Gözlerimi telefonumun sesi ile açtım.Bu saatte arayan kim olabilirdi ki?Bu merakımı gidermek için hemen arayan kişinin ismine baktım,arayan kişi Mert'ti.Anlayamadığım gecenin dördünde ne diye aramış olabilirdiki?halâ daha uyku sersemi olduğum için bu durumu idrak edemiyordum,telefonu açmalı mıydım?bunu bile bilemiyordum ama bu saatte aradığına göre gerçekten önemli bir şey olmuş olmalıydı ve açmalıydım.Telefonu cevapladığım da Mert hemen konuşmaya başladı ama sesi çok alçaktan ve karışık geliyordu,ağlıyordu sanki.
—Mih- Mih-ra Mihra! Ben ben yap yap-amıyorum, ben ben day dayanamıyorum olmuyor,olmuyor.
Hem bu cümleleri kuruyor hem de ağlıyordu.
—Mert iyi misin?Ne olmuyor,neye dayanamıyorsun?Sesin çok kötü geliyor içtin mi sen?
—Mert!Ses verir misin lütfen?
Mert'ten hiç bir ses yoktu sadece ağlıyordu.
—Mert hadi ama.Bak gerçekten korkuyorum,lütfen konuş,bir şey söyle.Mert!Mert!
Ben ona sorular sorarken,seslenirken,bağırırken o hiç bir şey söylemiyordu sadece ağlıyordu.
Birkaç kere daha seslendim,sonunda konuşturabilmiştim.
—Mihra!olmuyor,dayanırım sanmıştım ama dayanamıyorum,yapamıyorum.Böyle ola olacağına hiç hiç olmasın,olmasın,dedi ve telefonu kapattı.
Defalarca aradım ama açmıyordu.İlk başlarda meşgule atıyordu ama sonrasında tümden kapattı telefonunu.Halâ daha çok korkuyordum,ağlıyordum,nefes alamıyordum,kalbim çarpıyordu.Çaresizlikti bu,çaresizdim.Neden bu hale gelmişti?Ne için veya kim için?
Peki ya ben şimdi ne yapıcaktım,Cemreyimi arayacaktım?Hayır tabikide Ela'yı aramalıydım.Hayır hayır Ali en iyisi Ali,onu arayacaktım.Ardından hemen telefonumu elime aldım ve Ali'yi aradım.Ali'nin telefonu çalıyordu ama cevap vermiyordu,tekrar tekrar aradım ama yok cevap yoktu.Korku ve çaresizlik içinde son bir kez daha bastım arama tuşuna.İçimden"lütfen açsın,açsın"diye dua ediyordum ama yoktu,tam ümidim tükenmişken,telefon kapanacakken bir ses geldi telefonun ardından ama bu Ali değildi çünkü bu bir kız sesiydi.
—Alo.
—Aaa-lo
—Mihracım ben Pelin teyzen,telefonun ısrar ile çaldığını duyunca açtım,önemli bir şey mi oldu tatlım?
Telefonu açan kişi Ali'nin annesiydi,niye Ali açmamıştı ki,niye?
—Mihra oradamısın?
—Evet buradayım.Ben şey diyicektim...
—Sen ne diyicektin?
—Pelin teyze siz telefonu Ali'ye verir misiniz,ben ona bir şey soracaktımda.
—Mihra,Ali yok canım,çıkmış.Nerede olduğunuda inanki bilmiyorum.
Allah kahretsin ne yapıcaktım ben şimdi,ahh Ali neredesin?
—Ta-ta tamam çok teş teşekkür ederim.
Kalbimin sıkışması iyice artmıştı,nefesim gidiyordu,konuşamıyordum,ağlamak istiyordum ama ağlayamıyordum da.
—Mihra canım,sen iyimisin?
—Evet iyiyim,şimdi kapatmalıyım iyi geceler.
Bu cümleyi söyledim ve hemen telefonu kapattım,konuşamıyordum,konuşacak durumda değildim,dilim tutulmuştu sanki.
Mert'e ne olmuştu böyle bir anda?Ya ona bir şey olursa,ben ne yapardım?ben kardeşimi kaybedemezdim bu olamazdı,ah Mert ahh.
