışmaya başlamıştım. Hem aramızda düzelmiş gibiydi. "O zaman bu gece de senin için içiyoruz" diyerek Emre içeceğini havaya kaldırdı. "Bu akşam bana geliyorsunuz hadi hadi" derken hepimiz bardaklarımızı uzattık. Toprak "İçmeye yer arıyor gibisiniz ama olsun şerefe" diyerek bardağını kaldırdığında hepimiz bardaklarımızı tokuşturduk. Emre sanki onun arkasından konuşuyor gibi kulağıma eğilip normal sesle "Buna da yaranılmıyor" dediğinde hepimiz güldük. Gene Emre grubu toplamıştı, bu gece de ondaydık.

Toprak

Emre abiye giderken yolda abim hala beni azarlıyordu. "Geri zekalı insan bi bakar notlarına" derken ofladım gene başlamıştı. "Abi gerçekten fark etmemişim geçtim sanıyordum" diye 399393. kez açıklamaya çalıştım ama nafileydi. Üzüldüğü için dediğini biliyordum ama artık aynı konudan sıkılmıştım. "Biz sensiz napıcaz?" deyince kolumla Hürkan abiyi dürtüp "Onu ben bilemem" dedim. Hürkan abiyle gülerken abim bize sövüyordu. Emre abinin kapısına geldiğimizde ancak susmuştu. İçeri girdiğimizde diğerleriyle selamlaşıp koltuklara oturduk, bardaklae şimdiden dolmaya başlamıştı.

1459¬PorgolaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin