Eve geldiğimde sinirden köpürmüştüm. Elimdeki poşeti ve montumu hızlıca fırlatıp odama gittim.Aslın bakarsanız bana çarpan kişinin yüzü dahil tam görmemiştim. Ama yinede çok sinirlenmiştim.
Bu halimden teyzem şüphelenmiş olmalı ki Aslı'yı yanıma göndermişti. Aslında onunla da konuşacak halim yoktu ama neyse.
Aslı yanıma gelip ne oldu der gibi bakıyodu. O sormadan ben anlatmaya başladım.
"Teyzem senin kütüphaneye gittiğini söyledi. Beni bilirsin kitaplara fazla düşkünümdür, kütüphanenin adını duyar duymaz, bende gitmek istediğimi söyledim. Teyzem Doğu'nunda benimle gelmesini söyledi. Kabul etmedim. Biraz hava alırım diye düşündüm. Neyse işte hızlı hızlı yürüdüm kütüphaneye gittim. 15 20 dakika sonra kitaplarımı aldım çıktım"bu arada Aslı söze daldı " eee bunda bu kadar sinirlenecek ne var ki" dedi " zaten bunlara sinirlenmedim. İşte hızlı hızlı yürürken bi anda dalmışım. İşte o anda biri bana çarptı. Kitaplarım yere dağıldı. Yere eğildim kitaplarımı topluyordum ki bu odun işte yürürken tavsiyem, önüne bak ya da hayal alemine dalma dedi. Gitti. Bakar mısın ya hem kendi çarpıyor hem yardım etmiyor hem özür dilemiyor bide üstüne beni suçluyo.
Ben İzmire' aşığım Hep hayellerimde İzmir' li birine aşık olmak ve İzmir'de yaşamak vardı ama İzmir erkekleri benim en son aşık olacağım erkek bile değilmiş bunu anladım" dedim. Ciddi anlamda öyle düşünmeye başladım
Aslı bana tuaf bakışlar atarak bakıyordu. " ne yani sen buna mi bu kadar sinirlendin? "dedi küçümser bakışlar atarak. Bende " tabiki de buna sinirlendimm " dedim sesim azıcık (!) yüksek çıkmış olabilir. Tekrar konuşmaya başladı " Lara'cım sen alışmamış olabilirsin, ama buralarda o kadar kibar erkekler yoktur. Burda kibar erkeklere kılıbık muammellesi yaparlar. O yüzden bunlara alış çünkü biz alıştık. Hem keşke annemi dinleseydin de Doğu' yla gitseydin. Annemde biliyo tabi ki buraları ve burdaki erkekleri dua et de askıntılık etmemişler. Yani sana yapılana şükür et." dedi. O sırada Aslı'nın telefonu çalmıştı ve koşarcasına odadan çıktı. Bunda bir haller vardı ama ben nasıl olsa öğrenirdim.
Aklımda Aslı'nın söyledikleri dönüyordu. Ne yani yaa benim hayallerimin şehri olan İzmir böyle bir yer miydi?
Bir eleştri yazısında " İzmir ,denizi olan çok büyük bir köy" diyordu. Onu yazan eleştirmene o kadar küfür etmiştim ki anlatamam.
İzmir'e olan hayranlığım çok küçük yaşlarımda başlamıştı. Yanlış hatırlamıyorsam 6 yaşındayken İzmir'in doğal güzelliklerini anlatan bir belgesel izlemiştik. O günden sonra İzmir'e hayran kaldım.
Teyzemler de normalde İstanbul'dı yaşıyorlardı. İki yıl önce eniştemin işi dolayısıyla İzmir'e taşınmışlardı. Bu haberi aldığımda sevinçten havalara uçmuştum. O zamanlarda tam yerleşmedikleri için beni göndermemişlerdi buraya. Ama şimdi tam anlamıyla taşınmışlardı. Ve beni buraya gelmeme izin vermişlerdi.
Şu an aslında İzmir'in benim hayallerimdeki kadar mükemmel olmadığını anladım. Yada cümleyi yanlış da kurmuş olabilirim. İzmir hala mükemmel bir şehirdi. İçinde yaşayanlar kötülerdi. Yaşadıklafı şehre yakışmıyacak kadar kötülerdi. Bu daha mantıklı oldu galiba.
Artık daha fazla düşünüp sinirlerimi bozmamam gerektiğini anlayıp, kulaklığı mı çıkardım. Müzik dinlemeye başladım. Müzik listemin %90 oluşturan Cem Adrian'ın benim için en güzel şarkısı olan ( cem adrian'ın her şarkısı mükemmel)
" sana sarılıncayı" dinleme başladım.Bu arada en yakın arkadaşımı Beyza'yı hatırladım. Ne kadar berbat bir arkadaştım Cem Adrian olmazsa Beyza'yı tamamen unuttuğumu fark ettim. Şimdi siz Cem Adrian ile beyzanın ne bağlantısı olduğunu düşünüyorsunuz.
