Uçurum

5.5K 219 54
                                    

    Karakolda oturmuş, omuzumda Barlas'ın ceketiyle, bir komserin masasının önünde bekliyordum. Kavga sırasında yumruk yiyip yere düşen adam Barlas'a bıçak çekmişti. Korkudan çığlık çığlığa bağırdığımı hatırlıyorum. Barış karton bardaktaki çayı uzatınca kafamı kaldırdım.

   "İyi misin?"

  "Ne kadar iyi olabilirsem işte." Çayı alıp önümdeki alçak sehpaya bıraktım. "Bir anda ne oldu anlamadım." Dedim. "Çıkacak mı?"

    "Evet. Yani tahminen öyle. Adamların benzer suçlardan sabıkaları var. Barlas ilk yumruğu attığı için suçlu konumundaydı ama oradan biri onların taşkınlık yaptığını onu kışkırttığını söylemiş."

    "Sanki kışkırtsınlar istedi." Deyince bana çatık kaşlarla baktı. "Yürüyüp gidebilirdik. Ama o durdurup üstlerine gitti. Sarhoş oldukları belliydi zaten."

   "Öyle ama sana laf atmışlar. Bende duramazdım."

   "Aman ne tatlı. Erkeğim beni korudu. Şu an burada olduğuma ne kadar mutluyum anlatamam."

   Barış bir şey demedi. Ona da ayıp oluyordu. Ama arayacak başka kimse aklıma gelmemişti. Barlas o bıçaktan tesadüfen geçen devriye aracı sayesinde kurtulsa da gözaltına alınmaktan kaçamamıştı. Gece zaten berbat olurken düzelmişti ve tekrar berbat olmuştu.

    "Seni eve götürmemi ister misin?"

   Başımı iki yana salladım. "Barlas'la döneceğim eve."

    O beni onaylarken sanki dileğim kabul olmuş gibi Barlas olduğumuz yere doğru bir polis memuru eşliğinde geldi. Barış ben ayağa kalkınca arkasına bakıp o da kalktı.

   "Ne oldu?" Dedi benden önce.

   "Şikayetlerini çekmişler. İfademi imzalayıp çıkacağım." Bana baktı. "Niye burada hala? Eve götürseydin ya."

   "Ben bekledim." Dedim.

   Yorgun gibi gülümseyip memurun yönlendirdiği masaya geçti. Memurla birkaç şey konuştu. Sonunda yazıcıdan bir kağıt çıkarıp Barlas'a uzattı. Göz ucuyla okuyup imzalamasını izledim. Bana geri gelirken çeketini omuzundan alıp ona uzattım.

   "Kalsın."

  "Al." Sertçe söyleyince itiraz edemedi.

  "Barış kusura bakma sende. Bu saatte rahatsız ettik."

   "Olan oldu, önemli değil. Bırakayım mı eve?"
   
    "Ben almıştım arabayı." Dedim. Polisler onları arabaya tıkarken peşlerine takılmıştım.

   "Tamam. Hafta içi görüşürüz. Ya da sabah bize kahvaltıya gelin."

   Barlas ağzını açtı ama erken davrandım. "Sanmıyorum. Önce halletmemiz gereken meseleler var."

   Barlas ses tonumdan bu meselenin kapanmadığını anlamış olacak ki, yüzü asıldı. Ama eve gidene kadar iyi bir açıklama yapması için izin verecektim.

    🥀

   Yol boyu süren sessizlik eve girerkende devam etti. Odamıza çıkınca İrem çantasını yatağa fırlatıp bana döndü. Ben bu bakışı tanıyorsam, konu kapanmadı demekti.

    "Konuşacak mısın?" Dedi sertçe.

    Ceketi çıkarıp yatağa oturdum. "Ne söylememi istiyorsun ki?"

   İnanmadığını belli eden bir ses çıkarıp karşıma geçti. Kollarını da bağlamıştı.

   "Bunu niye yaptın?"

İHANETİN GÖLGESİNDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin