S.P 4 ~ Kurabiyeler~

148 20 3
                                    

Sabah düşündüğümden çok daha erken uyanmıştım. Hatta bu kadar erken uyandığım ben bile şaşırmıştım. Gece de sürekli uyanmıştım. Yani benim için çok verimli bir gece değildi.

Zaman kaybetmeden yataktan kalktım ve banyoya gittim. İşlerimi hallettikten sonra bu bugün ne giyeceğimi düşünmeye başladım. Hala bavulumu boşaltmadığım için uzun süre düşünmek zorunda kaldım. Koyu renk dar kot ve siyah bol bi kazakta karar kıldım. Bu arada söylemeden edebiyeceğim siyah benim hayatımda vazgeçemeyeceğim şeylerde ilk sıraya oynardı. Siyah hayattı benim için.

Saate baktım hala çok erkendi. Evde sesler gelmiyordu. Bende fırsattan istifade kahvaltı hazırlamaya karar verdim. Hem teyzemler içinde güzel bir süpriz olurdu diye düşünmüştüm.

20 dakika içinde güzel bir kahvaltı hazırlamıştım. Ama evde ekmek yoktu. Bunun için dışarı çıktım. Ama dün yaşadığım şeyleri tekrar yaşamak istemiyordum.

Hızlı hızlı yürümeye başladım. Fırını görünce istem dışı gülümsedim. En azından kaybolmadan fırını bulmuştum. Hemen iki ekmek aldım. O an gözüme renkli renkli kurabiyeler ilişti. Kurabiyere baktığımı anlayan fırın sahibi '' kurabiyeler daha yeni fırından çıktı. İsterseniz tadına bir bakın'' dedi. Gülümsedim ve kafamı salladım. Bir tane kurabiye uzattı. Tadı gerçekten çok güzeldi. Almaya karar verdim. Ekmeğin ve kurabiyelerin parasını ödeyip fırından çıktım.

Hızlı hızlı yürümeye başladım. Yine kendi içimde dalıp gitmiştim.

Kendi ruh alemimin içinden çıkmam neden olan şey bana tuaf tuaf bakan üç tane serseri olmuştu. Üstümdeki kapşonluma iyice sarılıp yürümeye başladım. Yanlarından geçerken ' korkma yavrum yemeyiz seni '' dediler. Miğdem bulanmıştı.

Yanlarından geçtikten sonra aralarından biri ' lan oğlum korkuttunuz yavru kuşu' dediklerini duymuştum. Ben dün yaşadıklarımdan korkmuştum ve birdaha yaşamak istemiyordum. Ama bugün olanlar daha kötüydü. Dünkü hayvan hiç olmassa laf atmamıştı. Ama biraz önce resmen laf atmışlardı.

Binanın içine girdiğimde derin bir nefes almıştım. Ve aklımın bir köşesine yazmıştım. Bir daha kesinlikle yanlız başıma dışarı çıkmıyacaktım. Ne zaman tek başıma dışarı çıksam iyi olmayan şeyler başıma geliyordı.

Eve sesizce girdim. Hemen mutfağa girdim. Gitmeden önce çayı demleyip gitmiştim. Gelene kadar demini almıştı. Aldığım kurabiyeleri tabağa koyup masaya yerleştirdim. Ekmekleri de masaya koydum. Masam şu an tam anlamıylıyla hazırdı. İçeriden sesler gelmeye başladı. Galiba teyzem uyanmıştı. Tam mutfaktan çıkıyordum ki teyzem mutfağa girdi. Masayı gördüğünde fazlasıyla şaşırmışa benziyordu.

'' Lara'm güzel kızım ellerine sağlık çok güzel bir masa hazırlamışşın. Ama birda görmeyeyim. Hem sen Ankara'dan İzmire'e masa hazırlamak için mi geldin? Aşk olsun. Ablam duysa kızmaz mı? Ben kızımı oraya gezsin tozsun diye gönderiyorum. Kızım orada kahvaltı hazırlıyor demez mi? Valla aylarca dilinden kurtulamayız." gelip saçlarımı okşamaya başladı. Bir anda ellerini çekti. Yüzüne baktığımda ise şaşırmışa benziyordu.

"Aaaa hem Doğu'nun sevdiği kurabiyelerden de almışşın. Doğu bu kurabiyelere bayılır.''

''Teyzoşum sabah erken uyandım. Size süpriz olsun diye hazırladım. Hem anneme gelince sen söylemezsen, ben söylemezsem nerden öğrenecek? Kurabiyeleri de fırına gittim ekmek alırken gözüm takıldı. Tadına baktım. Tadı çok güzeldi bende aldım. Doğu'nun sevdiğini bilmiyordum.'' dedim. Teyzemin bütün sorularına ve söylediklerine cevap olarak

Sonra devam ettim '' ben gidip Aslı ve Doğu' yu uyandırıyım.''dedim. Teyzem kafasını salladı.

Mutfaktan çıktım. Hemen Aslı'nın odasına girdim. Odası beyaz ağırlıklıydı. Bana ne kadar zıt olsada beğenmiştim. Aslı gerçekten komik uyuyordu. Her zamanki gibi Şansız' a sarılmış azıcıkta üstüne çıkmıştı.

SU PERİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin