Keyifli Okumalar 📖
Yorumlarınız benim için önemli 💬💭
Ve tabi votelerinizde⭐***
Önümdeki taşa ayağımla vurduğumda kendimi o taşın yerine koydum. Benim o taştan farkım yoktu. Önüne gelen beni ayağıyla vurup kenara savurabilecek potansiyeldeydi ve bense tıpkı az önce kenara savurduğum taş kadar pasif duruyordum. Hayatımdaki olumsuz şeylerin sebebi ben veya benim iyi niyetim miydi? Bazen düşünüyordum insanlar mı fazla kurnaz yoksa ben mi fazla safım diye. Bunun cevabını sanırım biliyordum. Basitti. Fazla saf olduğumu biliyordum. Çevremdekilere fazla değer veriyordum. Çok çabuk affedebilme gibi hiç sevmediğim bir özelliğim vardı. İnsanların bana kırgın olma fikri nedensizce beni de üzüyordu. Sanki birini kırsam aynı şekilde kendimi de kırmış gibi hissediyordum. En nefret ettiğim insanı bile üzmek bana beni kötü hissediyordu.
Kulağımda kulaklığım Azap Hg sesiyle okula doğru yürürken aklımda tam olarak bunlar geçiyordu.
Tam o sırada şarkıda şöyle bir söz geçtiğini duydum:"Uçurumdan korkmam çünkü daha önce çok atladım bulutlardan."
Daha önce defalarca şarkıyı dinlememe rağmen sözlerine dikkat etmemiştim ama bu söz hoşuma gitmişti. Benimde artık korktuğum pek bişey kalmamıştı. Sadece babamı kaybetmek en büyük korkumdu. Benim atladığım bulut annemin bizi terk ettiği zamana aitti. Nedenini bilemesem de annem bizi terk ettiğinde babam bağırmamıştı, çağırmamıştı sadece içmişti ve kendini sonunda toparlamıştı. Düşüncelerimi okula varmamla bölmek zorunda kaldım ama o an kendi kendime söz verdim.
"Bir daha atlama ihtimalim olan bulutlara çıkmayacaktım."Gözümle bahçeyi taradığımda dolmuş olduğunu gördüm. İnsanların arasından geçip okulun girişine doğru yürümeye başladığımda bütün gözler bana bakıyormuş gibi hissediyordum. Bu benim için her zaman öyleydi. Ne zaman yalnız bir yerde kalsam, yürüsem veya herhangi birşey yapsam bütün gözler üstümde gibi hissederdim.
Ellerimi deri ceketimin cebine koyup hızımı artırdığımda sert bir bedene çarpmamla durmak zorunda kaldım. Önüne bakmamak herkesin hobileri arasında olsa gerekti. Başımı yerden kaldırıp çarptığım kişiye baktım ama bir çift turkuaz rengi göz görmeyi beklemiyordum. Kaşlarım otomatikmen çatılırken yanından yürüyüp geçmek hamle yaptım ama o benden önce davranıp önümü kesince diğer tarafa hamle yaptım ama yine benden önce davranmıştı.
"Çekilsene be önümden." Görkemin yüzüne cırladığımda yüzünü buruşturdu ve "Sadece konuşmak istiyorum." dedi. Konuşmak mı? Ne konuşmak istiyordu benimle? Aslında bende onunla konuşmak istiyordum ama bunun için hazır mıydım buna emin değildim. Kendimden bağımsız başımı salladım. Ben önden yürürken arkamdan yürüyen adım seslerini işitiyordum. Önüme çıkan boş bir sınıfa girdim ve ona döndüm. O da kapıyı kapatıyordu. Sonunda aramızdaki adımları kapatıp tam karşımda durdu ve konuşmaya başladı."Ben özür dilerim Sidar. Aslında sen olduğunu bilmem gerekirdi ama nedense senin başka biri olma ihtimalin, o olma ihtimalini öldürüyordu kafamda. Sadece ona çok benzeyen bir başka kız olduğu düşünüyordum."
Gözleri gözlerime pişmanlıkla bakıyor ve benden bir cevap bekliyordu. Derin bir nefes aldım ve ne söylemem gerektiğini kafamda kurmaya çalıştım. Görkem benim gözlerime üzgünce bakarken ona daha fazla kırgın kalamayacağımı anlamıştım. Çünkü dedigim gibi kimseye kırgın kalamazdım ve kimsenin bana kırgın olmasını istemezdim. Omuz silktim ve ona gülümsedim. Bu gülümseme "Affettim" demek oluyordu ve Görkem affettigimi anlamıştı. Görkem bana gülümseyip kollarını belime dolayınca bende kollarımı boynuna doladım. Yüzünü boynuma gömdüğünde huylandığımı hissettim ama bu anı bozmak istemiyordum. Sanırım saçlarımı kokluyordu ya da ben kafamda kuruyordum. Görkemle birbirimizden ayrıldığımız da ikimizde gülümsüyorduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Delilik Solumda
Novela Juvenil"Odan da senin gibi." dediğinde anlamadığımı belli etmek için kaşlarımı yukarı kaldırıp yüzüne baktım. "Senin gibi karmaşık ama güzel." Karşılıklı vote isteyen dm gelebilir :') Lise son sınıf öğrencisi Sidar, babasının yurtdışına iş seyahatine çıkma...