Beyza çok koyu cem adrianist bu yüzden ne zaman Cem Adrian dinlesem aklıma Beyza gelir.Hemen Beyza'ya mesaj attım.
" eee beyzaa naber? Ankara da önemli dedikodular var mı " dedim. Beyzayla bizim özel güçlerimiz vardı. Konuşmadan sadece gözlerimizi kullanarak veya jestlerimizi kullanarak dedikodu yapabiliyorduk. Kısa bir süre sonra Beyza'dan cevap geldi . " sen ankarayı bırak da İzmir'i anlat. Ee aşık olunacak kadar mükemmel mi? Ve erkekleri aşık olunacak kadar yakışıklı mi? . dedi Cevabımı hemen
" evet izmir aşık olunacak bir şehir ama erkekleri için aynı şeyi söyleyemiycem. Hem ben burda Aras kadar yakışıklısını görmedim. Hem daha geleli 1 gün oldu. Daha gezmedik ama ne olursa olsun. Burada da Aras kadar yakışıklısını bulamıyacağım üzgünüm"
dedim.Evet Aras benim okuldaki platonik aşkımdı. Onu bilen sadece Beyza'dı ve benim ona açılmamı istiyodu. Ama geçmişimden korktuğumu bildiği için ısrar edemiyordu. Bizim sevgili olmamızı en az benim kadar istiyordu. Belkide dırdırımdan kurtulmak istiyordu. Tam olarak bilmiyorum. Hiç sormayı da düşünmemiştim.
Beyza benim Lise'ye başladıktan kısa bir süre sonra arkadaşım olmuştu. Beni ilk gördüğünde benden hiç hoşlanmamış. Buna artık hiç şaşırmıyordum. Çünkü bunu herkez söylüyordu. Ama kıssa bir sürede çok yakın olmuştuk. Benimle ilgili her şeyi bilirdi. Aras'a olan aşkımı, ortaokuldakı geçmişimi her şeyi biliyordu. Bende onun herşeyini bilirdim. Çok kıssa sürede kardeşim gibi olmuştu.
Ben düşüncelere dalmışken mesaj sesiyle kendimr geldim.
" senin için kimse Aras kadar yakışıklı değil bunu zaten biliyoruz. Ama sen hala Aras'ı severken başka erkeklere de baksan Aras'ı aldatmış olmazsın ki . Bence etrafına iyi bak sonra Ankara'ya geldiğinde ayy ben neden biraz etrafıma bakmadım deme de :-) "Bu kız gerçekten çok iyiydi. Seviyodum her türlü durumda beni güldürmeye başlıyodu.
Tam o sırada Aslı odaya girdi ve sevinçle " yarım tüm gün gezicez. Ona göre erkek kalk ve hazırlan " dedi " kim kim gezicez " diye sordum. Sonuçta yanında rahat edemediğim birileri varsa en sevdiğim şeyi de yapsak mutlu olmazdım " bilmiyorum tam olarak sen, ben , Doğu ve galiba Doğu'nun arkadaşı"dedi cırlayarak ve odadan çıktı. Şu kızdaki hayat enerjisinin yarısı bende olsa ne olurdu diye düşümdüm. Sonra yarın olacaklar aklıma geldi. Acaba nereleri gezecektik? Doğu hala soğuk davranmaya devam edecek miydi? Yada yanında getireceği arkadaşı nasıl biriydi? Bütün bu düşüncelerle derin bir uykuya daldım.
Herkese merhaba.
bu benim yazdığım ilk hikayem
o yüzden yazım yanlıslarım olursa kusur bakmayın. Bolumleri uzun yazmaya çalışıyorum. Bir günde 3 bölüm yazdım. Daha fazla ve daha uzun yazmak icin elimdem geleni yapacagım. Eger begenmediginiz yerleri olursa lütfen soyleyin. Düzeltmek icin uğraşırım. Bu arada hikaye üç bölüm oldu ama olaylara daha hiç girmedi. Aklımda kurgusunu oluşturdum. Yani badboy hikayesi ama bunda hicbir badboyluk yok demeyin. :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SU PERİSİ
Teen FictionBizden siyah ve beyazın hikayesini yazmamızı beklemeyelim. Sonuç olarak ne sen beyaz olacak kadar temizsin ne de ben siyah olacak kadar kirliyim. İkimizde aslına bakarsak tek başımıza siyah ve beyazın hikayesiyiz. Birlikte grilerin hikayesini yazmay...