Dakikalarca yatağımın üzerinde öylece oturdum ve bekledim.Ardından telefonum çalmaya başladı,hemen aldım telefonu komidinin üzerinden,arayan Mertti,Mert arıyordu.Hiç beklemeden açtım telefonu.
—Alo,Mert!
—Mihra ben Ali.
Ali mi?Ali ne alakaydı bu Mert'in telefonuydu ama,Ali de nerden çıktı şimdi?
—Ali neden sen açtın telefonu?Mert nerede, telefonu ona verir misin?
—Mihra öncelikle sakin ol tamam mı?
—Ali lütfen şu telefonu Mert'e ver!
—Mihra telefonu Mert'e veremem.
—Neden yaa,niye veremiyorsun?
—Bak Mihra şuan da hastanedeyiz ve Mert konuşacak durumda değil.
Ah hayır korktuğum başıma geldi işte,hayır hayır,olamaz.
—Mihra,iyimisin?Mihra!
Sesim çıkmıyordu,ses tellerim alınmıştı sanki konuşamıyordum,yapamıyordum,başım dönüyordu.
—Mihra,cevap ver.
—Mihra!..
—Mert,Mert nasıl,Ali?Ne olur bana bunu söyle,yoksa yoksa öld...
Hayır daha fazla konuşamıyordum,öldümü diye soramıyordum,ölemezdi böylece,ölemezdi...
—Mihra,sen şuan da iyi değilsin,biraz sonra seni arayacağım ve sana her şeyi anlatacağım ayrıca Mert iyi merak etme.Şimdi kapatıyorum,dedi ve telefonu kapattı.
Kapatma bile diyemedim.Ama en sondaki cümlesi azıcıkta olsa içimi rahatladı"Mert iyi merak etme".Ali şu güne kadar bana bir kere bile yalan söylemedi,şimdide söylemiş olamazdı,Mert iyidi.Yani aslında ben buna inanmak istiyordum ve inanacaktımda.
Bu konuşmadan sonra yatağımın üzerine oturdum,ellerimi çenemin altına koydum ve bekledim,bekledim,bekledim ama ne Mert'ten, ne Ali'den,ne de bir başkasından ses yoktu.Daha fazla dayanamıyordum,normalde hiç çıkmak bile istemeyeceğim odam üzerime üzerime geliyordu,duramıyordum resmen,o baştan,o başa gidip geliyordum.Baktım olmayacak,dışarı çıkmak geçti aklımdan zaten sitede de güvenlik vardı ama her ne olursa olsun eğer abim veya babam bu saatte dışarı çıktığım öğrenirlerse beni baya bir azarlarlardı.Fakat azar yemek şuan da,şu korkunun yanında denizde damla gibi kalmıştı.Ardından üzerime bir mont geçirip yavaş bir şekilde asansöre doğru ilerledim.Bahçeye indiğimde,bahçede hiç kimse yoktu ama gerçekten de bahçe havası bana iyi gelmişti,nefes alış verişlerim biraz da olsa düzelmişti.Bahçenin yukarısında ki yürüyüş yoluna doğru ilerledim ve yürüyüş yolunda yürümeye başladım,yaz olmasına rağmen hava esiyordu,iyi kide montumu giymiştim yoksa bu havada gezemezdim.Baya bir yukarı çıktım ardından da aşağı doğru inip eve gitmeyi planlıyordum.Aşağı indim ve yorulduğumu farkettim sonrada yürüyüş yolunun kenarlarında ki banklardan birine oturdum,bu bankta oturmak o kadar huzur veriyorduki bana,hiç bir şey düşünmek istemiyordum,başımı dinlemek istiyordum,sadece ben olmak istiyordum,hiç kimse ve düşünce olmadan sadece ben.Ardından saate baktım saat 5 olmuştu ve benim sadece bir saatim kalmıştı.Biraz daha oturduktan sonra ayağı kalktım,tam o sırada güneş doğuyordu ama ben bunu izlemeden eve çıkmak istemiyordum.Güneşin doğuşunu izlemek için güzel bir yer aradım ve buldumda.Oraya çıktım ama orada benden başka biri daha vardı.Kapüşonu arkasından kapalıydı ve kafasını arkasındaki duvara yaslamıştı,bacağının birini kendine doğru çekmişti diğerini ise uzatmıştı.Bu şekilde oturması bana birini hatırlatıyordu ama kim olduğunu çıkartamıyordum.Hiç yapmayacağım bir şey yaptım ve yanına gittim.
