O günkü mesaim bittikten sonra çıkmak için hazırlandım. Çantamı alıp giyinme odasından çıktıktan sonra gözümle eniştemin nerde olabileceğine baktım. Cafe de ben, Aylin ve Bora kalmıştık. İkisinin mesaisi benden sonra bitiyordu. İkisi sandalyeleri ters çevirmekle uğraşırken onlara iyi geceler dileyip dışarı çıktım. Eylül'ün sonlarında olduğumuz için havalar git gide soğumaya yüz tutuyordu ama hala çok soğuk değildi. Havada biraz ılıklık vardı.
Eniştem arabasının yanında durmuş yanındaki adamla bir şeyler tartışıyordu. Gözümle adama iyice baktığımda bu adamın bugün eniştemle oturan adam olduğunu gördüm. Hani şu zengin müşterisidir dediğim. İkisinin arasında ne gibi bir durum vardı bilmiyordum ama ikisinin yüzü de sirke satıyordu. Yavaş adımlarla eniştemin yanına gittim ve:
"Enişte" dedim. Beni farketmesi için bişey söylemem gerekiyordu.
"Eve gitmiyor muyuz? Geç oldu. Halam bizi merak edecek sonra."
"Sidarcım benim Selimle önemli bir işimiz var. Sen şey yapsan, taksiyle gitsen olur mu?"
Eniştemin bu saatte, böyle zengin bir adamla ne işi olabilirdi ki?
Tam ağzımı açmış bişey diyecekken adının Selim olduğunu öğrendiğim adam benden önce davrandı ve:
"Ekrem, kız tek gitmesin. Malum tacizcisi var, sarhoşu var, uyuşturucu bağımlısı var. Var da var. Şey diyorum acaba ben bizim oğlanı arasam o mu gelip kızınızı eve götürse?"
Eniştem ağzını açmadan ben konuştum. Şey... Ben tek gidebilirim. Hem arada tek gittiğim oluyor. Sorun değil. Gerç-"
"Tamam Selim Bey. Teşekkür ederiz. Siz çocuğu çağırın gelsin Sidar ı eve bıraksın."
İkisinin benim hakkımdaki kararını dinledikten sonra adını Selim olduğunu öğrendiğim adam bana döndü ve elini uzatıp kendini tanıttı uzattığı elini sıktım ve adama baktım.
"Ben Selim Yaran. Eniştenin iş arkadaşıyım. Birazdan oğlum gelip seni evine bırakır. Tanıştığımıza sevindim ve ayrıca memnum oldum."
Diyip bana tebessüm edince bende tebessüm ettim. Adam laf arasında oğlunun beni almaya geleceğini söylemişti ama ben oğlunun in mıdır, çin midir? Neyin nesidir nereden bileyim ki? Ya bana kötü bişey yaparsa? Ya o çocuk kötü biriyse? Ya bana ta- düşüncelerimi yanımızda ani fren yapan siyah bir Arabanın durmasıyla bölmek zorunda bıraktım ve başımı arabaya çevirdim. Araba markalarıyla aram pek iyi deildi. Ama zevkim vardı. Yani sevdiğim türler falan.
Ben arabaya merakla bakmaya başladım. Arabadan inen kişiye baktığımda bugünkü yeşil gözlü çocuk olduğunu gördüm. Üstündeki kıyafetler aynıydı ama saçı biraz dağılmıştı. Üstündeki tişörtü kaslarını sıktığı için kolunun kas yığını olduğunu hemen anlamıştım. Tek kelimeyle yakışıklı bir çocuk olduğu aşikardı.
Saçlarını eliyle karıştırıp Selim bey e döndü ve "Beni neden çağırdın?" Diye sordu. Ha? Neden geldiğini bilmiyor muydu yani?
"Bizim biraz işlerimiz var. Sidar ı evine bırak ki sağ salim gittiğine emin olalım. Kimseye güven olmuyor malum."
"Bana da güven olmuyordur belki nereden biliyorsunuz ki bana guvenebileceginizi?"
Yeşilli çocuk biraz sert çıkışmıştı ama babasının başka bişey daha söylemesine fisrat vermeden bana kısa bir bakış atıp arabaya geçti ve "Arabaya bin." deyip şoför tarafına geçti ve benim binmemi bekledi. Eniştemlere "iyi Geceler" dedikten sonra öndeki kapıyı açtım ve yeşil gözlü- adını hala öğrenemediğim- çocuğun arabayı çalıştırmasını bekledim. Umarım yanlış bişey söylemezdi. Aksi halde çabuk öfke patlaması yaşayabiliyordum...
***
Sınavlardan dolayı bölümü kısa atmak zorunda kaldım. Bunun için özür dilerim.
Yorumlarınızı ve votelerinizi bekliyorum. Öpüldünüz 😘💜💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Delilik Solumda
Teen Fiction"Odan da senin gibi." dediğinde anlamadığımı belli etmek için kaşlarımı yukarı kaldırıp yüzüne baktım. "Senin gibi karmaşık ama güzel." Karşılıklı vote isteyen dm gelebilir :') Lise son sınıf öğrencisi Sidar, babasının yurtdışına iş seyahatine çıkma...