Doğu hala kolumdan sürüklmeye devam ediyordu. Binanın önüne gelmiştik ama kolumu bırkmamıştı. Neye sinirlendiğini bilmiyordum. Ama çok sinirlendiği belliydi.
Evin kapısını açtı ve beni içeri fırlattı. Hayır ciddi anlamda beni içeri fırlattı. Ama en azından kolumu tutmayı bırakmıştı.Canım çok acıyordu. Kolumu tuttum. Acısından istem dışı yüzümü buruşturmuştum. Kolumun moraracağına adım gibi emindim.
Kolumla uğraşmayı kesip Doğu'nun yüzüne baktım. Gözlerinin kahverengisi kaybolmuş, resmen kıpkırmıız olmuştu. Boynundaki damar dahada belirginleşmişti. Elini yumruk yapmıştı, parmak boğumları koyulaşmıştı. Bu haliyle gerçekten korkutucu görünüyordu. Sadece gözlerimin içine bakıyordu.
Neye sinirlendiğini bilmiyordum. Ama deli gibi öğrenmek istiyordum. Tek sorun konuya nasıl gireceğimi gerçekten merak ediyordum. O anlık cesaretle nasıl devam ettireceğimi bilmediğim halde konuya girdim.
''Doğu iyi misin? Neden bu kadar sinirlendin? Ben mi birşey yaptım?" diye bütün sorularımı önüne sürdüm.
''Lara gerçekten konuşmak istemiyorum. Beni lütfen yanlız bırak'' dedi.
Bİraz önceki siniri gitmişti. En azından gözlerinin içinin kızarıklığı geçmişti. Şimdi ise boş boş bakıyordu.Onu gerçekten yanlız bırakmamı istiyordu. Ama bunu yapmıyacaktım. En azından sorularıma cevap verene kadar onu yanlız bırakmayı düşünmüyordum.
'' hayır, sorularıma cevap vermessen hiçbir yere gitmiyorum. Sorularıma cevap verirsen giderim! '' sesim düşündğümden çok daha yüksek çıkmıştı. Ama yapacak birşey yoktu. Merak ediyordum
'' Bak Lara şuan hiç iyi zaman değil. Söz veriyorum sonra anlatıcam .Ama şimdi değil tamam mı?'' dedi. Gerçekten konuşmak istemeğini anlamıştım.Zorlamanın bir mantığı yoktu. Bu yüzden ısrar etmekten vazgeştim. Kafamı salladım ve vakit kaybetmeden odama gittim
Ne yapacağımı düşünmeye başladım.Kitap okumaya karar verdim. Kitaplara karşı büyük bir ilgim vardı.Bu özelliğim küçük yaşta başlamıştı. Kitaplar benim için yeni bir dünyaydı. Ve ben orada kayboluyordum. Kitap okurken vaktin nasıl geçtiğini anlamazdım bile. Ama şuan bir türlü odaklanamıyordum.
Son 10 dakikadır aynı sayfaya bakıyordum. Aynı paragrafı beş kez okumuştum. Ama aklım almıyordu
Kendime ve kitaba eziyet etmekten vazgeçip aklımdan bir türlü çıkmayan olaylara odaklanmaya karar verdim. Ama bir türlü olanları anlamlandıramıyordum.
Araf denilen çocuk bana çok tanıdık geliyordu. Adı, soyadı, sesi. Ama bir türlü anımsayamıyordum.
Beynimi zorlamaya çalıştım. Sonra aklıma yapboz parçaları gibi gelmeye başladı.
Adı: Araf... Bu ismi ilk geldiğim gün Doğu ve Mert konuşurken duymuştum. O zamanda Doğu çok sinirliydi. Demek ki Arafla arasında bir sorun vardı. Sonra aklıma Asya geldi. O kızla alakalı birşeylerdi yanlış anlamadıysam. Sonra:
Soyadı: Hatem...Bu soyadı bir yerde daha duymuştum. Aklımı çok zorladım. Aklıma bütün sınıf arkadaşlarımın soyadlarını düşündüm. Ama bir türlü aklıma gelmedi. Ama tanıdığıma emindim. Bu konuyu sonra düşünmek üzre kapattım.
Sesi: Bu ses tonu bana birşeyler anımsatıyordu. Daha önce duymuştum. Ses tonundaki o ton bana çok uzak değildi. Sonra aklımaa geldiiiii. Bu ses benim kütüphaneden çıktığımda benimle çarpışan odunun ses tonuydu. Demek ki o odun bu odundu. O günde gördüğüm kadarıyla simsiyah giyinmişti. Bugünde siyahlar içindeydi. Onunla ortak noktamız vardı. Ama bundan hiç hoşlanmamıştım .
Sesini İlk duyduğumdada çok sinir olmuşttum. Bugünde Doğu sinirlendiği için sinirlenmiştim.Sonuçta Doğu boşu boşuna sinirlenmmemişti değil mi?
Ama aklıma takılan bir konu daha vardı. Bana '' tanıştığımıza memnun oldum su perisi'' demişti. Lara'nın anlamının su perisi olduğunu nereden biliyordu?
