İkinci Kısım Altıncı Bölüm

183 8 1
                                    

Arkadaşlar eğer beğenmediğiniz yer falan olursa söylerseniz değiştiririm.

Bu bölümün sonlarında smut başlangıcı var. Okumak istemeyen bu bölümün uyarı verdiğim yerden sonrasını ve diğer bölümün smutlu yerini okumasın.

Umarım beğenirsiniz.

Hadi bölüme geçelim!

Arabanın içinde heyecandan dudağımı ısıracak duruma gelmiştim. Çok mutlu hissediyordum. Bana ne kadar değişik bir insan olduğumu söyleyebilirsiniz, zaten biliyorum, ama bu hayalimi gerçekleştireceğim gerçeğini değiştirmiyor.

Ben heyecanımı yenmeye çalışırken çoktan gelmiştik bile. Benim gözlerim en sevdiğim filmi izleyecek olmamdan kaynaklanıyordu ama suratını bana çevirdiğinde, gözlerinin içinde bambaşka bir heyecan görmüştüm. Ama şu an bunu sorgulamak yerine ona öpücük atmıştım. Tam kapıyı açacaktım ki, bir anda dışarı fırladı ve kapımı saniyelik farkla açtı. "En değerliler en önce." Dedi. Başka bir zaman olda döverdim ama anı bozmak istemiyordum.

Ayaklarımı ortamın havasını bozmamak adına arabadam dışarı kibarca atmış, sakin ve kontrollü bir şekilde ayağa kalkmıştım. Avucu havaya dönük bir şekilde elini bana uzatmıştı tutmam için. Gülümseyip elini tutmuştum ve yürümeye başlamıştık. Biz yürürken vale yanımıza gelip anahtarı almıştı. Her şey tuhaf bir ahenk içerisinde ilerliyordu. Biletlerin alındığı yerin önünde durmuş, bilet alıyorduk. Adam bugün buraların çok boş olduğunu, bizim gireceğimiz filmde sadece ikimizin olacağını söylemişti.

İçeriye girdiğimizde, görüntüsü en güzel olan koltuğu seçmiş ve oturmuştuk. Film başladıktan biraz sonra kafamı ona çevirmiştim ve o ufak eksikliği de tam o an fark etmiştim. Patlamış mısır almamıştık. Ama kimin umrundaydı ki?

Dikkatimi ona çevirdiğimde, evet demiştim içimden. Evet, işte şimdi en sevdiğim filmi seyrediyorum.

************

Film bittiğinde, benden beş dakika istemişti. Sen iste bütün ömrüm senin olsun dememek için kendimi tutmaya çalışmakla birlikte, onaylamıştım. O gittikten yaklaşık bir dakika sonra, beyaz perdeye bir şeyler yansıtılmaya başladı.

Bebeğim oradaydı. Yerleri mumlarla aydınlatılmış odanın içerisinde, gururla duruyordu. Elinde kırmızı şarabı vardı. Birazcık uzağında duran keman çalan adam sakin bir parça çalıyordu. Romantik bir parça. Bütün bu görüntü sanki daha önce yaşamışım gibi bir deja vu hissi yarattı bedenimde. O bilindik ama anlamlandıramadığım hisle titredim. Suratında sarhoş bir gülümseme vardı. Konuşmaya başladı.

"Manzara çok güzel ama sen daha güzelsin." dedi

"O kadar güzelsin ki kelimelerim kifayetsiz kalıyor. Güzelliğin karşında aptal bir aşık oluveriyorum anında. Sen, Kim Taehyung beni inanılmaz derecede büyülüyorsun ve bahse varım bundan haberin yok. Her şeyin mükemmel. Karakterin, yüzün, vücudun; her şeyin mükemmel ve senim mükemmelliğin karşısında bir buz misali eriyorum.

Bu buz gibi olan adamı erittin Taehyung. Bu adamı aşkınla erittin. Bakışlarınla, sözlerinle, dokunuşlarınla ve dudaklarınla erittin Taehyung.

Senin dışında hiç kimseye bu şekilde hissetmedim. Dudakların vücudumda dokunduğu her yere kor ateşten izlerini bırakıyor ama bu izler çok kadar güzel hissettiriyor.

Hatta o kadar güzel hissettiriyor ki, beni dudaklarının arasındaki cehennemde sonsuza dek cezalandır istiyorum Taehyung.

Devil (taekook) (b)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin