~4~

289 205 20
                                    

İyi okumalar *-*

■■■

Sesin sahibi tabikide Eymen olcaktı. Pislik. Hiç sevmiyordum bu çocuğu. Baran'ın ailesi hakkında ettiği laflar üzerine ona gıcık olmuştum. Ama nedense o Barana olan kinine nazaran benden hoşlanıyordu.  Gözlerimi devirip ona döndüm ve yüzûne doğru "ne var?" diye çemkirdim.

"Hey,hey.. güzelim sakin."

"Evet, ne diyeceksen de. Sınıfa geçmem lazım."

"Neden bana bir şans vermiyorsun? Biliyorsun senden hoşlanıyorum. Bana bir şans versen nolacak ki?"

Üzgün müydü yoksa fazla mı iyi bir oyuncuydu karar verememiştim. Ona çatık kaşlarımın arasından bakarken cevap verdim. 

"Barana yaptıklarından sonra bişeyim olma sıfatına dahi layık değilsin sen. Benim icin tanımadığım bir insandan farkın yok." 

Tam bana ağzını açmış cevap verecekti ki belimde hissettiğim ellerle gelen kişiye baktım. Eymenin da bakışları kararmıştı. Çünkü gelen kisi Barandı. 

Baran benim anaokul arkadaşımdı. Onunla anaokulda te tanışmış ve ortaokul lise derken birbirimizden ayrılmamak icin her şeyi yapmıştık. Ayrıca Baran bizim komsumuzdu. Kumral kıvırcık saçları yanlardan alınmıştı. Sanırım traş olmuştu. Ela gözleri yine bana sevgiyle bakıyordu ama bakışları Eymeni bulunca yine kararmıştı. 

"Sidar bu çocuk seni rahatsız mı ediyor?" Sinirliydi. 

"Ha-hayır. Bende zaten sınıfa geçecektim. Gelsene"

 Baranın koluna girdiğimi gören Eymenin bakışları elime ve Baranın koluna kaydı. Kaşlarını çatmıştı ve çenesindeki kaslar gerilmişti. Bu iyiye isaret değildi. Bana son bir bakış attı ve arkasını dönüp gitti.

Baranla sınıfa girdiğimizde herkes yerine geçmişti ve ders zilinin çalmasına 5 dakika kalmıştı. Baranla pencere tarafı 3. Sıramıza geçtik ve sohbet etmeye başladık. Baran:

"Bugün üniversite gezisi varmış ama hangi üniversite olduğu hakkında hiçbir fikrim yok. "

Demek üniversite gezisi...

Değisik olacaktı. Üniversite en büyük hayalimdi. Aslında tıp okumak istiyordum. Ve Baran da bana hep 'Madem bu kadar istiyorsun. Sen nereye ben oraya' diyordu hep. Ve oda benimle aynı üniversiteyi tutturmak icin çok çalışıyordu. 

"Heyecanlı olacak"dedim ve ders hocasının içeri girmesiyle ayağa kalktım. Evet arkadaşlar yeni bir fizik dersi başlıyordu.

■■■

Bizi geziye götürecek servislere doğru Baranla birlikte yürürken baya heyecanlıydım çünkü hayatımda ilk defa bir üniversite gezecektim. 

Yolda Baranım yine beni yalnız bırakmamıştı. Birlikte oturmuş ve yol boyunca kulaklık takıp gruptan kopmuştuk. Sonunda gezeceğimiz.üniversiteye geldiğimizde kalbim heyecandan gümbürdüyordu.

Bu kadar heyecan yapmam normal miydi?

Kapının girişine baktım. Baya büyük bir bahçesi vardı. Dış kapıdan üniversitenin iç kapısına kadar olan mesafe bayağı uzundu. Üniversite de baya büyüktü. Üniversite eskiydi. Bunu bahçesindeki ağaçlara bakarakta anlayabilirdiniz. Ama bahçesindeki çicekler capcanlıydı. Üniversitenin rektörü önemsiyor olmalıydı. Okulun girişine geldiğimizde ilerde bu universiteye gelmek istediğimi fark ettim. Sadece bahçesi bile buraya gelmem için yeterli bir sebep olabilirdi. 

Dışarda öğrenciler vardı. Bölüm.derslerinin farklı derslerde yapıldığını duymuştum. Dersleri bitmuş olmalıydı. Bize rehberlik eden kadını  dinlemiyordum bile sadece etrafı dikizliyordum. Barana göz attığımda hayattan kopmuş bir şekilde üniversiteli kızları kesiyordu. Ahh, iflanmaz çocuk..

Bu hali tebessüm etmeme sebep oldu. Yüzümdeki tebessümüm duruken başımı başka yöne çevirince az ileride onu gördüm. Ozan..

Beni fark edince kaşlarını çatıp bana baktı. Neden burda olduğumu mu sorguluyordu?

Yüzümdeki tebessüm yavaş yavaş kaybolurken yanındaki kisilere baktım. Yanında onun yaşlarda bir tane kız vardı. Kız cok guzeldi. Kahverengi kıvırcık saçları ve onlara yaklaşmaya başladığımızda gördüğüm kadarıyla mavi gözleri vardı.

Fazla mı yakındılar? Ayy, cins.

Onların önünden gecmek üzereydik ve o bakışlarını benden ayırmıyordu. Ahh fazla yakınından geçmek üzereydim.

Tam önünden geçeceğim zaman ona bakmadım. Iki adım.atmıştım ki bileğimi tutmasıyla olduğum yerde durmak zorunda kaldım.

Heyy, derdin ne seni zorba?

"Geveze? Burda napiosun?"

Bana geveze demeyi kes.

"Geziye geldim." Dedim biraz mesafeli bir tavırla. Ne? Sevgilisi olan biriyle içli dışlı olamazdım. 

Kaşlarını cattı ve yanındaki kıza dönüp gülümsedi. 

"Alevcim bize izin verir misin?"

Demek ismi Alevdi. Kız bana soğuk bir bakış atmayı ihmal etmeden Ozanın yanağına bir öpücük koyup uzaklaştı. Gitmeden once "Görüşürüz Tatlım" demeyi de unutmadı tabi. Iyyy.

Grup Allahtan ağır ağır yürûyorlardı ki çok uzaklaşmamışlardı.

"Artık gidebilir miyim?" dedim çattığım kaşlarımın arasından . 

"Cok soru soran haline noldu Geveze?" Benle dalga geçiyordu ama cidden bugun fazla mı yakışıklıydı. 

"Gruptan ayrılmamam gerekiyor. Baran yokluğumu fark edecek simdi. Gitmem lazım."

"Baran?" Çenesimi gerilmişti onun. Ahaahh kafayı mı yedin Sidar kendine gel. 

"Arkadaşım." Dedim.

Başını salladı ama bisey sormak istiyordu. Bunu anlamıştım.  Gitmem gerekiyordu ama kalmak istiyordum. Neden?

"Sayısal mı okuyorsun?" diye sordu. Başımı salladım. "Peki hedefin var mı?" 

Benimle konuşmaya mı çalışıyordu?

"Evet." 

"Ne olmak istiyorsun?" 

"Doktor olmak istiyorum." diye sorusuna cevap verdim. Aslinda onunla sohbet etmek istiyordum. Ve konuşacaktım da

"Sen ne okuyorsun? Yani hangi bölümdesin"

Dudağının kenarı hafif yukarı kıvrılır gibi olmuştu ya da bana mı öyle gelmişti emjn deildim.

"Mimarlık okuyorum. Guzel bölüm ama baya puan  çıkarman lazım eğer gelmek istersen."

 Bana muzipçe göz kırptığında bende ona gözlerimi devirdim. Egoist mi demeliydim yoksa? Ayrıca kaçıncı sınıf olduğunu söyleme zahmetine girmemişti.

"Kaçıncı sınıfsın yani?"

"İkinci yılım. Senin yollarından bende geçtim Geveze"

İkinci yıl ha. Iyiymiş. Ayrıca bana niye geveze diyip duruyordu ki bu?

"O egonu kendine saklayıp bana geveze demeyi keser misin artık?"

"Neden geveze demiyim ki sana, öyle değil misin zaten?" 

Yakışıklı olduğunuz kadar küstahsınız da bayım.

İçime yeşilçam kahramanı falan mı kaçmıştı be? Ama sevdim bu kelimeyi. Bayım...

"Heyy, ben geveze falan değilim. Lütfen bana bir daha öyle söyleme. Rahatsız oluyorum "

"Tamam. Söylemem." Duraksadı ve en sonunda bana yine "Geveze" diyip gülmeye başladı. Hayır etkilenmemeliyim!

Kaşlarım otomatikmen çatıldı. 

"Vay vah burda kimler varmış, kimler varmış." Ses bana tanıdık gelmemişti. Sesin sahibinr baktığımda Ozanın yaşında belki bir yaş büyük bir çocuk duruyordu. Siyah kot pantolunu, kırmızı tişörtü ve siyah deri ceketiyle, asi havası vardı. Siyah saçları ve kahverengi gözleriyle en az Ozan kadar yakışıklıydı. Bize dogru yürümeye başlayınca olacakları bekledim.

●●●

Votelemeyi unutmayın Aşklar ♡♡♡

Delilik SolumdaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin