Haiiii, ben geldiiim. Huhh, özlediniz miii?^-^ Bu ficin yeri ben de çok ayrı. Umarım bir gün gerçekten hak ettiği değeri görür :)
Bölümü hızlı yazdığım için yazım yanlışlarım varsa affoluna. Keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx
**
"Taehyung... Taehyung neredesin?!" Telaş ve korku içerisinde ona seslendim. Kendi sesim odanın duvarlarına çarparak kulaklarımda aksetti.
Onu göremediğim, geri bir dönüş alamadığım için daha da endişeyle fokurdamaya başladı kanım. Ona bir şey mi olmuştu? Tanrım!
"Taehyung lütfen... Lütfen bana cevap ver. Neredesin... Duyuyor musun beni?" Soluk soluğa titrek sesim eşliğinde bağıra çağıra odanın kapısından dışarıya çıktım.
Tüm odaları tek tek aradım. Evin her bir köşesini taradım lakin ona dair hiç bir iz bulamadım.
Gözyaşlarım şiddetlenirken, sızlayan burnumu çekerek evin kapısından çıktığım gibi kendimi bahçeye attım.
Dakikalar önce burada yanan insanlardan da geriye eser yoktu. Eğilip toprağa baktığımda, toprakta ve çimlerde herhangi bir kül dahi göremedim. Çimler sapasağlamdı. Sanki o insanlar hiç yanmamış gibi onlardan da tek bir iz yoktu...
Çömeldiğim dizlerimin üstünden doğrulduğum gibi arka bahçeye koşturdum. "Taehyung?!"
Sesim neredeyse aydınlanmak üzere olan açık alanda derin bir yankı bıraktı. "Taehyung neredesin..."
Onun yakmadan önce astığı korkuluk boştu. Üstünde yalnızca tek bir karga vardı.
Saçlarımı çekiştirmeye son verip aklıma gelen fikirle bu kez kuyuya koşturmaya başladım. Belki de o intikamını alacak diye geçmişi değiştirdiğimiz için yeniden cezalandırılarak kuyuya kapatılmış olabilirdi!
Soluk soluğa rogar kapağı dahi olmayan kuyunun önünde dizlerimin üstüne çöküp aşağıya sarktım.
"Taehyung?!"
1921 yılındaydım, ben hâlen daha 1921 yılındaydım ve bu kuyu kapatılmamıştı bile...
Kuyunun içi su doluydu. Dipsiz karanlık olan kuyuda, tek duyabildiğim ses içerisinde şakırdayan su sesiydi.
"Taehyung? Lütfen kötü bir şey olmamış olsun. Lütfen..." Hıçkıra hıçkıra ağlarken, neredeyse yarıya kadar eğildiğim kuyudan geri çekildim.
"Gücün... Gücün mü tükendi?" Tenim gözyaşlarımın istilasına uğrarken zihnimde saniyesinde trilyonlarca seneryo oluştu durdu.
Belki de kendisi benim yılıma geri dönmüştü ve beni beraberinde götürebilecek gücü olmadığı için yanında gidememiştim. Burnumun kanaması... Bu etkilemiş olabilir miydi? Tanrım! Karmakarışıktım ve bir arbedenin ortasında sıkışıp kalmıştım.
Burada... Burada onu beklemekten başka çarem yoktu. Beni bulabilmesi için eve geri dönmem şarttı. Benim için geri dönerdi. Dönecekti. Dönerdi, değil mi?
"Taehyung... Beni burada bırakmazsın değil mi?" Başımı kuyunun o soğuk taşına yaslarken sırtımı da iyice kuyunun yüzeyine dayadım.
Ona yardım etmiştim, beni... Beni yarı yolda bırakmazdı. Ama... Buraya beni öperek geldiyse... Ve şimdi geleceğe geri döndüyse, ben buradayken benim için geri dönemezse?
Geçmişe ait değildim. Kendi zamanıma geri dönmezsem bu bana da zarar verebilirdi. Tanrım! Çaresizdim ve hiç bir bilgim yoktu!
Onu... Onu beklemekten başka çarem yoktu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PUNISHED • TAEKOOK ✓
Fanfiction1921 yılında, halk tarafından büyük tehdit olarak görünen ve canavarmış gibi dışlanılan Kim Taehyung, kasabalılar tarafından yakılarak bir kuyuya atılıp hapsedilmiştir. Evlatlık olarak alındığı Fransız ailesi her şeyden bir haber kayıp olarak bildir...