—Selam,izin verirseniz bende oturabilir miyim?dedim.
Ama çocuk hiç bir şey söylemedi,bende kendimi yüzsüzlüğe verip bir kez daha sordum;
—İzniniz olursa ben de oturabilir miyim?
Çocuk yine bir şey söylemedi fakat başını öne doğru 'evet' anlamında salladı,bende hemen yanına geçip oturdum.
Tam o sırada güneş doğuyordu,yanımda ki çocuktan ise hiç ses çıkmıyordu.Bende aramızdaki soğukluğu kaldırmak adına;
—Sizin de sohbetinize doyum olmuyor doğrusu,dedim ve küçücük sırıttım ama yok çocukta hiç bir hareketlilik yok.
—Hep böyle sessiz misinizdir?dedim.
Ama çocuk bu sefer cevap verdi.
—Sende,hep böyle çok mu konuşursun?dedi.
Çocuğu konuşturmanın zaferi ile azıcık güldüm ama bu gülme sadece ondan kaynaklanmıyordu ayrıca sorduğu soruda komiğime gitmişti.
—Şey aslında çok konuşmam hatta kendimden daha az konuşan birinin olmadığını sanardım ama yanılmışım galiba.
Çocuk birden yüzünü bana doğru çevirdi.Bu o idi taşın üzerinde oturan kapüşonlu çocuktu bu.
—Gerçekten de az konuştuğunu mu düşünüyorsun?dedi.
Bu soruya cevap veremedim çünkü şuan da çocuğun gözlerine bakmakla meşguldüm.O kadar güzel bakıyorduki,gözlerimi çekemiyordum gözlerinden,gözlerimi biran bile ayırmadan baktım gözlerine,bu bakışmayı o bozdu ve kafasını güneşin doğduğu yöne doğru çevirdi.
Utanmıştım o an.Belkide o kadar dik ve uzun bakmasaydım kafasını çevirmeyecekti diye düşündüm.Benim aklımdan bunlar geçerken,çocuk konuşmaya başladı;
—Neden geceden beridir bahçedesin?
O an şok olmuştum,nereden biliyordu benim bahçede olduğumu?Yoksa beni takip mi ediyordu?Cevap vermek zorundaydım çünkü bir cevap bekliyordu benden.
—Şey aslında uyuku tutmadı,evde de bunalınca bahçeye çıkayım dedim hepsi bu.
—Peki ya siz,siz neden buradasınız?
Bu soruma cevap vermedi.Tam tekrarlayacaktım ki aklıma saat geldi,hemen telefonumu çıkardım ve saate baktım altıya beş dakika vardı.Ayağı kalktım ve;
—Şimdi gitmeliyim,hoşçakalın dedim.
Ardından da eve doğru koşmaya başladım.
Hay Allah adını sormamıştım,ne kadar da aptaldım,nasıl unutmuştum bunu,ah ya.
Eve girdiğimde halâ daha kimse uyanmamıştı,bende yavaşça odama girdim ve kapımı kapattım.Ardından montumu çıkardım ve yatağıma girdim,en derin düşüncelerle uykuya daldım.Sorular
1-Peki ya sizce Mert ölecek mi?
2-Mert bunu neden yaptı,Mihra için mi?
3-Kim bu kapüşonlu çocuk?
Bunların cevabını öğrenmek istiyor musunuz?
İstiyorsanız oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.
5.bölüm en kısa zamanda sayfamda.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim için Benden Uzak Dur
Teen FictionBabası ve annesinin tahini çıktığı için Ankara'ya giden Mihra en büyük aşkını ve en büyük acısını orada yaşar.Hem çok sever fakat bir o kadar da nefret eder.Siz bu romanda aşkın ve acının bir arada olduğunu göreceksiniz.Aşk mı galip gelecek yoksa ac...