Haiii, ben geldiim. Giriş bölümüne verdiğiniz oy ve yaptığınız yorumlar için çok teşekkürler. Bu bölüm için de bol bol oy ve yorum isteriiim eheh <3
Yazım yanlışlarım varsa affoluna. Keyifli okumalar! Xx
**
Şimdiki zaman~
Jungkook*
"Çok teşekkür ederim." dedim ev sahibi evin anahtarını bana teslim ettiğinde. "Rica ederim, ev istediğin gibi yeni refit edildi, ama yine de değiştirmek istediğin kısımlar olursa, tesisat işleri için bir tanıdığım var. Yardımcı olurum sana."
Ev sahibi, çok güleryüzlü ve iyimser birine benziyordu. Buraya gelmeden önce defalarca kendisiyle irtibata geçmiştim ve tıpkı telefondaki gibi biriydi. Samimi ve sanki yıllar öncesinde tanışmışız gibi bana iyi davranıyordu.
"İlana baktığımda, bu evin ilk 1900'lü yıllarda inşa edildiğini görmüştüm, sahiden de o kadar eski mi burası?" Aylardır bu evin refit olmasını beklemiştim ve nihayetinde buraya gelebildiğim için mutluydum.
Özellikle tarihi evlere karşı bir ilgim vardı. Gidip bir rezidansta oturmaktansa böyle eski evleri tercih ediyordum. Epeyce masraf çıkartıyordu, ancak yine de bu hoşuma gittiği gerçeğini değiştirmiyordu.
Yaşanmışlıklar kokan evlere özellikle zaafım vardı. "Evet, burayı ilk inşa ettiren kişi kötü bir şekilde öldürülmüş sanırım, böyle bir söylenti varmış. Bu evi 1950 yılında babam satın almıştı. Ondan bana kaldı."
Woah, bu evin asıl sahibinin öldürülmüş olması söylentisi epeyce kötüydü ve istemsizce tüylerim diken diken olmuştu.
"Neden öldürülmüş ki?" Ensemi anahtarla kaşıdığımda dudaklarını büzerek, "Bilmiyorum. Hiç merak etmedim, babam sağ olsaydı ona sorardım." dediğinde gözlerine hüzünlü bir perde çöktü. Bakışları durgunlaştı. Babası vefat etmiş olmalıydı. Güleryüzü bir anda durağanlaşmış, gülüşü dudaklarında solmuştu.
"Oh, başınız sağ olsun." dedim sesimi minimum seviyede tutarak. Göz temasımızı koparmadan toparlanmaya çalışmak ister gibi, buruk bir şekilde gülümseyip başını salladı.
"Başka bir sorun var mı? Evin temizliği, istediğin gibi gelmeden önce yaptırıldı." dediğinde alt dudağımı ısırdım. Temizlik parasını vermediğim aklıma dank etti.
Hızlıca anahtarı cebime tıkıştırıp cüzdanımı ceketimin cebinden çıkarttım. "Kirayla birlikte alırdım, problem değildi." dedi, son derece kibar bir sesle. Benden bir kaç yaş büyük olmasına rağmen epeyce genç gözüküyordu.
Cüzdanımdan çıkarttığım parayı ona doğru uzattım. "Olsun yine de şimdiden vereyim." dedim gülümseyerek. Başını sallayıp parayı kibarca aldı ve yavaşça pantolonunun cebine sıkıştırdı.
"Aa bu arada, Ji Kang-sshi, buraya gelirken bir market gördüm ama araçla 15 dakika kadar uzaklıkta kalıyordu. Daha yakınlarda başka market var mı?" Belki benim gözümden kaçmıştır diye sorduğumda kaşlarını havaya kaldırıp dudaklarını ince bir çizgi haline getirecek şekilde birbirine bastırdı.
"Ne yazık ki, en yakın tahminimce senin gördüğün market, o da dediğin gibi araçla 15 dakikalık mesafede kalıyor." dedi dingin bir sesle. "Ah tamamdır, teşekkürler."
****
Markete gitmiş ve ev için epeyce bir alışveriş yapmıştım. Aracın bagajına dizdiğim tüm poşetleri eve taşıdım. Sonra da yiyecek poşetlerini ayırıp buz dolabına ve mutfak dolaplarına yığdım. Kendime bir sürü çatal kaşık, bardak tabak setleri almıştım. Mutfak araç gereçleri olarak ne bulduysam almıştım aslına bakılırsa.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PUNISHED • TAEKOOK ✓
Fanfiction1921 yılında, halk tarafından büyük tehdit olarak görünen ve canavarmış gibi dışlanılan Kim Taehyung, kasabalılar tarafından yakılarak bir kuyuya atılıp hapsedilmiştir. Evlatlık olarak alındığı Fransız ailesi her şeyden bir haber kayıp olarak bildir...