**
Yeni ZeyKer hikayesi CAN KENARI ilk bölümü ile yayımda. Profilimden ulaşabilirsiniz. Keyifli okumalar... :)
**
Güneş'in gözlerinin içine baka baka 'evet' dediğimde bundan daha kötü bir şey olamaz sandım ama yanıldım. Güneş'in hemen arkasından içeri giren siyah takım elbiseli tuhaf adamları gördüğüm anda anladım, biraz sonra her şeyin mahvolacağı bir an yaşanacaktı. Güneş haklı mıydı? Kerem'le mutlu olmamın yok muydu hiç imkanı?
İçeriye nasıl girdiklerini anlayamadığım adamların silahlarını çıkardıklarını fark ettiğimiz anda bir anlık refleksle Kerem benim önüme geçerken bense çoktan fırlamış, Güneş'in yanına gitmiştim bile. Ortalık savaş alanına dönerken, silah seslerinin arasında yere eğilerek Güneş'i yan kapıdan çıkarmaya çalıştım. Korkudan ne yapacağımı şaşırmıştım, Güneş ise bir o kadar durgun ve soğukkanlıydı. Hatta bir süre sonra kontrolü tamamen o aldı, beni dışarı çıkarmak için elinden geleni yaptı.
"Güneş.. Güneş sakın ayrılma yanımdan, elimi tut. K-Kerem? Kerem içeride kaldı!"
"Yürü hadi! O bakar başının çaresine, hadi!"
Kapının önünde Oğuz'la karşılaştığımızda istemsizce güvende hissettim kendimi ama onun da silahı yoktu, ne yapabilirdi ki? Zaten Kerem içeride o pis adamlarla baş başa kalmıştı. İçeriye girmek istediğimde Güneş zor tuttu beni. Sonrasında da silah sesleri dışarıda yankılanmaya başladı. Kerem de dışarı çıkmayı başarmıştı. Mermisi bitince silahını yere atıp bize doğru koştu ve bizi korumaya çalıştı. Yan taraftan geçen polisler de çatışmaya katılmışlardı.
Bütün bu olanlar yaşanırken bir arabanın yan tarafında yere çökmüş ve Güneş etkilenmesin diye kulaklarını ellerimle sıkıca kapatmaya çalışıyordum. Bir anlık dikkatim dağıldığında Güneş ayağa kalktı, Oğuz'a doğru gitmeye çalışınca gözlerimin önünde bir felaket yaşandı. Oğuz kendini Güneş'in önüne attıktan hemen sonra yere yığıldı, kanlar içinde kalarak...
"Oğuz!" diye acı bir çığlık attı Güneş, sonrası karanlık..
**
Yatağın ucunda oturduğumda üzerimdeki beyaz elbiseye bakıyorum. Ama beyaza dair hiçbir şey göremiyorum. Hayatın bu denli karardığını henüz yeni mi fark ediyorum? Bilmem.. Çok önce anlamıştım aslında. Ne kırmızı ne tozpembe.. Artık gerçekliği ifade etmiyor mavi bile. Gökyüzünü anlatır halbuki, sonsuzluğu simgeler. Ama hiçbiri yok. Bütün renkler siyaha bürünmüş artık. Maviden kırmızıyı çıkarsak siyah kalıyor, benim üstüm başım zaten siyah. E madem öyle ne anlamı var artık yağmurdan sonra bize selam verecek olan gökkuşağını beklemenin?
Yalnızım.. Işıksız bir oda, perdeler sıkı sıkıya kapatılmış. Böyle istememiştim aslında, böyle tahmin etmemiştim. Farklı olmalıydı, bir farkı bulunmalıydı. Kazmıştım tırnaklarımla o toprağı, metrelerce, saatler boyunca.. Bir hazine arar gibi, bulduğumu sanmıştım en sonunda. O hazine bir adamın kalbinde yatıyordu. Bilmem.. Belki de altın tozuna bulanmış bir sahteliğin ta kendisiydi.
Kızgınım. İçimde bastırmayı beceremediğim yabancı bir öfke var, bugüne kadar hissettiklerimden çok farklı. Sevdiğim birinden nefret edemiyormuşum meğer, öfke duymak da çok zormuş, insanı hayattan soğuturmuş.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRMIZI DÜĞÜM | ZeyKer
Sonstiges2022. Bir SERİ KATİL hikayesi.. 17 yaşında yaşadığı o kabus gibi gecenin ardından bir süre komada kalıp gözlerini açtığında hamile olduğunu öğrenen Hande Sezin'in hayatı doğum yaptıktan sonra tamamıyla değişir. Bebeğini, doğar doğmaz soğuk bir kış a...