-Öpücük

95 4 6
                                    

Gözlerimi hafif araladığımda karşımda duran annemı gördüm '' Gunaydın kızım ''

'' Günüm aydın değil pek anneciğim,hemen hazırlanıp çıkıcam,okulda kahvaltı ederim. '' Annem şimdi neden zorlar,biliyorum ve onu tanıyorum. '' Peki ned..''

Dediğim gibi işte. Annemin sözünü keserek '' He bu arada,neden sorma leydim olur mu ? '' deyip elimi annemın yanağında gezdirdim ve hafiften gülümsedim. '' Tamam , ben Sevgi teyzenlere uğrayacağım şimdi,dikkat et kendıne prensesim. '' Dediğinde kafamı onaylarcasını salladım ve annem odamdan gülümseyerek çıktı. Sevgi teyze bızım alt mahallemızde oturuyor. Annemin en yakın arkadaşıdır. Kızını 5 sene önce trafik kazasında kaybetti. O zamanlar hep annem yanındaydı. Aklımdaki düşünceleri bir kenara bırakıp okula Mertten önce yetişme gereği duydum. Ve birde ondan önce evden çıkmam lazım tabiki. Onla karşılaşmak istemiyorum. Zorda olsa ayağa kalktım ve aynaya baktım. Bermuda şeytanına benzer halime baktım. Yorulmuş ve bitkindim. Herşey üst üste geliyor ve artık neden kötü olduğumu unutmuştum. Sahi,ben neden mutsuzdum? Ha doğru. 'Kızıl şeytan.'!!

Yorulmuş ve halsizleşmiş gözlerimin altına açıcı sürdüm,biraz fondotenle morarıklarımı ve şişmiş göz altlarımı düzelttim. Eyeliner ve rimel çekerek biraz daha eski halime döndüm. Eski Ece.!!

Mesaj gelmişti. Kimden geldiğini tahmin ettiğimden telefonu almak için ayağa kalkma gereği duymadım. Bir mesaj daha geldiğinde acil bir şey olduğuna dayanaraktan ayağa kalktım ve telefonu açtım. Bay Ukala 2 mesaj. '' Hemen aşşağı iniyorsun küçük hanım,gelmediğin takdirde ben gelirim. ''

Hıhı canım tabi gelirsin. Çok beklersin inmeyeceğim.

'' İnat etme,camdan sallandırırım ? Veyada kafanı bir suya sokup öldürürüm. Belki kıyamam ama denerim. Mesaj yazmayı sevmediğimi biliyorsun , ya gelirsin,yada gelirim ? '' KIYAMAMAK MI ? BANA KIYAMAMASI ? Kendine gel ece. Bir gereksiz için bu kadar umutlanma. Cevap yazmadan telefonu yatağa fırlatıp dolabımı açtım. Siyah mini eteğimi ve beyaz gömleğimi giydim. Çantamı, telefonumu,cüzdanımı alıp merdivenlerden indim. Beyaz çoraplarımın üstüne siyah converselerımıde giyerek kapıyı açtım. Sizce ne gördüm ? Tahmin edin. Biliyorum tahmin etmesı zor değil.

'' Ağaç oldum burda ece. '' Tabikide mertti.

'' Ayakta bekleyerek ağaç mı oldun yoksa oturarak göt mü büyüttün mert ?'' Tamam belki fazla terbiyesizim. Ama sadece biraz,ufacıcık,çok küçük.

'' Çok masumsun güzelim. '' İç organlarım şey oluyor,şey,şey..,siz anlayın işte.

'' Görüşmemek üzere Mert '' dedim ve arkamı dönerek yürümeye başladım. Bir kaç adım attıktan sonra tekrar arkamı döndüm '' Ha bu arada... Kızıl Şeytanla umarım gece çok eğlenmişsinizdir. '' diye ekleme yaparak tekrar yürümeye devam ettim.

Mert arkamdan gelip kolumu tuttuğunda '' Bırak '' diye bağırdım ve beni bekleyen taksinin kapısını açarak içeriye girdim. SÜRÜNSÜN KÖPEK.


Okula vardığımda koşarak yanıma gelen Batuhana şaşkınlıkla bakıyordum .!!

'' Günaydın Ece , nasılsın ? '' Bi garip davranıyordu.

'' Günaydın Batuhan,iyiyim sen nasılsın '' diyerek gülümsedim.

Bu çocuğu fazla tanımıyorum ama adı okulda,kötü , güvenilmeyecek şekilde yaygındı. İlk zamanlar bir kaç arkadaşım onla iletişim kurma diye uyarı yapmışlardı. Ama ben şuanda bu çocukla konuşuyordum. Sağ elini sağ omzuma koyarak '' Biraz oturalım mı ? '' demişti. Onaylarcasına kafamı salladım. Amacını anlamamıştım. Üzülüyordum aslında onun haline,hiç arkadaşı yoktu. Hep yalnızdı. O duyguyu bildiğimden şuan da yanındaydım. Oturduğumuzda biraz daha yanıma yaklaşmıştı,ve ben korkmaya başlamıştım. Elini belime sardığında yüzünü daha çok yaklaştırmıtşı. O an gerildim. Aklıma kızıl şeytan ve Mert geldiğinden öfkem artıyordu ve ne yapacağımı bilemez hale,kitlenmiş hale gelmiştim. Biraz kendime geldiğimde '' Ne yapıyorsun sen '' diye bağırmamla Mert'in Batuhanı yumruklaması bir olmuştu. '' Yapma mert yapma '' diye bağırmama rağmen Mert beni dinlemiyordu. Etraftakiler deseniz '' döv,ayıranı ben döverim,ahanda vurdu,oha çaktı tekmeyı vs. '' seslerıyle kalabalık yaratıyordu. İnsan bı ayırır dımı ? '' Öyle güleceğinize,ayırsanıza '' diye direnirken, Mert kafasını Batuhana doğru eydi '' Bana ait şeye dokunursan,seni yok ederim. '' BEN MERT'E Mİ AİDİM ? '' O sadece bana ait. Sadece bana. '' diye tekrar yumruk atmaya kalkıştı ki ben bileğinden tuttum '' Yapma. '' gözlerimi gözlerinde buluşturarak '' Lütfen. '' diye ekledim. Mert,Batuhanın üzerinden kalktı ve bileğimden tutarak beni arabaya sürükledi. '' Yapma canım acı....''

