PUNISHED • TAEKOOK ✓

10

Haiii, ben geldiiim. Huh şükürler olsun, şükür kavuşturana dediğinizi duyar gibiyim :) Tozlanmış sayfaların arasından selam olsun hepinize. Finale adım adım ilerliyoruz, az kaldığını belirteyim, kapıda final Xx

Yazım yanlışlarım varsa affoluna, düzenlemeden paylaşıyorum çünkü. Ah bu arada bu bölümde smut var:) Keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx

**

Hışımla arkamı döndüğümde, saniyeler önce ayağa kalktığını gördüğüm Taehyung'un zemine yığılıp kaldığını gördüm.

"Ta-Taehyung!"

Koşarak soluk soluğa yanına gidip dizlerimin üstüne çöktüğümde, ellerimle yüzünü avuçladım.

Dağınık saçları parkeye serilmişti, kısık gözleri yanına geldiğim anda benim gözlerimle buluştu.

"Neyin var?" diye telaş içinde soluduğumda, bana çarpık bir şekilde gülümseyip yüzünü tutan ellerime sırasıyla dudaklarını bastırdı.

"İyiyim, iyiyim korkma." dedi derin sesi. "Sanırım seni kendi zamanına getirdiğim için başım döndü biraz." diye ekledi.

"Şimdi kalkabilecek misin? Ben yardım edebilirim." dediğimde başını olumlu anlamda sallayıp elini omzuma attı.

Dizlerimi zeminden ayırıp kendim doğrulurken, Taehyung'u sıkıca tutarak onu da beraberimde kaldırdım.

Ufak adımlarla onu yatağıma doğru ilerletirken, adımlarıma eşlik etti. 

Yatağa uzanmasını sağlayıp ayakkabılarını sırasıyla ayaklarından çıkarttım ve ben de beklemeden onun yanına kıvrıldım.

Kolları vücuduma dolanarak beni yatakta sürükleyip göğüslerimizi çarpıştıracak şekilde beni yakınına çektiğinde nefesim tekledi.

Çakmak gibi parlayan gözleri, gözlerimi esir alırken uzanıp alnıma dudaklarını bastırdı. "Artık intikamını aldın ve şimdi refaha kavuştun, değil mi?"

Dudaklarını alnımdan çekip sıcaklığının yerini hava sarmaladığı ilk anda, kapattığımı dahi fark edemediğim gözlerimi aralayıp ona baktım.

Enseme baskı uygulayıp yüzümü boynuna gömmemi sağlarken, "Evet... Öyle oldu Jeon." dedi ağır ağır.

Sıcacık kolları arasına sığınıp kalırken, kokusunu içime çektim derince.

"Jungkook, hep mutlu ol ve hayatını dolu dolu yaşa." Taehyung, saçlarımın arasına sıcak solukları eşliğinde fısıltısını bıraktı.

Bir yandan tek eli enseme doğru tırmanmış, dağılan saçlarımı okşuyor, bir yandan da saçlarımın arasına saldığı soluklarının arasında dudaklarını saç derime bastırıp öpücükler konduruyordu.

"Birlikte mutlu yaşayalım, Taehyung." Başımı hafifçe gömüldüğüm sıcacık boynundan ayırıp onu görebileceğim şekilde başımı geriye çektim.

Hüzün dolan gözlerini yakaladığım anda kaşlarım çatıldı. Düşünceli gözleri, gözlerimle çarpıştığı anda dudaklarına tembel bir gülümseme yapıştı.

"Bir şey var." diye fısıldayarak hızla göğsünden tutunup kendimi kalkmak için geriye çektiğimde belime dolanan elleri beni sıkıca yakalayıp engel oldu.

"Taehyung ne oldu? Benden bir şey mi saklıyorsun?" diye sordum, içimi sarmalayan endişe silsilesine kapılıp giderken.

Başını tasasız bir şekilde iki yana salladı. "Bir şey olmadı Jeon. Endişe etme."