Uyan artık Mert uyan uyan. Hayvan ya bir uyudu kalkmak bilmiyor şimdide. Denizin ortasında mahsur kaldık daha çözüm yolu bulucaz. İnşallah Mert Soyalan kalkarsa tabii. '' Mert uyan artık '' neredeyse 50. söyleyişimdi. '' Tamam sen git ben geleceğim / dikkat et. / evet benimsin . '' diye kelimeler mırıldanıyordu. '' Mert rüya görüyorsun '' dediğimde. Ağlaya ağlaya kalkmıştı yerinden. Ve yerinden kalkar kalkmaz bana sarıldı. Kollarının içinde huzur bulduğum o an. Bitmesini hiç istemediğim an.
'' Çok korktum '' dedi. Ve daha sıkı sarılmaya başladı. '' Ona bir şey oldu diye çok korktum. ''
'' O kim Mert ? '' dedim ve gözlerimi gözlerinde buluşturdum. '' Kimse ya neyse hadi toparlanalım'' sağ elini,sağ yanağımdan sürdükten sonra ayağa kalktı. Bir balıkçı teknesi yaklaşıyordu. İyice yanımıza yaklaştığında tekneye bindik. Sanırım tesadüf,veya da Mert çağırdı. '' Şimdi bizim eve geçelim güzel bi kahvaltı yaptıktan sonra okula geçeriz '' anneme haber vermeden kabul edemiyceğime göre annemi aradım. Burcularda kahvaltı yapıp okula geçeceğiz diye yalan uydurduktan sonra '' Peki ya kıyafetlerım ? ''
'' Eve uğrar giyinirsin '' dedi ve göz kırptı. Havalı şey. Yanii tatlı ve havalı şey demek istedim.
Uzun bır sure sonra tekneden indik ve Mert'in arabasına ulaştık. Yorucu bir günden sonra kendimi arabanın o müthiş rahat koltuklarına attım. Rihanna gelse otursa şu koltuklara valla bir daha kalkmaz yani o derece rahat bişey. Zengin usulü olunca normal tabi. '' Rap dinler misin ? '' diye sorduğumda yüzüme Sence ben dinlemezmiyim ya salak ece dercesine baktı. '' Dinlediğini bilmiyordum '' dedi sırıtarak. Sırıtılcak ne var ki ya ? -,-
Telefonumu cebimden ışık hızıyla çıkarıp hemen bir Sehabe buldum.
- Sehabe / Özür Dilerim.
Herşey harika gidiyordu. Nakarata geldiğimizde Mert kafasını yoldan devirip gözlerini gözlerimle buluşturdu. O bana bakınca tabi reflex olarak bende ona bakmaya başladım.
Özür Dilerim özür dilemediğim için
Seviyorum demesem de yine sevdiğim
Beni bilirsin aynı yerdeyim
Seni üzsemde üzme sen beni.
Gitmeni istemiyorum hiç
Bırakmasın gözlerimizi
Ayrılmak olmaz,ayrılmak olmaz..Parçayı bir kaç kez dinledikten sonra kapattım. Bu sefer Mert söylenmeye başladı '' Seviyorum demesem de yine sevdiğim / Gitmeni istemiyorum hiç . '' bu iki cümleyi tekrarlayıp tekrarlayıp duruyordu.
Seviyorum demesem de yine SEVDİĞİM.
SEVDİĞİM.
SEVDİĞİM.
Ben kafamı cama yaslayıp yolu izlerken aklımdan da şarkının nakaratı geçiyordu. Peki Mert neden bir tek o iki kelimeyi söylüyordu ? Aklımda deli sorular.. Cevapsız sorular tabi.
Uzun bir süreden sonra eve geldik. Evde kimse yoktu. Sadece 2 kadın vardı. Onlarda sanırım hizmetçi felan. '' Ben önce eve uğrayayım giyiniyim kısa süre sonra yine gelirim. '' dedikten sonra kafasını peki dercesine salladı. Evden çıktım hemen yan apartmana ( yan apartman bizim ev oluyor biliyorsunuz ki.) girdim. Annem evde yoktu. Garip o.O Acaba neredeydi ? Hemen odama çıkıp 10 dakika içinde giyindim. Saçlarımı 10 dakika içinde düzleştirdim. 10 dakika da makyajımı yaptım. Yani Mert 'i tam yarım saat beklettim. Beni camdan sallandırmassa iyidir. Koşarak Mertlere gittim. Mert kapıyı açtıı '' Nerdesin ya öldüm açlıktan '' eveet canımı okuyacak kesin. '' Geldik ya be,anca işte. '' Beni aşşağıdan yukarıya doğru süzdükten sonra gözlerime baktı. '' Bu....'' lafını bitiremeden zil çaldı. Mert'in arkasındaydım.
Kapıyı açtı ve karşımızda bir kız duruyordu. Saçları kızıl gibi falan. Ruj desen koyu kırmızı mübarek. Çok taş biriydi. Acaba neden buraya geldi? Hııım. '' Mert bu kim ? '' karşımdaki kız sadece sırıtıyordu. '' Mert beni hatırlamadın mı ? '' diye sordu. Bir yandanda gözleri kızardı. Kadın vampir gibi bişey yahuu.
'' Arya nasıl buldun burayı ? '' Vayy adı da ne ateşli öyle töbe allahım. Arya. '' Buldum işte. Geldiğime sevindin diymi ? '' dedi ve Mertin boynuna atladı. Mert önce karşılık vermedi. Arya denen kızıl şeytan daha sıkı sarılınca Mert sadece sağ koluyla saçlarını okşadı. Bir kolu hala boştaydı. '' Afiyet olsun , Size '' diyerek çantamı elime aldığım gibi kapıdan çıktım. Mert Arya denen kızıl şeytanı ittirip arkamdan bağırdı '' Ece nereye ? Gel buraya.'' diye bağırdı. O an dolduğum için arkamı dönmedim. Ağladımı görsün istemezdim. Odama çıktım koşarak. Hemen perdeyi açıp dışarıya baktım. Mert kollarını açmış sinirli sinirli bir şeyler söylüyordu. Kızıl şeyttan ise oturmuş ağlaya ağlaya onu dinliyordu.
Melis derdi bitti şimdi de bu Kızıl Şeytan çıktı karşımıza. Kesin sevgilisi. Ama Mertin bi sevgilisi olsa Mert bana neden yakın olsun ki? Belli olmaz zengin züppe bunlar. Yattığım gibi gözlerimi tavana diktim. Kulağımda Sehabe Özür Dilerim çalıyordu. Gözlerimden yavaş yavaş büyük damlalar akmaya başladığında aklıma Mertin arabada tekrarladığı kelimeler geliyordu aklıma. O gülümsememi bozan bir şeyde vardı tabi. Mert ve kızıl şeytanın sarılması. hele ki Mert'in o kızın şeytanın saçlarını okşaması aklımdan çıkmıyordu.
Ya biraz daha uzak durucam ? Yada onu kimselere vermemek için direneceğim.
Bölüm biraz geç geldi kusura bakmayın. Yeni bir karakter eklendi . '' Arya. '' Medyadaki Arya ve arabada dinledikleri Sehabe / Özür Dİlerim şarkısı.
Yeni bölümde görüşmek üzere. :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sabah Uykum
ChickLit'' Neden sadece sana ait olduğumu söyledin? '' diye fısıldarken. Burnunu yüzümde gezdirerek '' Çünkü sen sadece benim karanlığımın umudusun. Sadece benimsin. Sadece bana bu kadar çok yakışıyorsun. '' diye fısıldadı ve gözlerini hafif yumarak dudakla...