'' Kapa çeneni,gidiyiroruz.!!! '' diye bağırdı. Arabaya bindim ve başımı cama yasladım. Sessizdik. Kısa süre sonra Mert sessizliği bozdu.

'' Sözümü sakın kesme Ece, şimdi sadece ben konuşacağım , sen dinliyeceksin. '' Gözlerimi devirerek - Tamam - dercesine kafamı salladım. '' Bak ece,Arya benim eski sevgilim,hemde 5 sene önce ki sevgilim. 9 ay çıkıp ayrılmıştım . Onunla yatmadım , yatmayı bırak onu hiç öpmedim bile. Veya da seni önemsediğim kadar önemsemiyordum onu. Önemsiyordum ama senin kadar değil. Neden bilmiyorum ama onun yanındayken kendimi tuhaf hissediyordum. Mutlu oluyordum sadece. Onunla o yuzden beraberdım. Ayrıldığımızda ona 2 ay sonra geleceğim diye söz vermiştim. Anladın sen işte,yalandan bir sözdü bu. Ondan uzaklaşmaya çalıştım,ama beni hiç bir zaman unutamamış. Bir türlü adresimi bulup evime gelmiş. Ona sarıldım. Hayır hayır. Sarılmadım. Sadece saçlarını okşadım. Çünkü babam hep Arya'nın saçlarını okşardı. Aryanın saçlarını öperdi. Aryanın saçları bana Babamın hissini hatırlatırdı. Ben sadece son kez Aryanın saçlarına sarıldım. Dün , son kez. Ne bileyim,nasıl anlatsam bilmiyorum ama bana inan , Lütfeen. Aryayla aramda hiç birşey yok. Onu hiç sevmedim. Dün gece de onu Ankara'da bir otele yerleştirdim. Hayatımdan kesınlıkle çıktı. Bana inan. Lütfen ece. Kaybetmek istemıyorum senı. Önemsiyorum, çünkü...'' Kelimeleri bir araya getirmeye çalışsamda,boğazım düğümlenmişti. Mert'in ise sadece gözleri biraz dolmuştu. '' Mert ben sana inanıyorum. Çünkü ... ne ? Çünkü ne ? '' Cevap vermedi bir süre.

Arabadan indiğimizde deniz kenarındaki banklardan birine oturduk.

İkimizinde gözleri denize doğru bakıyordu.

Bir süre sonra uzun sessizliği bozdum. '' Sen iyisin,kalbin iyi.''

'' İyi değilim ben ece. Kalpsizim,kötüyüm,zararlıyım.'' İnanmıyor , ne desem inanmıyor.

'' Neden insanların senin içinde ki iyiliği görmesine izin vermiyorsun ? '' Gözlerimiz buluştuğunda '' Çünkü bazı insanlar sadece bekledikleri şeyi arıyorlar. '' Sustum,boğazım daha da düğümlendi. '' Tabi şöyle bir şey daha var küçük hanım. '' - Ne- dercesine kafamı salladım. '' İnsanlar hayatın boyunca kim olduğunu söyleyip duracak sana. Seninse yapman gereken onları susturup ' Hayır,ben buyum demek. ' '' Gözlerimi tekrar devirdim. '' Edebiyat öğretmeni falan mı olmalıydın ? '' diye sırıttım. '' Hayır,sadece gerçekler. '' diyerek gülümsedi. Bana dönerek sağ elini yüzümde gezdırmeye başladığında,doğruldum. Gözlerimiz bir noktada buluştu. İlk defa bu kadar çok dalmıştım gözlerine. Yaklaşmıştı. Ve her geçen saniye daha da çok yaklaşıyordu.

Gözlerimi kapatmıştım hafiften. Öpecek miydi ? Nefesi dudaklarıma değiyordu. Rüya gibiydi. İlk kez bir erkeğe,ve ilk kez Mert'e bu kadar yakındım. '' Neden sadece sana ait olduğumu söyledin? '' diye fısıldarken. Burnunu yüzümde gezdirerek '' Çünkü sen sadece benim karanlığımın umudusun. Sadece benimsin. Sadece bana bu kadar çok yakışıyorsun. '' diye fısıldadı ve gözlerini hafif yumarak dudaklarını benimkilerde buluşturdu. Karşılık vermeye başladım. Kendimi onun kollarının arasındayken güvende hissediyordum. Özgürlüğü,mutluluğu buluyordum. Bana o hissi yaşatıyordu,ve sadece o yaşatabiliyordu. ( Gülümsedim. )


Ne zamandır yazamıyordum,biliyorum biraz geç oldu,ama bu bölümü özür için uzun yazdım . Vote ve yorumu lütfen çok görmeyin. Emeğimin karşılığını bekliyorum canlarım. Yeni bölümde görüşmek üzere,seviliyorsunuz. ^^ :)))

Sabah UykumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin