Suzi : ilyas onu çokmu seviyorsun.
İlyas : çok seviyorum. Seni hiç affetmicem suzi.
Suzi : üzgünüm çakırbeyli bende seni çok seviyorum ve bilirsin ben kaybetmeyi hiç sevmem..
İlyas : seni sevmiyorum suzi. Ömürden sonrası yok benim için.
Suzi : unutursun zamanla biraz zamana ihtiyacın olacak..
Suzi ilyas ve 2 adam uçağa binmiş yerlerine oturmuştu bile kemerlerini takmışlardı. İlyas kafasını cama yaslamış öylece dışarıya bakıyordu. Bu olmamalıydı karısı daha yüzünü birkez gördüğü bebeklerini geride bırakıp gidemezdi bunu yapamazdı onlara..uçak artık havalanmıştı. Geride kalan çok seven bir kadın ve 2 çift masum bebekler..
Ömürün kalbine giren sancı dahada artmıştı. Yıldız hemen giderek ninayı çağırmıştı. Nina hızlıca gelip ömürün muaynesini yapmıştı..
Deniz : nesi var nina.
Nina : ağladımı gene ömür.
Yıldız : evett hemde çok.
Nina : kalbi üzüntüye dayanmıyor. Hemen sancı giriyor. Ben şimdik serum taktım bu onu uyutur biraz dinlensin.
Deniz : peki ne olacak şimdik.
Nina : inşallah ilyas bulunur yoksa ömür zor toparlar...
Behzat : ya kafayı yiyecem nerde bu adam sanki yer yarıldı yerin dibine girdii.
Alparslan : amca, amcam ölmüş olmasın.
Hızır : inşallah ölmemiştir alparslan.
Yakup : dayı acaba polise falanmı gitsek bu böyle olmayacak.
Efraim : he benim salak oğlum gidelimde ne dicez mafyalardan birimi kayıp dicez.
Yaman : bu böyle olmaz tüm herşeyimizi seferber etmemiz lazım.
Hızır : tamam bugün canazeleri defnettikten sonra masayı toplayalım herkeze haber ver h. Ali.
H. Ali : tamam baba..
Bahar : ömür rahatsızlanmış deniz aradı.
Hatice : bizde gidelim hemen.
Bahar : yok Hatice abla iyiymiş suan uyuyormuş nina bakmış üzüntüden demiş.
Melek : bu kızın hali hiç iyi değil ilyasın bulunması lazım biran önce.
Emine : inşallah sağ bulunur, bu sessizlik bana hiç hayır gelmiyor.
Mine : ömürü asla toparlayamayız valla.
Bahar : ömür dayanamaz zaten ilyasa bişey olursa o da gider, peşinden.
Melek : biz yinede cenazeden sonra gidelim bir hastaneye bakalım hem bebekleride görürüz.
Hatice : iyi olur sıcak çorba yapalım bide. Mine tamam mı.
Mine : tamam abla ben ömürün en sevdiği çorbadan yaparım sen hiç merak etme.
Hızırlar fidanlıkta toplanmış cenaze işini halletmeye çalışıyorlardı her taraftan güvenliğin sağlanması gerekiyordu. Hızır haşmetten sonra iki yakın arkadaşını daha toprağa vermenin üzüntüsünü yaşıyordu, kafası çok dalgındı, kim ne dese anlamıyordu, baharın mesaj atmasıyla dikkati dağılmıştı.
Bahar : hayatım 4 temi gelelim mezarlığa biz.
Hızır : evet bahar. Öyle yapın, ömür gelmesin sakın şimdik o deli ayaklanır gelmek ister.
Bahar : yok hayatım o gelemez, rahatsızlanmış nina ilaç vermiş.
Hızır : hayırdır.
Bahar : üzüntüden oluyor demiş nina, bide ömür bugün çok ağlamış gerçi dünde öyleydi ama.
Hızır : tamam.
Hızır fidanlıktakilerden müsade istiyerek hastaneye gelmişti. İçeri girdiğinde ömür halen uyuyordu, ikizler yıldız ve denizin kucağındaydı, kızlar ömür uyanmasın dinlensin diye kucakalrında sallayıp uyutmaya çalışıyorlardı.
Yıldız : hoş geldin dayı.
Deniz.: hoş geldin abi.
Hızır : hoş buldum kızlar. Nasıl oldu ömür.
Deniz : ilaçla biraz uyuyor abi dün çok ağladı bugünde ağlıyor sabahtan beri. İlyasa bişey olduğunun düşüncesinde halen.
Hızır : ömürün elindeki ney.
Yıldız : dayımla ikisinin resmi dayı bakıp bakıp ağlıyor.
Hızır 1 saat kadar ikizleri sevmişti. Cebinden çıkarttığı özlem didem yazan künyeyi takmıştı. Didem ve özlem bebekler artık yorulmuş hızırın kucağında uyuya kalmışlardı. Deniz ve yıldız ikizleri alıp yataklarına yatırmışlardı. Yerlerine geçip ömürün uyanmasını bekliyordular. Ömür rüyasında gene ilyası görmüştü. İlyas onu bırakıp gidiyordu öylece kucağında bebeklerle yolun ortasında bırakıp gitmişti. Ömür ağlayarak ilyas lütfen gitme bizi bırakma diye yalvarıyordu ama boşaydı ilyas gözünün önünden kaybolup gitmişti.