Amann canım beni nerden ilgileniyordu sanki. Belki bir yerde duymuştu ve aklında kalmıştı. Bunu bu kadar düşünmeye gerek yoktu.
Sonra uykumun geldiğini fark ettim. Saat daha erkendi.Ama benim için fazlasıyla yorucu bir gündü. Gözlerimi kapattım. Ve kendimi uykunun güzel kollarına bıraktım...
Uyandığımda saat 7 olmuş hava kararmıştı. Kolum çok ağrıyordu. Zaten bunun ağrısına dayanamadığım için uyanmıştım. Kolumu açıp baktığımda morarmaya başlamıştı. Yanılmamıştım ama gerçekte yanılmak isteyeceğimi hiç bu kadar isteyeceğimi tahmin edemezim. Yataktan kalktım. Geçen gün yanlış görmediysem mutfakta ilaç kutusu görmüştüm.
Mutfağa doğru yürümeye başladım. Evden hiç ses gelmiyordu. Galiba hiç kimse yoktu. Mutağa girdim. Dolabı açtım. Ama kutu çok yukarıdarıydı. Sağlam kolumla tutmaya çalıştım. Ama ben sağlaktım. Sol kolumla tutamzdım ki. Mecruben sağ kolumla tutmaya çalıştım. Acıdan dolayı istem dışı dudaklarımdan bir cığlık yükseldi. Tam o sırada arkamdan biri geldi. Kutuya uzandı.Cığlık atmaya hazırlanıyordum ki Doğu' nun sesini duydum.
İlaç kutusunu eline aldı'' bir yerin mi ağrıyor?'' dedi. Galiba kolumu o kadar çok sıktığının farkında bile değidi. O ara tekrar koluma bir ağrı girdi ve elim istem dışı koluma gitti. Hemen gözlerini kolluma gitti. Nazikçe kolumu tutmaya başladı. Hafif ve narin dokunuşlarla morlukların üstünden parmaklarını gezdiriyordu. Canımı açıtmamak istediği belliydi.
'' ben mi yaptım?'' diye sordu. Başımı salladım. Gözlerimi yere dikmiştim. Yüzüne bakamıyordum.
Devam etti'' bak gerçekten özür dilerim bilerek yapmadım. Hatta o kadar sıktığımın bile farkında değildim.'' İlaç kutusdan bir krem cıkardı. Koluma sürmeye başladı. Çok dikkatliydi. Kaşları istem dışı hareket ediyordu. Şuan ameliyattakı doktor kadar özenliydi. Bu haline gülmemek için kendimi tuttum.
''Bu kadar komik olan ne?'' Bir dakika güldüğümü nasıl anlamıştı?
'' Güldüğümü nasıl anladın?''
'' Koluna bakarken yüzüznüde görebiliyorum. Hem soruma cevap vermedin. Bu kadar komik olan ne?''
'' o kadar dikkatlisin ki, Beyin ameliyatındaki doktorlara benziyorsun''
'' canın acımasın diye yapıyorum. Ama istemezsen yapmam benim için sorun değil '' dedi. Ve parmaklarını yaranın üstüne batırdı
'' ahhh! dikkatli oll ya canım acıdı''
''Sen benimle dalga geçersen böyle olur işte'' dedi ve tebessüm etti. Son zamanlarda daha fazla gülümserken veya tebessüm ederken görüyordum.
Sonra aklıma bugünkü olaylar geldi.
'' Bugünki olayları anlatacak mısın? En azından neye sinirlendiğini söyle'' dedim. aynı zamanda yavru kedi bakışları da atıyordum.
'' Çok merak ediyorsan söyleyim. Benim lafımı dinlemediğine sinirlendim. Ben sana kafanı bile kaldırma diyorum. Sen onunla konuşuyorsun. Buna sinirlendim''
''ne yani kolumu morartıyorsun farkına bile varmıyorsun. Bu kadar sinirlenmene neden olan şey sadece lafını dinlememiş olmam?''
''-''
'' peki son bir soru. Arafla aranızdaki bu mesafenin nedeni Asya denilen kız m?''
'' evet'' dedi. Ama bakışları çok soru sorar gibiydi. Gliba nerden anladığımı merak ediyordu. Ama sormadı. Bende vakit kaybetmeden salona doğru yürümeye başladım...
Herkese merhaba.
İki gündür bölüm paylaşmıyordum. Bugünde kısa bir süre zarf içinde bölüm yazdım. Kontrol etme zamanın olmadı o yüzden yazım yanlışları için özür dilerim. Ve dediğim gibi kıssa bir zamanda yazdığım için kıssa oldu. Bunun içinde tekrar özür dilerim.
Bu arada vote ve yorumlarınızı bekiyorum. Yeni bölümde görüşmek üzre..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SU PERİSİ
Teen FictionBizden siyah ve beyazın hikayesini yazmamızı beklemeyelim. Sonuç olarak ne sen beyaz olacak kadar temizsin ne de ben siyah olacak kadar kirliyim. İkimizde aslına bakarsak tek başımıza siyah ve beyazın hikayesiyiz. Birlikte grilerin hikayesini yazmay...