S.P 17 ~ Acı~

153 9 72
                                    

Gecikme için üzgünüm. Yeni bölüm paylaşamam diye şimdiden söyleyeyim " Ramazan Bayramınız mübarek olsun "

Keyifli okumalar

^^^^^^^^^^^^

Yine bu beyinsiz alarm niye çalıyor ya? ben bunu kaldırıp yere atmaktan yoruldum bu çalıp yere atılmaktan yorulmadı. Ya alarmda azıcıkta olsa bir gurur olur, istenmiyorsa çalmaz. Ama yook bu çok yüzsüz. Ceza vermem gerekmez mi buna? Karar verdim bu mal alarma isim takacağım belki o zaman çalmaktan vazgeçer.
Abdulrezzak

Yada bir dakika onun çalması için benim onu kurmuş olmam lazım,benim onu kurmam için kıyametin kopması lazım. Ahaaaaaaa onu kurmamın sebebi benim okulum. Bugün benim okulum var!!!!!

Biricik alarmım ben sana biraz önce mal demiştim ya özür dilerim. Hem sana baya insafsızlık etmiştim adını Abdulrezzak koymuştum ya kusura bakma çok ağır oldu. Ben sana Cezmi diyeyim tamam mı ?

Sabah sabah alarmla konuşma seansımı bitirdiğime göre yataktan kalkabilirim.

Yavaş adımlar ile banyoya gittim. Allah'ım çok teşekkürler bir de bununla uğraşamazdım. Saçlarım bozulmamış. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra mutfağa indim. İki dakikada kendime sandviç hazırladım. Yanına da kahvemi hazırlamıştım. Kahvaltım hazır....

Yavaş yavaş sandviçi yedim. Annemin hazırladığı yemekler bitmişti. Bu demek oluyor ki bugün yemek yapmam gerekiyordu. Gelirken yemek için gerekli malzemelerimi almayı aklımın bir köşesine not edip odama çıktım. Saçlarımın şekli bozulmamıştı bu yüzden sadece elimle şekil verdim. okul lakosumun üstüne siyah kazaklarımdan birini giydim. Siyah dar pantolonumu üstüme geçirdim. Sadece parlatıcı ve maskara sürdüm. Şeker kolunu parfümlerimden birini elime rast gele elime almıştım. Azıcık boynuma sıktım. O pembe seven kokoş kızlardan nefret etsemde şekerli parfümleri bende sıkmayı severdim.

Belkide odamdaki tek canlı renkler parfüm şişelerimdi . Ne kadar renklerini sevmesemde güzel kokuyolardı.

Son kez aynaya baktım şimdi tam anlamıyla hazırdım. Bugün evden çıkmadan kulaklığımı taktım ve servisi beklemeye başladım.

Acaba Can üstüme attığı çamuru temizlemiş miydi? Bu sefer yapmadıysa Araf'ın elinden ben bile alamazmışım gibi geliyordu. Dünkü hali gözümün önüne geldi. Miğdem yine kaynamaya başlamıştı. Araf gelmese bana neler yapacağını düşünmek bile istemiyorum. O durumda kendimi Can'ın kollarına bıraktığım ve kendimi en sonunuda kollarına teslim ettiğim için kendimden de nefret ediyordum.

Servisim geldi ve bindim. En arka koltuğa gidip oturdum. Yanımda kimse yoktu. Zaten benim de amacım kimsenin olmamasıydı. Kimseyle konuşmak dahi istemiyordum. Üstüme bir anda yorgunluğun çullandığını hissettim. Biri gelince bunu bekliyormuş gibi diğer yorgunluk bulutları da vücudumu esir almaya başlamışlardı. Yavaş yavaş vücudumdaki yorgunluk seviyesi artmaya başlıyordu

Kendimi o kadar yorgun hissetmeye başlamıştım ki bıraksalar günlerce uyuyabilirdim. Bu yorgunluk servise binmeden önce yoktu. Ama şuan vücudumum uzuvlarını dahi hareket ettiremeyecek gibi hissediyordum.

Servisimiz durduğunda en son ben indim. Daha doğrusu anca inebilmiştim. Beyza'nın o gülen yüzünü görmem çok da uzun zamanımı almamıştı. Yavaş adımlarla yanına gittim. İstesemde hızlı gidemezdim ki. Ben yanına yaklaştıkça onun yüzündeki gülümseme soldu. Yerini korku ve endişeye bırakmıştı. O kadar mı kötü gözüküyordum?

'' Lara iyi misin? Çok tuaf görünüyorsun. Ruh gibisin.''

'' Bilmiyorum kendimi fazla yorgun ve halsiz hissediyorum. Ama dün yaşanan olaylar ve gördüğüm kabus yüzünden de olabilir . Dün hiç uyuyamadım.''

SU PERİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin