İLK BÖLÜMMMMM
İYİ OKUMALAR
1 HAFTA SONRA/ YAZAR'DAN
bazen yıkılmak için, parçalanmak için çok uzun zaman geçmesine gerek yoktur, öyle bir şey olur ki insanın kalbi bin parçaya bölünür... nefes alamaz, tam göğsünün ortasında öyle büyük bir şey olur ki nefes almaya çalıştıkça insanın nefesi daha fena kesilir
Öyle de olmuştu, asel tek bir cümle ile yıkılmış, hayat dolu etrafa neşe saçan o küçük kız tek bir cümleyle ölmüştü. yapraklarını tüm dünyaya kapatmıştı narin çiçek
1 hafta olmuştu bartu öleli
bir hafta olmuştu asel mutluluğunu kaybedeli.
kısa bir süreydi belki, sadece 7 gün. çoğu insanın fark etmeyeceği kadar hızlı geçmişti zaman
1 haftadır asel babasının odasından çıkmıyordu. yemek yemiyordu, uyumuyordu sadece ağlıyordu. babasının kokusunu hissettiği her bir nesneye sarılmış ağlıyordu. Acısını dindirmeye çalışıyordu.
ama biliyordu, ne yaparsa yapsın bağırsa da çağırsa da ağlasa da o acı asla geçmeyecekti. o acı kaç yıl geçerse geçsin hep kalbinin orta yerinde kalacaktı
Çocukluktan beri yanından ayrılmayan, ona aile olan arkadaşları doruk ve çağlar aileleri ile asel'lerde kalıyordu. Bir ümit belki odasında çıkar diye, yalnız bırakmak istemiyorlardı. Asel artık onlara emanetti
hepsi salonda sessizce oturuyordu. Herkes bir şey düşünüyordu, bazıları geçmiş anıları düşünüyordu bazıları geçmiş pişmalıkları... hjerkesin aklında bir düşünce vardı ama kimsenin içinden bir şey yapmak gelmiyordu. Hepsi büyük bir boşluğa düşmüş gibiydi
çağlar, o ise günlerdir sevgilisinin kapısının önünde oturuyordu. Belki çıkar diye, bir ümitti işte, sevdiği kadının canı yandıkça sanki çağlar'ında kalbi parçalanıyordu. Günlerdir aynı yerde oturuyordu doruk ne kadar onu aşağıya çağırsa da aşağı inmemişti.
salonda ki sessizliği mehmet beyin çalan telefonu bozdu.
Şirketten arıyorlardı, şuan en son düşünmek istediği şey işti, günlerdir baş sağlığı telefonlarından bıkmıştı. herkes bu olayın nasıl olduğunu, şirkete ne olacağı gibi saçma sorular soruyordu.
Hiç açmak istemese de açtı o telefonu, belki de üzerinden o ölü toprağı biraz da olsa atmak istedi. Telefonu açıp kulağına götürdüğünde duydukları ile önce kaşları çatıldı, ardından şaşkınca gözleri büyüdü. Telefonu kapattığında ona merakla bakan ailesine döndü
"bartu'nun akrabaları haberi almış buraya geliyorlar"
Herkes şaşırmıştı. Böyle bir şey beklemiyorlardı. Bartu yıllardır ailesi ile görüşmüyordu. Kimse ailesiyle aralarında ne geçtiğini bilmezdi. Bartu her şeyi olduğu gibi o acıyı da kendi içinde yaşamış sadece aralarının kötü olduğunu söylemişti.
Birbirlerini hiç sevmediğini biliyordu ama akrabalarıydı işte en büyük haklarıydı oğullarının acısını yaşamak.
" Asel 'e söylesek mi?"
Dedi derin hanım, kızı gibi gördüğü asel'in daha çok üzüleceğini tahmin ediyordu ama haberi olmalıydı.
"odasından çıkmıyor ki neyse biz onları havaalanından almaya gidelim"
mehmet ve mert bey koşar gibi evden çıktılar, amaçları gelecek olanlara geç kalmak değildi. dışarı çıkıp biraz da olsa nefes almaktı, hanımlar ise mutfağa gidip yemek hazırlıklarına yardım etmeye başladılar
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Prens Ve Prenses
Chick-LitBen babamın kızıyım hikayesi devam ediyor... Babasının ölümünden sonra kendini toparlayamayan bir genç kız. Hayatın acı gerçekleri ile çok genç yaşında tanışmak zorunda kaldı. En sevdiğini kaybetti hayatta ki neşesini kaybetti. Artık hiçbir şey eski...